kompozisyon örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kompozisyon örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Atatürk’ün Türk Milleti İçin Yaptıklarını Yazınız

 

Atatürk’ün Türk Milleti İçin Yaptıklarını Yazınız


Mustafa Kemal Atatürk Türk Milleti için Kurtuluş Savaşı’nı başlattı ve Samsun’dan yakılan ateş bütün Anadolu’ya yayıldı. Bandırma Vapuru ile çıktığı yolda nice emekler verildi, halk Mustafa Kemal2in arkasında değil yanında oldu. Kadını ile erkeği ile bir bütün olan milletimiz bu vatan için ya şehit oldu ya gazi oldu.  Milletimiz önce bağımsızlığına kavuştu ve daha sonra Mustafa Kemal yeri geldikçe yenilikler yaptı ve toplumu buna hazır hale getirdi. 


Mustafa Kemal Cumhuriyeti kurdu ve halkın kendi kendisini yönetmesini sağladı. Kadınlara çeşitli haklar verildi, özgürlükler arttı, halk iradesi ön plana çıktı. Saltanatı kaldırdı, halifeliği kaldırdı, yeni Türk alfabesini kabul etti, eğitimde birliği sağladı, ekonomik bağımsızlığımız daha güçlenmesi ve için büyük özveri gösterdi. Laik hukuk sistemini kurdu, Türk dilini ve Türk tarihini geliştirdi, eğime büyük önem verdi, sağlık alanında büyük yatırımlar yaptı, milli kimliği güçlendirdi, yabancı devletleri ekonomik ayrıcalıklarını kaldırdı ve bağımsız bir ekonomi istedi. Kıyafet ve ölçü biriminde yenilikler yaptı. 


Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dedi, barışçı bir dış politika izledi, kültür ve sanat alanında büyük yenilikler yaptı, hasta yatağında bile vatan sorunları ile ilgilendi, mala, mülke önem vermedi ve mille aşığı olarak yaşadı ve millet sevdalısı olarak da hayatını kaybetti.

bb

Türk Milletinin Azim ve Kararlığının Bu Sürece Nasıl Bir Etkisi Olmuştur?


 

Türk Milletinin Azim ve Kararlığının Bu Sürece Nasıl Bir Etkisi Olmuştur?


Milli mücadele döneminden TBMM’nin açılışına kadar geçen süreci düşününüz. Türk milletinin azim ve kararlığının bu sürece nasıl bir etkisi olmuştur?

 

Cevap: Milli Mücadele Dönemi’nden Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışına kadar geçen sürede  süreçte Anadolu halkı her zaman ordusunun yanında yer almış, kadınlar ve erkekler iman gücü ile vatan sevgisi sayesinde bu vatanı düşmana vermemişlerdir.

 

 Büyük yokluk çekilmiş, ordumuzun elinde teçhizat yokmuş, maddi ve manevi zorluklar yaşanmış ama yine milletimiz direnişe geçmiş, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış ama çok sayıda kayıplarımız olmuş, canlarımız şehitlik mertebesine ulaşmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın önderi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün azmi, dik duruşu ve kararlılığı sayesinde Anadolu halkı onun izinden yoluna devam etmiş ve halk da onun gibi kararlılıkla düşmanı yurttan atmasını bilmiştir ve bağımsızlık mücadelesinden  asla pes etmemiştir.

 

Bu dönemde  halkımız bağımsızlığından ödün vermemiş, işgallere karşı direnişe geçmiş ve milis kuvvetler kurulmuş, birlik ve beraberlik içinde halk bir bütün olmayı başarmış  ve bunu da tüm dünyaya kanıtlayarak esir milletlere örnek olunmuştur.

bb

Kendinizi Hangi Mevsimde Daha Mutlu Hissediyorsunuz? Neden?

 

Kendinizi Hangi Mevsimde Daha Mutlu Hissediyorsunuz? Neden?


