Genel Kültür etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Genel Kültür etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Mustafa Kemal Atatürk’ün Yazdığı Nutuk Adlı Eserin Önemi Nedir?

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün Yazdığı Nutuk Adlı Eserin Önemi Nedir?


Mustafa Kemal'in 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının salonunda milletvekillerine hitaben yaptığı, aralıklı olarak altı gün ve toplam otuz altı saat süren konuşmanın metnidir. Mustafa Kemal Atatürk bu uzun ve ayrıntılı konuşmasıyla, 19 Mayıs 1919’da başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın hangi şartlar içinde yapıldığını, Cumhuriyet’in ne gibi zorluklar sonucunda kurulduğunu anlatan önemli bir söylevdir. Mustafa Kemal Nutuk'ta söylediği sözleri bir belgeye dayandırmış, bu tarihi konuşmanın sonunda elde edilen başarıyı Türk gençliğine emanet etmiştir. Nutuk, bu özellikleri ile yakın tarihimizi aydınlatan, eşsiz bir belgedir. Mustafa Kemal bu eserinde yaşadığı her türlü ihanetleri, yalanları, dolanları bir bir ortaya koymuştur. Kimin dost gibi görünüp düşman olduğunu, kimin gerçek vatansever olduğunu nutukta dile getirmiştir. Kurtuluş Savaşını engellemek için oynanan türlü  oyunları tek tek belgelerle ispatlamış ama kurtuluş mücadelesinden vazgeçmediğini anlatmıştır bu eserinde Mustafa Kemal Atatürk.


Nutuk’ta geçen kimi alıntılar şunlardır:

“Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.”

“Oysa, bütün vatanın ve koskoca bir ulusun, ölüm kalımı söz konusu olurken, yurtseverim diyenlerin kendi sonlarını düşünmesine yer var mıdır?”
“İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir ilke yoktur. Türk milleti Türkiye’nin gelecekteki çocukları, bunu bir an akıllarından çıkarmamalıdırlar."


"Bizim gözümüzde çiftçi, çoban, işçi, tüccar, sanatkâr, doktor, kısaca bütün vatandaşların hak, menfaat ve hürriyeti eşittir."
“Bizim Amerikan mandasını tercih etmekten amacımız, bütün toplumları tutsak eden, kalpleri, vicdanları söndüren İngiliz mandasından kurtulmak, sakin ulusların vicdanlarına saygılı olan Amerika'yı kabul etmektir. Yoksa asıl iş para meselesi değildir.”

bb

Tür Mutfağının Yöresel Çorbalarıyla İlgili Bir Araştırma Yapınız.

 

Tür Mutfağının Yöresel Çorbalarıyla İlgili Bir Araştırma Yapınız.


Türk Mutfağının yöresel çorbaları; tarhana çorbası, ezogelin çorbası, yayla çorbası,  düğün çorbası, lebeniye çorbası, beyran çorbası, ayran aşı çorbası, tutmaç çorbası, karalahana çorbası, yuvalama çorbası, işkembe çorbası, mahluta çorbası, alaca çorbası ve daha da çoğaltabiliriz.


İşkembe çorbası: Ülkemizde genel olarak her bölgede yapılan bir çorbadır. İşkembe çorbasının malzemeleri şunlardır: İşkembe, sirke, sarımsak, baharatlar. Dileyen yumurta ve un katarak çorbayı kendi damak tadına daha uygun hale getirebilir. Bu çorba kemiklerin sağlığı için, kişinin bağışıklığını güçlendirmek için yapılan harika bir çorbadır. Özellikle de soğuk havalarda tüketilir ki kişiye daha faydalı olsun.

Lebeniye çorbası: Bu çorba Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlı Urfa yöresinde daha çok yapılır. Nohut, pirinç, et ve yoğurtla yapılan enfes bir çorbadır. Bu çorba  Arap mutfağından  Türk mutfağına uyarlanmış bir çorbadır.


Ayran Aşı Çorbası: Yoğurt,, yarma(buğday), nohut ve baharatlar ile yapılan enfes bir çorbadır. Soğuk da tüketilebilir sıcak da tüketilebilir.

Tarhana çorbası: Ülkemizin genelinde yapılan çorba türüdür. Yoğurt, domates, un, biber ile yapılır, kurutulur ve bir hafta kadar güneşte bekletilir. Besleyici ve şifalı bir çorbadır.

bb

Dede Korkut Kimdir?

 

Dede Korkut Kimdir?


Dede Korkut ya da diğer adı ile Dedem Korkut; Türk edebiyatının en önemli ve en eski eserlerinden biri olan Dede Korkut Hikayelerinin  bilge bir anlatıcısıdır. Oğuz Türklerinin destansı kahramanlık hikayelerini anlatan Dedem Korkut, aynı zamanda Türk kültürünün, geleneklerinin ve değerlerinin te taşıyıcısıdır. Dede Korkut Hikayelerinde işlenen konula şunlardır: Sadakat, aile bağları, cesaret,  doğruluk, dürüstlük, adalet, içten dualar  vardır. Ayrıca Türk milletinin tarihsel yaşam biçimini, inançlarını ve sosyal yapısını da yansıtır bu hikayeler. Hikayelerdeki kahramanlar, zorluklar karşısında gösterdikleri dirayet ve erdemleriyle okuyuculara ilham verir. 


Dede Korkut Hikayeleri günümüzde de Türk Kültürünün ve edebiyatının temel taşlarından biri olarak değerini korumakta ve kuşaktan kuşağa aktarılmaya devam etmektedir.  Deli Dumrul, Dirse Han, Kazan Bey, Bamsı Beyrek,  Banu Çiçek, Burla Hatun, Başat, Bayındır Han gibi kahraman adları vardır.

Dede Korkut Hikayelerinde geçen özlü sözlerden bazılarına örnek vereceksek şunları yazabiliriz:


“Dedem der, "Fakir ve miskinin hayır görmediği cimri zenginler yağmalansa daha iyi."

"Geçen günün geçmiştir, gelen günün hayra dönsün"

“Ecel vakti ermeyince kimse ölmez, Ölen adam dirilmez, çıkan can “geri gelmez."

“Eski pamuktan bez olmaz, eski düşman dost olmaz.”

bb

Orhun Yazıtlarının Özellikleri

 

Orhun Yazıtlarının Özellikleri


 Orhun Abideleri,  Orhun Kitabeleri olarak da bilinmektedir. Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Göktürk alfabesi ile yazılmıştır. Orhun yazıtları Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk adına yazılmış eserlerdir. Orhun yazıtları Yollug Tigin tarafından yazılmıştır. Ancak Tonyukuk kendi kitabesini kendisi yazmıştır. 


Türklerin siyasal, sosyal ve ekonomik yaşamları hakkında bilgi veren kitabelerdir. Tarihte bilinen ilk yazılı kaynaklardır.  Bu kitabeler, Türk dilinin bilinen ilk yazılı kaynakları olması nedeniyle dilimizin tarihi ve gelişimi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde   Orhun Yazıtları ile ilgili ilk kitap 1924 yılında Türkolog  Necib Asım  tarafından Osmanlı Türkçesi ile yazılmış ve Orhun Abideleri adıyla yayımlanmıştır. Orhun ırmağı yatağında bulunan kitabeler, Danimarkalı dilbilimci Wilhelm Thomsen tarafından okunmuştur. Söylev tarzında yazılmış bir eserdir. Kitabelerin yazımında kullanılan dil son derece gelişmiş ve işlenmiş bir dil olarak ifade edilebilir.


 Orhun kitabeleri ilk kez 1889 yılında bulunmuştur. Moğalistan da Orhun vadisinde bulundukları bilinmektedir. Kitabelerin 4 cepheden oluştuğu bilinmektedir. Bir cephesinin Çince diğer üç cephesinin ise Göktürk Türkçesi ile yazıldığı söylenebilir.

bb

Aziz Sancar İle Görüşme İmkanınız Olsaydı Ona Neler Sorardınız?

 

Aziz Sancar İle Görüşme İmkanınız Olsaydı Ona Neler Sorardınız?

 

Aziz Sancar, Türk-Amerikalı doktor, akademisyen, biyokimyager ve moleküler biyologdur. 2015 yılında, Tomas Lindahl ve Paul L. Modrich ile birlikte DNA onarımına ilişkin çalışmaları nedeniyle Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülmüştür Çalışkan, dürüst ve  onurlu bir bilim insanıdır. Aziz Sancar’a şu soruları sorardım:


Her gün kaç saat çalışıyorsunuz?

Çok çalışmak mı sizi başarılı kıldı yoksa verimli çalışmak mı?

Bu kadar büyük bir başarıya imza attınız ve ülkemizi gururlandırırsınız. Bu konuda neler hissediyorsunuz?


Çocukken de bilime meraklı mıydınız, sizi kim yola  yönlendirdi?

Başarmak için sadece çalışmak yeterli midir?

Çocukken hayaliniz neydi?

Ailenizin başarınızda etkisi olduğunu düşünüyor musunuz,  bu konu hakkında neler söylersiniz?

Bilim insanı olmak için neler yapmam gerekir?

 Ödülünüzü neden Mustafa Kemal Atatürk’e adadınız?

Kaç yıldır yurt dışında yaşıyorsunuz, yurt dışında eğitim görmenin size ne gibi faydaları oldu?


Bizim de  beyin göçü alan ülke olmamız için ülkemizde ne gibi çalışmaların olması gerekir?

Sizi kendime örnek alıyorum ve çok seviyorum. Bana ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?

Bir daha ödül almak için yeni çalışmalar yapacak mısınız?

bb

Türkiye’nin En İyi Üniversiteleri Açıklandı

 

Türkiye’nin En İyi Üniversiteleri Açıklandı


Ülkemizde en iyi üniversiteler açıklandı ve bu üniversitelerin hangileri olduğunu ve hangi şehirlerde olduğuna bir bakalım.

1. Koç Üniversitesi:  Koç Üniversitesi, 1993 yılında İstanbul'da eğitime başlamış olan bir vakıf üniversitesidir. Faaliyetlerine 400 öğretim üyesi ve yaklaşık 6900 öğrenciyle devam etmektedir.

2. Hacettepe Üniversitesi:  Hacettepe Üniversitesi. Sıhhiye yerleşkesi, Ankara'nın ilk yerleşim bölgesi olan Ulus semti ile Hamamönü semtleri arasındaki bölgede yer almaktadır. 


3. Ortadoğu Teknik Üniversitesi: Ankara’da kurulmuş bir devlet üniversitesidir.

4) Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi, Ankara'da yer alan bir devlet üniversitesidir. 13 Haziran 1946 tarihinde kabul edilen 4936 sayılı kanunla kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde kurulan ilk üniversite olma özelliğini taşır.

5) İstanbul Teknik Üniversitesi: İstanbul Teknik Üniversitesi, kökleri 1773 yılına dayanan İstanbul'da yer alan bir devlet üniversitesi. 1773 yılında kurulan Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyûn, III. Mustafa döneminde mühendislik eğitimi vermek için askeri bir okul olarak kuruldu. 

6) İstanbul Üniversitesi: İstanbul Üniversitesi, ana yerleşkesi İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan, Türkiye'nin en eski devlet üniversitesidir.


7) Gazi Üniversitesi: 1926 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatı ile Ankara’da temelleri atılan Gazi Üniversitesi, cumhuriyetin ilk üniversitesi olma unvanını da elinde bulunduruyor.

8) İstanbul Cerrah Paşa Üniversitesi: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, İstanbul'da yer alan bir devlet üniversitesidir

9) Sabancı Üniversitesi: Sabancı Üniversitesi, 1999 yılında İstanbul'da kurulmuş bir vakıf üniversitesidir. 

10) Ege Üniversitesi: Ege Üniversitesi, 20 Mayıs 1955 tarihinde yayımlanan 6595 sayılı kanunla 9 Mart 1956 tarihinde, İzmir'de Ege Bölgesi'nin ilk, Türkiye'nin 5. üniversitesi olarak eğitim-öğretim hayatına başlayan devlet üniversitesi.

bb

Japonların Çocuklara Öğrettiği Davranışlar

 

Japonların Çocuklara Öğrettiği Davranışlar


Japonların çocuklarına öğrettiği belli başlı davranışlar vardır. Bu davranışlar çocukların kendine olan güvenlerini artırır ve kişisel gelişimlerine katkı sağlar. Bu davranışlar şunlardır:

Birisi konuşurken dikkatli bir şekilde dinle.

İnsanlara selam ver. Soruları açık ve duyulabilir bir sesle cevapla

Başkalarına ait olan eşyaların, sana ait olmadığını anla.


Ayakkabılarını çıkardıktan sonra düzenli bir şekilde yerine koy

Giysilerinin temiz olduğundan ve kırışık olmadığından emin ol.

Gece erken yatmayı sabah ise erken kalkmayı öğren ve bu sorumluluğa kendini alıştır.

Kahvaltıyı önemse ve kahvaltısız dışarı çıkma

Dişlerini düzenli olarak her gün fırçalamaya özen göster.

Asla yalan söyleme.

Kimseyi dışlama ve kimseye dışlanmış hissettirme

Eğer birinin problemi varsa ona yardımcı ol, onu dinle ve onunla empati kur.

Kimse hakkında kötü konuşma

İnsanlarla iyi geçinmeyi, oynamayı ve bir şeyler öğrenmeyi alışkanlık haline getir.


Eğer hata yaptıysan büyük bir ciddiyetle özür dile.

Hem doğada zaman geçirip rahatlamak, hem de daha fazla hareket etmek için dışarıda oyna.