Her mevsimin kendine göre güzel yanları ve eksi yanları vardır ama her şey de zıttı ile anlam bulur. İlkbahar mevsimi, yaz mevsimi, sonbahar mevsimi, kış mevsimi. Bu mevsimlerin her birinin insanı büyüleyen yanları  vardır ama benim en çok sevdiğim mevsim sonbahar mevsimidir. Yaz mevsimine veda, kış mevsimine hazırlık yani  geçiş mevsimidir sonbahar. Sonbahar mevsiminde kendimi mutlu hissediyorum ama aynı zamanda hüzünlü de hissediyorum. Yani iki duyguyu aynı anda yaşıyorum. Mutluyum çünkü sonbaharda  mevsimi hem dinginlik, hem de içsel yolculuk mevsimidir.


 Doğa sarı, kırmızı ve turuncunun tonlarıyla çok farklı bir güzellik sunuyor. Yağmur sesi, bitki çayları ve kahve eşliğinde ya da sıcak bir tarhana çorbası eşliğinde bana harika bir tat ve duygu veriyor. Hüzünlüyüm çünkü güneşin etkisi azalacak ve bu etki azalmaya başlayınca ben de hüzünlenmeye  başlıyorum.  Tüm bunlarla birlikte bu mevsim bereket mevsimidir yani emeğin karşılığını alma mevsimidir. Hasat zamanı gelmiştir. Okulların açılması, iş yaşamının canlanması, insanın kendine yeni hedefler koyması, yeni hayaller kurmasının başlangıcıdır. Hafif serin akşamlar, sokaklardaki yaprak hışırtıları beni çok mutlu ve özel hissettiriyor. Hele bir de sevdiklerinizle birlikte olunca sonbahar daha da bir güzel oluyor. 


Geçmişe gidiyorum ve anılarım aklıma geliyor  ve hüzünleniyorum. Sanat, edebiyat ve ilham için  güçlü bir mevsim olduğunu düşünüyorum. Bunun için de kendimi daha çok sanata ve edebiyata vermeye başlıyorum ve bundan da mutlu oluyorum.

bb

Paylaşmanın Gücü

 

Paylaşmanın Gücü


“Ekmeği paylaşmak ekmekten daha lezzetlidir”. der büyük şair ve yazar Necip Fazıl Kısakürek. Çünkü paylaşmanın verdiği duygu ve mutluluk insanın zihninde büyük bir heyecan ve mutluluk yaratır. Çünkü paylaşmanın gücü insanı güçlü kılar, huzurlu eder ve kişi kendini daha rahatlamış hisseder. İnsan devamlı hep bana diyerek yaşamamalıdır. Böyle yaşadığı zaman bencillikten öteye gidemez ve mutlu da olamaz.

 

Bizler toplum olarak zor zamanlarımızda her daim birlik, beraberlik, dayanışma ve paylaşma içinde bir hayat yaşamışızdır. Kadim kültürümüzde de paylaşmak önemlidir. Zorda kalan, yolda kalana, düşmüşe, zulme uğramışa yardım etmek, düştüğü yerden tutup çıkarmak insana yakışır. Çünkü insan insanın yurdudur, insan insana iyi gelmelidir. Örneğin; sınıfa getirdiğimiz kuru yemişlerden birazını da arkadaşlarımızla paylaştığımız zaman daha mutlu oluyoruz. Çünkü onlarla yemek o kuruyemişi daha lezzetli kılar ve böylece arkadaşlarımızla bağlarımız da daha güçlü hale gelir ve birbirimizi daha çok severiz. 


Oysa hayatında hiç kuru yemiş olmayan birinin önünde o kuru yemişi yiyip bencilce sadece kendi nefsini düşünmeye devam etmek diğer kişinin size kırılmasına neden olacak ve onun da yeme isteği kursağında kalacaktır. İşte bunların olmaması için lütfen paylaşalım ve arkadaşlarımıza da kendi yediklerimizden verelim ki daha iyi bir insan, daha örnek bir insan olalım.

bb

Aile Sevgisi Konulu Kompozisyon

 

Aile Sevgisi Konulu Kompozisyon


Aile sevgisini sevgilerin en temeli ve en güzel olanıdır. Çünkü sizi dünyaya getiren  ebeveynlerin size karşı davranışları, sizi güvende hissettirmesi, aitlik duygusunu hissetmeniz ve koşulsuz sevilmeniz dünyanın en büyük güzelliklerinden ve en büyük hazinelerinden biridir. Çünkü aile sevgisi  sarıp sarmalar, yaranız varsa o yarayı iyileştirir. Onların sevgisi ile güç kazanır onların sevgisi ile hayatımıza yön veririz. 