Sadece tek başına oynama. Başkalarıyla da oynayabilecek kadar sıcakkanlı ol.

bb

Teknolojik Gelişmeler Üretimle İlgili Hangi Kolaylıkları Sağlamıştır? Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

 

Teknolojik Gelişmeler Üretimle İlgili Hangi  Kolaylıkları Sağlamıştır? Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

 

Teknolojik gelişmeler  her alanda katkı sağladığı gibi üretim alanında da büyük katkılar sağlamıştır. Bundan dolayı da üretim alanında teknolojik araçlar kullanılmaya başlanmıştır. Bunlar traktörler, traktörler, buldozerler, kamyonlar vb’dir. Teknolojik gelişmeler sayesinde üretim alanında kolaylıklar sağlanmıştır ve insan emeğinin yerini teknolojik aletler almaya başlamış bu da zamandan ve enerjiden tasarruf sağlamıştır.  Üretim teknolojisi birçok açıdan insanlığa fayda sağlamaktadır. Bu alanda kullanılan teknoloji çok daha düşük enerjiyle çok daha fazla üretim yapılmasını sağlıyor.  İnsanlar için risk teşkil eden işlerde iş makineleri sayesinde zor olan işler daha kısa sürede yapılmaya başlanmış ve böylece hem insanlara kolaylık sağlanmış, hem de insanların hayatını riske atan zor işleri makineleri yapmaya başlamıştır.


İlerleyen dönemlerde ise yapay zekalar insanların yapamadığı birçok işi hızlı bir şekilde yaparak dünya ekonomisinin daha da gelişmesini sağlayacak.  Sanayi Devrimi ile birlikte bilim ve teknik alanında da büyük ilerlemeler başlamıştır. Bilimsel ve teknik buluşların birçoğu üretimde kullanılmıştır. 20. yüzyılda ise hem tarım hem de sanayi alanında yeni araçlar ortaya çıktı.

 

Traktör ve biçerdöver gibi araçların yaygın kullanımı ile birlikte tarımsal faaliyetler gelişmiştir. Endüstriyel üretimde kullanılan makineler ise bilgisayarın icat edilmesi ile beraber çok daha donanımlı hale getirilmiştir. 21. yüzyılda, 20 yıl içerisinde üretim teknolojisi alanında  çok sayıda yenilik ortaya çıktı. Buhar gücüyle çalışan makineler yerini sırayla elektronik, otomatik ve dijital cihazlara bıraktı. Günümüzde artık dijital bir üretim teknolojisi kullanıyoruz. Tasarım, kalite kontrol ve veri analizi dijital cihazlar ile yapılmaktadır.  Üretimde en sık kullanılan teknolojilerin başında dijital baskı gelmektedir. Tabela, afiş ve pano imalatında kullanılan dijital baskı teknikleri üretimdeki maliyeti düşürüp ürünlerdeki kaliteyi arttırmıştır.



 

bb

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesiyle İlgili Araştırma Yapınız.

 

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesiyle İlgili Araştırma Yapınız.


UNESCO kelimesi, İngilizce “United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization” kelimelerinin baş harfleri alınarak oluşturulmuş ve dilimizde "Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu" biçiminde karşılanmıştır.

 

İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi aşağıda yazılanlardır.

Aralık 2023 tarihi itibariyle Türkiye’nin Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine kayıtlı 30 adet unsuru bulunmaktadır. Bunlar da şunlardır:

1.    Meddahlık Geleneği (2008)
2.    Mevlevi Sema Törenleri (2008)
3.    Âşıklık Geleneği (2009)
4.    Karagöz (2009)
5.    Nevruz (Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Özbekistan ve Pakistan ile ortak dosya (2009) (2016 yılında dosya Afganistan, Azerbaycan, Hindistan, Irak, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tacikistan ve Türkmenistan katılımı ile genişletilmiştir)
6.    Geleneksel Sohbet Toplantıları (Yaren, Barana, Sıra Geceleri ve diğer, 2010)
7.    Alevi-Bektaşi Ritüeli Semah (2010)
8.    Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali (2010)
9.    Geleneksel Tören Keşkeği (2011)
10.  Mesir Macunu Festivali (2012)
11.  Türk Kahvesi ve Geleneği (2013)
12.  Ebru: Türk Kâğıt Süsleme Sanatı (2014)
13.  İnce Ekmek Yapımı ve Paylaşımı Geleneği: Lavaş, Katırma, Jupka, Yufka (Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye ile ortak dosya) (2016)
14.  Geleneksel Çini Sanatı (2016)


15.  Bahar Bayramı Hıdırellez (Makedonya ile ortak dosya) (2017)
16.  Dede Korkut-Korkut Ata Mirası: Kültürü, Efsaneleri ve Müziği (Azerbaycan ve Kazakistan ile Ortak Dosya, 2018)
17.  Geleneksel Türk Okçuluğu (2019) 
18.  Minyatür Sanatı (Azerbaycan, İran ve Özbekistan ile Ortak Dosya) (2020)
19.  Geleneksel zekâ ve strateji oyunu: Togyzqumalaq, Toguz Korgool, Mangala / Göçürme (Kazakistan ve Kırgızistan ile Ortak Dosya) (2020)
20. Hüsn-i Hat, Türkiye’de İslam Sanatında Geleneksel Güzel Yazı (2021)
21. Çay Kültürü: Kimlik, Misafirperverlik ve Toplumsal Etkileşim Sembolü (Azerbaycan ile ortak dosya, 2022)
22. İpek Böcekçiliği ve Dokuma için İpeğin Geleneksel Üretimi (Afganistan, Azerbaycan, İran, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan ile ortak dosya, 2022)
23. Nasreddin Hoca/Molla Nesreddin/Molla Ependi/Apendi/Afendi Kozhanasyr Fıkra Anlatma Geleneği (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ile ortak dosya, 2022)
24. Tezhip/Tazhib/Zarhalkori/Tezhip/Naqqoshlik (Azerbaycan, İran İslam Cumhuriyeti, Tacikistan ve Özbekistan ile ortak dosya, 2023)


25. İftar/Eftari/İftar/İftor ve Sosyo-Kültürel Gelenekleri (Azerbaycan, İran İslam Cumhuriyeti ve Özbekistan ile ortak dosya, 2023)
26. Balaban/Mey Zanaatkârlığı ve İcra Sanatı (Azerbaycan ile ortak dosya, 2023)
27. Sedef Kakma İşçiliği (Azerbaycan ile ortak dosya, 2023)



Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi ise şunlardır:


28. Islık Dili (2017)
29. Geleneksel Ahlat Taş İşçiliği (2022)
30. Zeytin Yetiştiriciliği ile İlgili Geleneksel Bilgi, Yöntem ve Uygulamalar (2023)

bb

Zanaat Ve Sanat Hakkında Edindiğiniz Bilgileri Arkadaşlarınızla Paylaşınız.

 

Zanaat Ve Sanat Hakkında Edindiğiniz Bilgileri Arkadaşlarınızla Paylaşınız.


Zanaat ve sanat hakkında edindiğim bilgiler şunlardır:

 Zanaat ve sanat kelimesi dilimize Arapçadan  gelmiş kelimelerdir. Zanaat; el ustalığı isteyen, pratik bir yarar sağlayan işlere denir. Her iki alanda da başarılı olmak, uzun yıllar süren tecrübe, beceri ve ustalık gerektirir. Zanaatta öncelikli olan emektir. Sermayeden çok nitelikli emek ön plandadır.  Zanaatkârın el becerisinin gelişmiş olması önemlidir. Zanaatla uğraşan her birey zanaatkâr olamaz. Zanaatkâr olması için takı üretimi, ayakkabıcılık, çömlekçilik, berberlik, marangozluk, bakırcılık gibi zanaat içeren meslek dallarından birinde aktif olarak üretim yapması gerekir. Zanaat kapsamındaki işlerin ticaretini yapması zanaatkâr olmaya yetmez.

 

Sanat ise; bir duygunun, bir düşüncenin, bir güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümüdür ve yaratıcılığı, özgünlüğü ifade eder. 

Camcılık, nakkaşçılık, dokumacılık, bakırcılık, kunduracılık, taş ustalığı, halıcılık vb bunlar zanaat türleri arasında yer alır.

Edebiyat, resim, heykelcilik, edebiyat, sinema, tiyatro, müzik vb gibi şeylerde sanat türleri arasında yer alır.

 

Zanaat ve sanat arasındaki farklar ise şunlardır:

Sanatta ortaya çıkan eser tek ve eşsizdir. Zanaatta birbirine benzer eserler üretilir. 

Zanaatta maddi kazanç beklentisi vardır sanatta ise böyle bir beklenti yoktur.

 Sanatta yetenek ön plandayken zanaatta  yetenek ise çıraklık, kalfalık ve ustalık yolu ile kazanılır.

Sanatta öncelikli olan estetiktir, zanaatta ise ihtiyaçlardır.

Hem sanatkâr hem de zanaatkârın yaratıcılık becerileri gelişmiş olmalıdır.

Sanatta da zanaatta da ortak benzer malzemeler kullanılabilir.

bb

Down Sendromu Hakkında Bilgi Edininiz.

 

Down Sendromu Hakkında Bilgi Edininiz.


Down sendromu, 21. kromozomunun fazladan bir kopyasına sahip olunduğu, toplamda 46 yerine 47 kromozomun bulunduğu genetik kromozomal bir bozukluk olarak adlandırılır.  Kromozomdaki bu farklılık, kişinin beyin ve vücudu için gelişimsel sürecini doğrudan etkiler. Down sendromu engellenebilen veya önlenebilen bir durum değildir.


 Down sendromunun kesin tanısı genetik test ile konur. Down sendromlu çocuklarda  şunlar görülür:  Yüzde ve burun kökünde basıklık, boYda kısalık, kafada küçüklük, kulak enfeksiyonları, diş hastalıkları, normal olmayan büyüklükte bir dil, Avuç içinde palmar kıvrımı adı verilen bir kıvrım olması,  çekik gözlülük ve iki gözün birbirinden uzak gibi olmasıdır. Genellikle 35 yaş ve üzeri kadınların down sendromu veya başka tür bir genetik hastalık teşhisi konmuş bir çocuğa sahip olma ihtimali daha yüksek olarak değerlendirilir. 35 yaş ve üstü yaşlarda anne olanların down sendromuna sahip çocuklar dünyaya getirme riski fazladır ancak kesinlikle böyle olacak diye de bir durum yoktur.


Down sendromu çocuklar için yapılan çalışmalar şunlardır:


Okuldaki özel eğitim programlarına katılmak

Konuşma terapisi

Altta yatan tıbbi durumların tedavisi

Görme sorunları için gözlük veya işitme kaybı için destekli işitme cihazları takılması

Fiziksel veya mesleki terapi.

bb

Atatürk Orman Çiftliği Hakkında Araştırma Yapınız.

 

Atatürk Orman Çiftliği Hakkında Araştırma Yapınız.


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından parça parça alınarak ve farklı kişilerden alınarak arazi üzerine  kurulan ve Türk tarımına öncülük eden çiftliğin adı Atatürk Orman Çiftliği’dir. Bu çiftlik Ankara’da yer alır. Atatürk Orman Çiftliği içerisinde ülkemizin en büyük hayvanat bahçesi yer alır. Ayrıca burada Mustafa Kemal’in Selanikte'ki bir evinin benzeri, devlet mezarlığı ve tarihi Karadeniz Havuzu yer alır. Milli Mücadele Dönemi öncesi  Ankara'da da Ankara Belediye Reisliği yapan  Hacı Ziya Bey’in özel mülkiyeti olan Orman Çiftliği Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra kamulaştırılarak yani devlet tarafından satın alınarak Atatürk'e armağan edilmiştir. Bu orman çiftliği o yıllarda büyük bataklık içinde olan bir araziydi. Mustafa Kemal’in emri ile bu bataklık yer büyük bir orman çiftliğine dönüştürülmüştür. 


 Orman Çiftliğinde yapılan çalışmalar bahçecilik, hayvancılık, bağcılık ve fidan yetiştirme alanlarında çiftçilere örnek ve yol gösterici oldu. Çiftlikteki tarım ve hayvancılık faaliyetleri doğrultusunda bünyesinde endüstriyel tesisler de kuruldu. Mustafa Kemal'in Ankara'da bir çiftlik kurma arzusunda bozkır ortasına kurulmuş olan yeni başkent Ankara’nın halkı için bir doğa güzelliği olmuştur. Orman Çiftliği 1 Nisan 1950’de yürürlüğe giren 5659 sayılı Kanun ile “Atatürk Orman Çiftliği” adını almıştır. Çiftliğin hikayesi ise şu şekildedir: Tarım Bakanlığı uzmanlarından Schmit; bu elverişsiz koşullarda ya sabır tükenir ya para dese de, diğer uzmanlar; bataklık, çorak ve fakir bir yerle karşı karşıya olduklarını dile getirseler de Mustafa Kemal Atatürk  “İşte istediğiniz yer böyle olmalıdır. Ankara’nın kenarında, hem batak, hem çorak, hem de fena yer. Bunu biz ıslah etmezsek, kim gelip, ıslah edecektir?” cevabını veriyor ve çiftliğin kurulma çalışmaları başlıyor. 


 Atatürk Orman Çiftliği'nin  kurulma çalışmalarının başlamasıyla o kıraç ve verim alınamaz denilen  topraklar, birkaç yıl içinde modern tarım örneklerinin çiftçiliğe aktarılmasıyla muhteşem bir değişime uğramış ve mesire yeri olarak halkın ziyaretine açılmıştır. Bu da Mustafa Kemal'in ne kadar azimli, ileri görüşlü ve zeki bir insan olduğunu bize bir kez daha kanıtlamıştır. Ülkemizin en önemli gezilecek yerlerinden biri de Atatürk Orman Çiftliği’dir.

bb

Türk Bilim İnsanlarından Kimleri Tanıyorsunuz? Bu Bilim İnsanlarının Yaptıkları Çalışmalar Hakkında Bildiklerinizi Açıklayınız.