Çünkü aile demek yaşamanın anlamı, yaşamamızın sebebi demektir. Onlar olmadan biz mutlu olamayız biz olmadan da onlar mutlu olamaz. Onun için yaşarken ailemizin kıymetini bilmeliyiz ve onların sevgisine ve saygısına layık birer fertler olmalıyız. Küçük yaşlarda aile sevgisini almayan bir birey ileriki yaşlarında ne kadar mal varlığına sahip olursa olsun hep bir yanı ne yazık ki yoksun kalıyor. Çünkü anne ve baba sevgisi çocukların yaşamalarının ilk yıllarında çok ama çok önemlidir. 


Aileden sevgi görmeyen çocuk bunu dışarıda aramaya başlıyor ve bunun sonucunda da istenmeyen olaylar geliyor başına. İşte bunların olmaması için anne ve baba çocuklarına önce sevgiyi hissettirmeli ve çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlamalılardır. Bunlar olunca geriye kalan her türlü zorluk da birlikte aşılır. Yeter ki aile sevgisinin temeli çok sağlam olsun.

bb

Boş Zamanlarımızı Nasıl Değerlendirebiliriz?

 

Boş Zamanlarımızı Nasıl Değerlendirebiliriz?


Boş zamanlarımızı kendimize yeni hobiler edinerek değerlendirebiliriz. Mesela bir futbol kulübüne giderek orada futbol oynama yeteneğimizi geliştirebiliriz. Bir pasta kursuna giderek değişik türde pastalar yapabiliriz. Dikiş nakış kursuna giderek el becerilerimizi geliştirebiliriz. Kitap okuma kültürü kazanmak için ilgimizi çeken ve bize faydası olacak olan değişik türde ve sayıda kitaplar alarak kitap canavarına dönüşerek ve genel kültürümüzü bu sayede daha iyi hale getirebiliriz. 


Günlük tutabiliriz,  Sağlığımızın daha iyi olması için düzenli egzersizler yapabiliriz, yürüyüşlere çıkabiliriz, ev işlerinde ailemize yardım edebiliriz. Sevdiklerimize vakit ayırabiliriz. Gönüllü  çalışmalar yapabiliriz. Örneğin; Kızılay’da eğitim alarak Kızılay gönüllü olabiliriz ve insanları belli konular hakkında bilgilendirebiliriz ve insanlara faydalı olabiliriz. Belgesel ya da film izlenebilir, fotoğraf çekilebilir ve daha çok sayıda hobiler edinebiliriz. 


Yeni bir dil öğrenebiliriz, ekranda daha az kalıp daha çok kendimizi geliştirebilecek etkinliklere yönelebiliriz. Kendimize kısa vadeli ve uzun vadeli hedefler koyabiliriz ve o hedefleri gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışabiliriz. Kendimize inanmalıyız, güvenmeliyiz, istikrarlı olmalıyız ve boş zamanlarımızı kaliteli bir şekilde geçirerek kendi hayatımıza olumlu yönde katkı sağlamalıyız.

bb

İnsanların Gönlünü Fethetmek İçin En Kestirme Yol Sevgidir Konulu Kompozisyon

 

İnsanların Gönlünü Fethetmek İçin En Kestirme Yol Sevgidir Konulu Kompozisyon

 

İnsanların gönlünü fethetmek için en kestirme yol sevgidir çünkü sevginin olduğu yerde ait olma hissi vardır, sıcaklık vardır, samimiyet vardır, güler yüz vardır. Sevgi olduğu zaman insanlar arasındaki iletişim de daha güzel olur. Gerçekten seversek seviliriz. Çünkü insanlar gerçek samimiyet ile yapay samimiyetin ne olduğunun hemen farkına varırlar. Sevmek çok bir şey değildir. Yeter ki içtenlikle sevelim, ön yargılı olmayalım. Bazen tatlı bir söz, bazen bir hediye, bazen de bir dokunuştur sevgi.

 

Gönül almak için, bir kalpte yer edinebilmek için kibar olmak gerekir, sevgi dolu olmak gerekir. Çünkü sevgi  en katı insanın bile gönlünü yumuşatabilir ve o kişiyi daha içten, daha sıcak hale getirebilir. Atalarımız tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır diye boşa dememiş. Tatlı dilin, sevginin olduğu yerde paylaşma olur, birlik, beraberlik e dayanışma olur, empati kurma becerisi olur. Yunus Emre “Gelin danış olalım, işi kolay kılalım, sevelim, sevilelim , bu dünya kimseye kalmaz diyerek sevmenin önemini, barış içinde, mutluluk içinde yaşamanın önemini, bu dünyanın  geçici olduğunu onun için insan sevgisini yüreğimize ekmek gerektiğini anlatmıştır.

 

Çünkü sevgi insanları bir araya getirir, olumsuzlukları, nefretleri ortadan kaldırır ve hoşgörüyü daim eyler. Gönül almak için sevgi olmalıdır, sevgi hissettirilmelidir.

bb

Sana Göre Günümüz Gençliğinin En Büyük Sorunu Nedir?

 

Sana Göre Günümüz Gençliğinin En Büyük Sorunu Nedir?


Bana göre günümüz gençliğinin en büyük problemi sahip olduklarının değerini bilmemesi ve hazıra alışmasıdır. Üretmeden tüketen bir nesil ortaya çıkıyor ne yazık ki. Anne, babasını küçümseyen, bulunduğu durumdan sürekli şikayet eden, kendini beğenmiş, samimiyetten uzak gençlerin olması beni çok üzüyor ama tüm bunlara rağmen nitelikli, bilinçli gençler de vardır.

 

Sevgili öğretmenim, kıymetli dinleyiciler,

Günümüz gençliğinin en büyük sorunlarından biri ders çalışmaya üşenmesidir. Ailesi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiği halde çalışmak istemeyen, zaten telefondan oyunlar oynayan, yan gelip yatan gençlerin olması çok üzücü bir durumdur. Kendi ailesini beğenmeyen, düşünmeyen, eleştirmeyen, sorgulamayan, her şeye körü körüne inanan gençlerin olması iyi değildir ama bir kesim gençlik de kendini çok geliştiriyor, sorguluyor, eleştiriyor, öğreniyor. Çalıştıkları halde, ürettikleri halde ne yazık ki devletten gereken desteği göremiyorlar.

 

Günümüz gençliğinin en büyük sorunlarından biri de belirsizlik ve gelecek kaygısıdır. Ekonomik zorluklar, okuyup da iş bulamama, eğitim sisteminin yetersizliği, mental sağlık problemleri, sosyal ve siyasal umutsuzluk, sosyal medya ve kimlik bunalımı, aile ve toplum baskısı gibi nedenler günümüz gençliğinin büyük sorunlarından biridir.

bb

Yazmayı Mı Yoksa Okumayı Mı Çok Seviyorsunuz? Neden?


Yazmayı Mı Yoksa Okumayı  Mı Çok Seviyorsunuz? Neden?

 

Yazmak da okumak da insan için, insan zihninin daha iyi gelişmesi, insanın kendi daha iyi ifade edebilmesi için oldukça faydalı etkinliklerdir. Bunlardan hangisini daha çok tercih edeceğim konusunda ise yazmayı daha çok seviyorum. Çünkü yazınca içimdeki duyguların dışarı aktarılması beni rahatlatıyor ve çok mutlu oluyorum.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Okumanın da elbette çok sayıda faydaları vardır fakat ben okuduktan sonra yazmanın insanın kendisini daha çok geliştireceğine inanıyorum. Çünkü kendi düşüncelerimi, kendi duygularımı yazmak, içimi boşaltmak beni daha çok geliştiriyor ve bu da konuşmam bile daha güzel oluyor. Çünkü yazdığım gibi konuşmaya da başlıyorum ve daha düzgün ve anlaşılır şekilde konuşuyorum ana dilimi. Düşüncelerimi yazıya dökerek kendimi daha iyi ifade edebiliyorum. Çünkü orijinal fikirler ortaya koyabiliyorum ama tüm bunlar da farklı kitapla okuduğum için ortaya çıkıyor. Çünkü okumadan da farklılıklar yapamazsın ev yazamazsın.