 

Türk Bilim İnsanlarından Kimleri Tanıyorsunuz? Bu Bilim İnsanlarının Yaptıkları Çalışmalar Hakkında  Bildiklerinizi Açıklayınız.


Türk bilim insanlarından El Cezeri, Biruni, Ali Kuşçu, Farabi, Fatih Sultan Mehmet, Hazerfan Ahmet Çelebi, İbni Sina, Lagari Hasan Çelebi ve daha çok sayıda bilim insanının olduğunu araştırdım ve  neleri başardıklarını okudum ve geçmişimizde ne kadar değerli bilim insanlarımızın olduğunu anladım. Bunlardan bazılarını ve yaptıkları çalışmaları kısaca anlatmak istiyorum:


 Cezeri: İlk sistem mühendisi ve ilk sibernetikçi ve elektronikçi Bilgisayarın babası; oysa bilgisayarın babası yanlış olarak ingiliz matematikçisi Charles Babbage olarak bilinir.

İbni Sina: Tıp alanında özellikle "el-Kanun fi't-Tıb" (Tıp Kanunu) adlı kitabı ile ünlü olan İbn-i Sina matematik, astronomi, mantık, psikoloji, kimya ve metafizik alanlarında da önemli eserler kaleme almıştır.


Biruni :  Dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamı Ümit burnu, Amerika ve Japonya'nın varlığından bahseden ilk bilim adamı. Biruni Amerika kıtasının varlığını Kristof Colomb’un Keşfinden 500 sene önce bildirmiştir. Matematik, jeoloji, Coğrafya, Tıp, Felsefe, Fizik, Astronomi gibi dallarda eserler yazmıştır. Çağın En Büyük Alimidir.


Harezmi : İlk cebir kitabını yazan ve batıya cebiri öğreten bilgin. Adı algoritmaya isim oldu rakamları Avrupa’ ya öğreten bilgin. Cebiri sistemleştiren Bilgin.

Ömer Hayyam : (Cebirdeki binom formülünü bulan bilgin. Newton veya binom formülünün keşfini yapan kişi de Ömer Hayyam'dır.

bb

Oktay Sinanoğlu’nun Kültür ve Medeniyetimize Sağladığı Katkılar Nelerdir?

 

Oktay Sinanoğlu’nun Kültür ve Medeniyetimize Sağladığı Katkılar Nelerdir?


1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verilmiştir. 1 Temmuz 1963 tarihinde kimya alanında kendisine  tam profesörlük unvanı verilmiştir.  Oktay Sinanoğlu 20. yüzyılda Yale Üniversitesinde "tam profesörlük" unvanını en genç yaşta kazanan öğretim üyesi olmuştur.   İlerleyen zamanlarda, son yüzyılda tam profesörlük unvanını alan en genç ikinci öğretim üyesi olduğu ortaya çıktı. 


Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok toplumda bir Türkçe bilinci oluşturmaya adadı ve Türkçenin yabancı dillerin istilası altında olduğunu vurguladı. Bunu defalarca söylemeye devam eden, milli bilinci yüksel olan, duyarlı bir insandır Oktay Sinanoğlu. Eğitim dilinin Türkçe olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savundu. Türkçede bulunan yabancı kökenli olduğunu söylediği bazı kelimelere çeşitli karşılıklar önerdi. Bu anlamda kültür ve medeniyetimize çok katkısı olmuştur. Çünkü milli benliğini, milli kültürünü korumaya çalışmış ve yabancı özentiliğinden vazgeçilmesi gerektiğini çıktığı televizyon programlarında da devamlı söylemiştir.  Dilin sadeleştirilmesi ve Türkçenin bilimsel terminolojiye uygun hâle getirilmesi konusunda çalışmalar yapmıştır. 


Onun bu gayreti  Türkçenin bilim ve teknoloji alanlarında daha etkin bir şekilde kullanılmasını teşvik eden önemli adımlardır.  Oktay Sinanoğlu, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği bilimsel çalışmalarıyla Türk biliminin uluslararası alanda tanınmasına önemli katkılar sağlamıştır. Bye Bye Türkçe ve Hedef Türkiye adlı eseri okuyan insanlarda milli bilincin oluşmasını sağlamıştır. Bir ülkenin eğitim dili kendi resmi dili olmalıdır, yani bizim resmi dilimizde Türkçe olmalıdır demiştir. Bilime merakı olan Oktay Sinanoğlu kendini geliştirmiş büyük bir bilim insanı ve büyük bir yazardır. İnsanın ana diline sahip çıkması gerektiğini söylemiştir. Çünkü ana dili bir milletin benliğidir, kültürüdür kısacası her şeyidir. Kültürün gitmişse he şeyin gitmiş demektir. Kültür toplumun gönlüdür demiştir Oktay Sinanoğlu.

Oktay Sinanoğlu'nun şu sözleri de onun kültürümüze olan bağlılığını ve katkısını bize en güzel şekilde anlatır:

“Soru sormasını bilen insan yetiştirecek bir eğitim gerekiyor.”

"Dilini unutan kavimlerin tarihten adları bile silinir gider."

“Nerede görülmüştür ki, kendi yurdunda, o ülkenin vatandaşı, en düşük muameleyi görsün, mağdur edilsin.”

“İki dil bilen iki insan eder ama kendi dilini bilmeyen eksi yüz insan eder.”

“Kafalar garibanlaşmış, hatta perişan olmuş; çünkü kafalar köleleştiriliyor, kafalar sömürgeleştiriliyor.”

“Bir ulusun dilinin yok edilmesi en büyük kölelik ve bir kültürel soykırımdır.”

“Hiçbir ayrımcılığı da kabul etmiyorum. Türkiye'deki 1950'lerden beri başlayan ve yoğunlaşan dış kaynaklı ayrımlar, sağcılık, solculuk, şuculuk, buculuk gibi ayrımların hepsi dışarıdan özellikle çıkarıldı.”

“Gençler, bilim için akıllarını matematiğe sarılarak, gönüllerini ise Türkçeye sarılarak geliştireceklerdi."

bb

İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı’nın Uzay İle İlgili Sorulara Verdiği Cevaplar

  İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı’nın Uzay İle İlgili Sorulara Verdiği Cevaplar


lk Türk uzay yolcusu Alper Gezeravcı, 1979’da Mersin’in Silifke ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babasının mesleği nedeniyle büyürken Türkiye’nin farklı illerinde yaşadı. Alper  Gezeravcı İstanbul Hava Harp Okulu'nda Elektronik Mühendisliği alanında lisans eğitimini tamamladı. Ayrıca Wright-Patterson Hava Kuvvetleri Üssü'ndeki Hava Kuvvetleri Teknoloji Enstitüsü'nde yüksek lisans yaptı. Uzaya giden Alper Gezeravcı hepimizin gururu olmuş ve bize uzaya giden ilk Türk olmanın gururunu yaşatmıştır. İnşallah bir an önce sağlıklı bir şekilde yeniden aramıza katılır.