 

Yazarak hayal gücüm de daha çok gelişiyor ve daha çok yazmaya devam ediyorum. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Irmaktan Geçerken At Değiştirilmez Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Irmaktan Geçerken At Değiştirilmez Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Bir işe kimlerle başlanmışsa onlarla, başta hangi kurallar belirlenmişse o kurallarla devam edilmelidir. Bir iş yapılırken veya bir süreç devam ederken, yöntem veya araç değiştirmenin doğru olmadığını, riskli ve sakıncalı olduğunu ifade eder. Bunun için atalarımız ırmaktan geçerken at değiştirilmez demiştir.

 

Örneğin; Takım oyun sisteminde belli kurallar vardır. Bu kuralları maç esnasında değiştirmek oyunda karmaşıklığa neden olabilir ve işler başarılı olmaz. Ya da başka bir örnek verilebilir: Öğrencilere yıl boyunca test soruları hazırlanacaktır. Öğretmen sınav için belirlediği kitap ile ilgili  bu kitaba iyi çalışın ve hazırlayacağımız yönteme göre çalışın der. O kitapla ilgili sınav zamanı geldiğinde test yerine klasik sorular sormak öğrencilerin kafasını karıştırabilir ve onların motivasyonunu bozabilir. Bunun için atalarımız ırmaktan geçerken at değiştirilmez demiştir.

 

 Diyete başladık diyelim. Diyeti düzgünce devam ettirirken araya başka yasak yiyecekleri sokmak kişinin diyetinin bozulmasına neden olur ve böylece işler karmakarışık bir duruma gelir. Yani her şey belli bir düzene göre olsun, nasıl başlandıysa ona göre devam etsin , son dakika kararları olmasın.

bb

İş Düzelir Ömür Azalır Sac Düzelir Hamur Azalır Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

İş Düzelir Ömür Azalır Sac Düzelir Hamur Azalır Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Dünyadaki her şeyin mükemmel olması mümkün değildir. Tam her şey yoluna girdi diye düşünülürken bir aksilik çıkabilir. Bunun için her iş zamanında başlanıp bitirilmeye gayret edilmelidir. Bunun için atalarımız iş düzelir, ömür azalır; sac düzelir, hamur azalır sözünü söylemiştir.


Her zaman her işimiz mükemmel olmaz ve hayatta sorunlar çıkacaktır ve çıkmaya da devam edecektir. Çünkü dört dörtlük bir hayat yoktur. Kimi zaman hamurumuz olur ama onu pişirecek sacımız olmayabilir ve ekmek yapamayız. Kimi zaman da sacımız olur ama ekmek yoktur. Yani illa bir şey eksik olur. Ya da ikisi de olur ama bu defa da sağlığımız yerinde olmayabilir bunun için hiçbir şey yiyemeyiz. Örneğin; Gençliğinde çok yoksulluk çekmiş, çok çocuğu olan bir anne ve babadan örnek verelim. Zamanında yiyip içememişlerdir, gezip tozamamışlardır. 


Her şey düzelir ama bu defa  da hasta olurlar ve sağlık sorunları ile uğraşmaya başlarlar. Yani hiçbir şey hayatta tam anlamı ile gerçekleşmez. Onun için gençken daha iyi çalışmalı, kendimize zaman ayırmalıyız. İyi kazancımız olmalıdır, sağlığımız her zaman dikkat etmeliyiz dört dörtlük bir hayatımız olmasa da yine de hayatın yaşanılacak güzelliklerini yaşamaya çalışmalıyız.

bb

Bağlı Aslana Tavşan Bile Hücum Eder Konulu Kompozisyon

 

Bağlı Aslana Tavşan Bile Hücum Eder  Konulu Kompozisyon

 

Güçlü bir kişi veya canlıyı bağlar, hareket edemez hale getirirseniz ona yaklaşamayanlar bile kolayca gelip onlara saldırırlar. Maddi ve manevi olarak zayıf düşmüş kimselere herkesin gücü yeter. Bunun için atalarımız bağlı aslana tavşan bile hücum der.” demiştir. Yani hiç bir gücü ve yetkisi olmayan bile size karşı kötülükler etmeye başlayabilir.