Alper Gezeravcı’ya yöneltilen sorular ve cevapları şunları olmuştur:

Soru: Tam olarak neredesiniz, konum?

Gezeravcı: Yerden 400 kilometre (km) yüksekte, ISS istasyonunda, istasyon dakikada 500 km yer değiştirdiği için tam konum mümkün değil.

Soru: Atmosfere giren her şey yanıyor, eriyor, uzay aracı hangi maddeden yapılmış ki bir şey olmuyor?

Gezeravcı: Seramik ve karbonfiber türevlerinden, ısı dayanımı yüksek dış kaplama mevcut.

Soru: Dönüşte 5 santimetre boy uzaması olacak mı?

Gezeravcı: Uzun süreler kalınsaydı mümkün olurdu ancak 14 günde pek bir şey değişmez. Bu arada uzay uzaması ciddi sağlık sorunudur, bilginize.

Soru: UUİ'den hangi gezegenler görülebiliyor?

-Mesafe dolayısıyla çıplak gözle gezegenlerden sadece Ay görülebilir.

Soru: Adıyaman tütünü ekmeyi unutma.

-Bazı bitkilerin ekimi yapılıyor ve fizyolojisi incelenecek ancak maalesef bu bitki Adıyaman tütünü değil.

Soru: Uzayda 7 gün, dünyada 7 yıl mı gerçekten?

-Günde 16 gündüz ve gece geçirilse de gerçekte aynı zaman dilimindeyiz. Birebir yani :)

Soru: Bu uzay aracının çekimi dron ile mi yapılıyor? Nasıl?

-Uzay istasyonu kameralarıyla ve yerden yüksek çözünürlüklü kameralarla zum yapılarak.



Soru: Sabri abinin toplarını getirmeyi unutmayın.

-Uluslararası uzay istasyonu 400 km yükseklikte. Aşağıdakileri toplamışlar, kalanlar biraz daha yüksekte. Ay yolculuğu olursa anca öyle.

Soru: 2024 Lisans KPSS'de soru olarak gelir misiniz?

-Planlanan, gerçekleşen ve varış tarihlerine dikkat edin.

Soru: Neden 36 saat sürdü yolculuk, süre fazla değil mi?

-Varış noktası yani UUİ 400 km yükseklikte, 28 bin km hızla hareket ediyor. Roket fırlatıldığında henüz onuncu dakikada 200 km yüksekliğe çıkmıştı bile ancak dakikada 500 km yer değiştiren UUİ ile aynı noktaya varmak, hızları eşitlemek ve bunu tek seferde yapmak 36 saat sürüyor şu anki teknolojiyle.

Soru: Dönüş ne zaman?

-3 Şubat olarak planlandı ancak serbest düşme şeklinde olacağı için hava durumuna bağlı olarak değişiklik gösterecektir.

Soru: Berber Türk mü?

-Mikhail Borisovich Kornienko - Rus - 1960 doğumlu.

Soru: Tuvalet işi nasıl oluyor?

-Elektrikli süpürge gibi vakum yapan sistemler mevcut, dışkı havada uçmak yerine çekiliyor.

Soru: Sıvılar nasıl dağılmadan duruyor?

-Yüzey gerilimi dolayısıyla dağılmıyor (Sıvılarda yüzey gerilimi yazarak araştırabilirsiniz).

Soru: Yemek nereden geliyor?

-Hazır halde dünyadan geliyor.

Soru: Nasıl?

-Kargo görevleriyle ve yolculu görevlerle.


Soru: Yemeğin mideye inmesi yer çekimsiz ortamda nasıl oluyor?

-Peristaltik hareket adı verilen ve otonom çalışan kaslarla yemek hareket ettirilir, yemek borusu ve bağırsaklarda besinin hareketi bu şekilde sağlanır. Yer çekimiyle alakası yoktur.

Soru: Yer çekimsiz ortamı tarif edebilir misiniz?

-Su altında olmak gibi.

Soru: Mide bulantısı var mı?

-Vertigonuz yoksa sorun olmaz.

Soru: Geri dönüşte kapsül rastgele bir yere mi iniyor?

-Hayır, UUİ'nin 28 bin kilometre/saat hızı dolayısıyla fizikteki eğik atış hareketi gibi bir hareketle başlayıp atmosfere girdikten sonra açılan 2 adet paraşütle dikey harekete dönüşecek olan geri dönüş yolu hesaplanarak, düşüş noktası önceden tespit edilerek planlanıyor. Düşüş esnasında karşılama ekibi su üstünde düşüş noktasında hazır bekliyor. Sayfamda Axiom 1’in dönüş videosu mevcut, inceleyebilirsiniz.

Soru: Yüksek hız dolayısıyla kenetlenme zor oldu mu?

-Hayır, 400 kilometre yükseklikte atmosfer şartları olmadığı için (rüzgar, hava direnci vs.) bir problem oluşmuyor.

Soru: Kenetlenme esnasında son yaklaşma için hareketi ne sağlıyor?

-Newton yasalarından, etki tepki prensibiyle uzay aracından, hareket etmek istediğiniz yönün aksi yönde sıvılar püskürtülür. Sıvının püskürtüldüğü yönün aksi yönünde ittirilirsiniz.

Soru: Uyku nasıl?

-Sayfamdaki videolarda görebileceğiniz şekillerde, kendinizi sabitleyerek uyuyabilirsiniz ancak yer çekimi olmadığından suda uyumak gibidir. Vücut ağırlığınız üzerinize çökmediğinden ağrısız rahat uyursunuz.

Soru: Roket 70 metreydi, kapsül küçücük, kalanı nerede?

-3 kademeli ateşleme sistemi mevcut, içerisinde bol miktarda yakıt ve motorlar bulunan ilk 2 kademe görev başlangıcından kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu parçalardan ilki otomatik geri dönüş yaptı, ikincisi kontrollü bir şekilde imha edildi. Geriye sadece kapsül kaldı.

Soru: Günde 16 gece, 16 gündüz nasıl oluyor?

-UUİ’nin hızı dolayısıyla dünyanın etrafı 90 dakikada bir tam tur dönülmektedir. Dolayısıyla dünya üzerinde bir buçuk saatte bir kez gece ve bir kez de gündüz yaşanan bölgeler üzerinden geçilmektedir. 24 saatte yaklaşık 16 tur atılmaktadır.


Soru: Şu anda UUİ'de kaç kişi var ve ne kadar kalıyorlar?

-Şu anda Alper Gezeravcı ile birlikte toplam 11 kişi bulunmakta olup Axiom 3 astronotları dışındaki 7 astronot, 6 ay boyunca orada kalıp sonrasında dönüyorlar.

Soru: Oksijen nereden geliyor?

-Elektroliz yöntemiyle su, oksijen ve hidrojene parçalanıyor.

Soru: UUİ, nasıl bir yer?

-Sayfamda videosu mevcut olup adeta dev bir laboratuvardır. Dünyadan 400 kilometre yüksekte olup 28 bin kilometre/saat hızla hareket etmektedir. 16 ülke tarafından uzayda birleştirilerek yapılmıştır, yaklaşık 450 ton ağırlığında olup sürekli ekleme yapılmaktadır. 150 milyar dolardan fazla maliyeti olan tesis, yaklaşık futbol sahası büyüklüğündedir.

Soru: UUİ'de ne yapıyorlar?

-Deney ve gözlem.

Soru: Hiç kobay gönderildi mi UUİ'ye?

- (Uzaya) 1961 yılında Sovyetler Birliği'nin bir köpek, bazı fare türleri ve kurbağalar gönderdiği kayıtlarda mevcuttur (Korabl-Sputnik 4).

bb

Japonlar Hakkında İlginç Bilgiler

 

Japonlar Hakkında İlginç Bilgiler


Japonlar hakkında öğrendiğim ilginç bilgiler vardır. Bu bilgiler şunlardır:

* Japonya’daki  trenler dünyanın en dakikleri arasındadır ve ortalama gecikme 18 saniyedir.

* Japonya robotların yapıldığı bir ülkedir. Robot yapmada muhteşem yeteneğe sahip bir millettir.

* Titanik kazasından kurtulan tek Japon, kazada diğer yolcularla ölmediği için korkak olarak çağrılmıştır.


* Japonya’da gittikçe hızlanarak ciddi boyutlara ulaşan ve ‘kodokushi’ adı verilen yaşlıların evlerinde yalnız ölme durumuna ülkede sıklıkla rastlanır.

* Her yıl ortalama 100.000 Japon; borçlar, başarısız geçen sınavlar, iş kaybı ya da boşanmalar sonucunda arkasında iz bırakmadan kaybolur. 

* Japonya’da işsizlik oranı %4’tür.

* Japonya’da yer alan bir binanın içinde karayolu geçer.

* Japonların ilginç özellikleri arasında yer alan banyodayken cep telefonu kullanım alışkanlığından ötürü ülkedeki cep telefonlarının %90’ı su geçirmez olarak yapmıştır,

* Holokost’ta Japonlar tarafından öldürülen Çinlerin sayısı, ikinci dünya savaşında ölen Yahudilerden daha fazladır. 

* Ülkede sokaklar numaralandırılmıştır. Çoğu sokağın adı yoktur.

* Japonya’da kara kedi görmek iyi şans getirir. Bizde ise  (Türkiye) kara kediyi görmek uğursuzluk getirir anlayışı hakimdir.

* İnsanları sağlıklı beslendiği için uzun yaşamanın sırrı da yine  onlardadır.

Beyzbola çok düşkünlerdir.

* Japonya'da özür dilemek büyük bir erdemdir. Onun için de özür dilemenin yirmi yolu vardır. Bu da onların ne kadar nazik bir miller olduğunu gösterir.

* Depremler ve adalar ülkesidir. Ülkede sık depremler olur ve şiddeti, de büyük olur ama gelişmiş bir ülke olduğu için, binalarını sağlam bir yapı üzerine koydukları için fazla kişi burnu bile kanamadan kurtulur bu depremlerden.


*Avrupa tarafından kolonileştirilememiş 5 ülkeden biri de Japonya’dır. Diğerleri ise Liberya, Tayland, Güney ve Kuzey Kore’dir. 

* Yüksek okuma yazma oranına sahip bir millettir.

* Ülkede bulunan evcil hayvan sayısı çocuk sayısından fazladır.

*Japonya’da çalışırken uyuklamak sıradandır, hatta çok çalışmanın getirdiği bir sonuç olarak görülür. Çünkü o kadar fazla çalışırlar ki uyumaya vakit bulamazlar. Bu da onların nasıl çalışkan bir millet olduğunu gösterir. Arı gibidirler.

*Japonya’da öğrenim görmek ve mezun olduktan sonra kariyer yapmak isteyen öğrenciler için dünyanın en güvenli, suç oranı ve cinayet oranı en düşük ülkesiyken, intihar olaylarının yüksek boyutlara ulaşması endişe verici bir durum almıştır. Yani yüksek intihar oranının olduğu bir ülkedir. Bu da ilginç bir durumdur.

bb

Yaşadığınız Yöreye Ait Bir Türküyü Ezberleyiniz

 

Yaşadığınız Yöreye Ait Bir Türküyü Ezberleyiniz


Yaşadığım yöre Sivas’tır ve  Sivas ozanları ile ünlü bir şehirdir ve bildiğim bir sürü türkü vardır ama en sevdiğim türkü  Aşık Veysel Şatıroğlu’nun yazdığı muhteşem türküdür:

Dost Dost Diye Nicesine Sarıldım Benim Sadık Yarım Kara Topraktır:


Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yârim kara topraktır

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sâdık yârim kara topraktır

Âdem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yedirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sâdık yârim kara topraktır.


Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sâdık yârim kara topraktır

Dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sâdık yârim kara topraktır

Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sâdık yârim kara topraktır.


Bütün kusurumuzu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sâdık yârim kara topraktır

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sâdık yârim kara topraktır

bb

Türkü Dinlemekten Hoşlanıyor Musunuz? Bildiğiniz Türküler Nelerdir?

 

Türkü Dinlemekten Hoşlanıyor Musunuz? Bildiğiniz Türküler Nelerdir?


Türkü dinlemeyi çok seviyorum. Çünkü türkü dinleyince kendimi daha iyi hissediyorum ve mutlu oluyorum.

Bildiğim türküler şunlardır:

1)

Çökertmeden çıktım da Halilim

Aman başım selamet

Bitez de yalısına varmadan Halilim

Aman koptu kıyamet

Arkadaşim İbram Çavuş

Allahıma emanet

 

Burası da Asbat değil Halilim

Aman bitez yalısı

Yüreğime ateş saldı

Aman gurşun yarası

 

Gidelim gidelim de Halilim

Çökertmeye varalım

Golcular görürse Halilim

Nerelere gaçalım

Teslim olmayalım da Halilim

Aman gurşun saçalım

 

Burası da Asbat değil Halilim

Aman bitez yalısı

Yüreğime ateş saldı

Aman gurşun yarası

 

 

2)

 Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler

Annesinin bir tanesini hor görmesinler

 

Uçan da kuşlara malum olsun

Ben annemi özledim

Hem annemi hem babamı

Ben köyümü özledim

 

Babamın bir atı olsa binse de gelse

Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse

Kardeşlerim yolları bilse de gelse

 

Uçan da kuşlara malum olsun

Ben annemi özledim

Hem annemi hem babamı

Ben köyümü özledim

 

 

3)

Sivas ellerinde sazım çalınır

Çamlıbeller bölük bölük bölünür

Yardan ayrı düştüm bağrım delinir

Katip arzuhalim yaz (Şah'a) yare böyle

 

Kul olayım kalem tutan ellere

Katip arzuhalım Şah'a böyle yaz

Şekerler ezeyim şirin dillere

Katip arzuhalim yare böyle yaz

 

Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa

Yazılan gelirmiş sağ olan başa

Bizi hasret koydun kavim kardaşa

Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.

 

 

4)

 Kadifeden kesesi

Kahveden gelir sesi

Oturmuş kumar oynar

Ciğerimin, ah ciğerimin köşesi.

 

Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla

Aman yallah, Beyoğlu'na yolla

Yolla yolla yar yolla.

 

Kadife yastığım yok

Odana bastığım yok

Kitaba el basarım

Senden başka, senden başka dostum yok.

 

Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla

Aman yallah, Beyoğlu'na yolla

Yolla yolla yar yolla.

 

Kadifeden yeleğim

Seni sevdim meleğim

Biraz da sen beni sev

Rahat etsin, rahat etsin yüreğim.

 

Haydi yallah, Beyoğlu'na yolla

Aman yallah, Beyoğlu'na yolla

Yolla yolla yar yolla.

 

 

5)

Dost dost diye nicesine sarıldım

Benim sadık yarim kara topraktır.

Beyhude dolandım, boşa yoruldum

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Nice güzellere bağlandım kaldım

Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum

Her türlü istediğim topraktan aldım

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi

Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi

Kazma ile dövmeyince kıt verdi

Benim sadık yarim kara topraktır

 

Adem'den bu deme neslim getirdi

Bana türlü türlü meyve bitirdi

Her gün beni tepesinde götürdü

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Karnın yardım kazmayınan, belinen

Yüzün yırttım tırnağınan, elinen

Yine beni karşıladı gülünen

Benim sadık yarim kara topraktır

 

İşkence yaptıkça bana gülerdi

Bunda yalan yoktur herkes de gördü

Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Havaya bakarsam hava alırım

Toprağa bakarsam dua alırım

Topraktan ayrılsam nerde kalırım

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Bir dileğin varsa iste Allah'tan

Almak için uzak gitme topraktan

Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Hakikat istersen açık bir nokta

Allah kula yakın, kul da Allah'a

Hakkın gizli hazinesi toprakta

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Bütün kusurumu toprak gizliyor

Melhem çalıp yaralarım düzlüyor

Kolun açmış yollarımı gözlüyor

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Her kim ki olursa bu sırra mazhar

Dünyaya bırakır ölmez bir eser

Gün gelir Veysel'i bağrına basar

Benim sadık yarim kara topraktır.

bb

Dağıtımda Dron Kullanımı Ne Gibi Kolaylıklar Sağlayabilir? Tartışınız.

 

Dağıtımda Dron Kullanımı Ne Gibi Kolaylıklar Sağlayabilir? Tartışınız.


Dron, bir uzaktan kumanda ya da yazılımsal yönetim ile kolayca yönlendirilebilen İnsansız Hava Aracı'dır Havadan görüntülemelerde helikopter gideri ve pilot maliyeti olmadığı için prodüksiyon giderlerini yarı yarıya düşürür ve askeri kontrol mekanizmalarını kolaylaştırmaya yarar. Dron, Türkiye genelinde birçok iş için kullanılmaktadır ve çok da fayda sağlamaktadır.


Dağıtımda dron kullanımı şu şekilde kolaylıklar sağlar:

* Yukarıda da tekrar ettiğimiz gibi helikopter ve uçak gibi maliyetli bir araç değildir ki bu da ülke ekonomisine katkı demektir. Dron kullanıldığı zaman hem zamandan hem de emekten tasarruf sağlanmış olur.

* Dronlar sayesinde insanların talep ettiği ürünler kısa zamanda ve sağlam bir şekilde evlerine, iş yerlerine getirilir.

* Eşyalarımız kırılmaz ve zarar görmez ve böylece istediğimiz bir şey sağlam bir şekilde elimize gelmiş olur.


İş gücünden tasarruf sağlanır. Yani fazla insan gücüne gerek kalmaz.

* Trafiğe takılma gibi bir sorun olmadığı için zamandan kazanç sağlanır.

* Kısacası daha hızlı teslimat, daha az maliyet ve daha güvenli  teslimat fırsatları sağlar. Böylece işlerimizi rahat bir şekilde  çözüme kavuşturduğumuz için için mutlu oluruz ve bir de gün içindeki streslerimize farklı stresler eklenmemiş olur.


Not: Dronlar birçok amaçla kullanılır ve hayatımıza birçok fayda sağlar. Dronlar ayrıca Dronlar son zamanlarda yangın söndürmek amaçlı olarak da kullanılmaya başlanmıştır.

bb

Dede Korkut Hakkında Neler Biliyorsunuz?

 

Dede Korkut Hakkında Neler Biliyorsunuz?


  Dede Korkut; Oğuz Türklerinin eski destanlarında yüceltip kutsallaştırılmış  bir insandır. Dede Korkut  bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi bilen biriydi. Kabile teşkilatını koruyan yarı-efsanevi bir bilgedir ve Türklerin en eski destanı olan Dede Korkut Kitabındaki hikayelerin anlatıcısı ozandır. Dede Korkut çok bilgili bir insandır. Kimi kaynaklarda ondan Korkut, kimi kaynaklarda ise  Korkut Ata olarak bahsedilir. Kimi kaynaklarda ise Kazak ve Kırgız bahşılarının piri olarak da bahsedilir. Bir söylenceye göre Kırgız şamanlarına kopuz çalmayı ve türkü söylemeyi öğretmiştir.

 

Halk rivayetlerine göre Dede Korkut aydın, berrak gözlü dev kızından dünyaya gelmiştir. Boyu 60 arşındır. Reşîdüddin ve Ebülgazi Bahadır Han onun 295 yıl yaşadığını söylerler. Bir halk rivayetine göre ise 100 yıl yaşamıştır. Hikâyelerde olayların sonlanması ile birlikte Dede Korkut ortaya çıkmakta ve hayır dualar etmektedir. Oğuz boylarının başı derde girdiğinde veya mutlu zamanları olduğunda "Oğuz bilicisi" Dede Korkut'a danışır; o ne derse o yapılırdı.


 Çocuklara isim  konulacağı zaman Dede Korkut çağırılırdı. Dede Korkut, hikâyelerin sonunda kopuzuyla şiir söyler ve hem kahraman için hem Oğuz toplumu için dua eder ve dualar eşliğinde güzel anlar geçirilirdir İnsanlar Dede Korkut'a güvenir ve onun duaları ile kendilerini daha iyi hissederlerdi.

 

Dede Korkut Hikayeleri de vardır ve bu hikayelerin özellikleri şunlardır:

- Eserde geçen "Dede Korkut" meçhul bir halk ozanıdır.

-  Eser on iki hikayeden oluşur.

-Hikâyelerin konuları; aşk, yiğitlik gösterisi, kahramanlık, boylar arasındaki savaştır.

- Azeri Türkçesi ile oluşturulmuştur.

- Eserde Türklerin eski yaşam tarzları ile ilgili ayrıntılar yanında İslam dini ile ilgili özellikler  bulunur.

- Olağanüstü olaylarla gerçeğe uygun olaylar eserde iç içedir.

bb