 

Güçlüyken, maddi durumunuz iyiyken herkes sizin yakınınız olur, akraba olmayanlar akraba olur, sizi önceden tanımayanlar sizi bir anda tanımaya başlar. Tüm bunlar gücün sayesinde, zenginliğin sayesinde olur. Güçten düşüp, maddi ve manevi büyük zararlar aldığınız zaman kimse yanınızda kalmaz ve kimse size iyilik etmez, hatta bir çelme de o kişiler takar ve sizi daha da yerin dibine sokmaya çalışır. Hiç ummadığınız, hiçbir gücü olmayanlar sizi önemsemeye başlar. Oysa güçlü zamanlarınızda yanınızdan ayrılmayan o yakınlarınız, o komşularınız, arkadaşlarınız artık yok olur ve bir başınıza kalırsınız. Size diş geçirmeye çalışanlar olur, sizi ezmeye, sizi toplum için kötü düşürmeye çalışanlar olur. İşte bunların olmaması için aklımızı iyi kullanmalıyız.

 

Kendimizi komik durumlara düşürmemeliyiz ve çalışmalıyız, üretmeliyiz ve gücümüzü her daim korumaya çalışmalıyız. Böyle olursak Allah’tan başka kimsenin merhametine ihtiyacımız olmaz ve dimdik ayakta durmaya, yaşamaya, mutlu olmaya devam ederiz.

bb

Bizlere Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını Hediye Eden Atatürk’e Ne Demek İsterdiniz?

 

Bizlere  Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını Hediye Eden Atatürk’e Ne Demek İsterdiniz?


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Mustafa Kemal Atatürk'ün çocuklara hediye ettiği bayramdır. Bu günde Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığı için Atatürk bu günü çocuklara bayram edelim dedi ve öyle de oldu. Mustafa Kemal’i görsem ona şunları demek isterdim.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım, şimdi Mustafa Kemal Atatürk2e soracağım soruları sizinle paylaşmak istiyorum:

Ülkemin kurucu değeri, büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’üm. Çocuklara olan bu düşkünlüğünüz nereden geliyor. Neden çocukları bu kadar fazla önemsiyorsunuz. Sizin döneminizde sizin gibi milletinin çocuklarını bağrına basan ve onlara bayram armağan eden başka bir lider yok. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Milletinize olan bağlılığınızı ve sevgini hepimiz biliyoruz ama neden bu kadar vatan sevdalısı olduğunuzu bir daha açıklar mısınız? Sizin çocukluğunuz nasıl geçti? Mutlu bir çocuk muydunuz? Çocukluğunuzda elinizde olan harçlıklarınıza hep kitap alırmışsınız. Bu kitap okuma aşkı, kitap sevgisini siz ekim aşıladı bize anlatmak ister misiniz? Bu kadar zeki olmanızın nedeni nedir? Çalışkanlığınızı nelere borçlusunuz?


Çocukları çok seviyorsunuz, onlar da sizi çok seviyor, ben de sizi çok seviyorum sevgili Atam. Siz bizim en değerli kurucusu liderimizsiniz. Bize hediye ettiğiniz bayram için çok mutluyuz. Sizin sayenizde bayramımız oluyor ve23 Nisan günü çocukların içi umut ve neşe ile doluyor. Sizi çok seviyorum Atam, sevgi ile kalın.

bb

Adamın Adı Çıkacağına Canı Çıksın

 

Adamın Adı Çıkacağına Canı Çıksın


Toplumun bir kişi hakkında verdiği yargı öyle kolay kolay değişmez. Adı bir kere kötüye çıktığı kişi zamanla iyi de olsa adına sürülen bu leke onun yakasını bırakmaz, nereye gitse yüzüne vurulur, itilip kakılır, aşağılanıp toplum dışına itilir, sıkıntılar çeker. Böyle bir hayatı yaşamak o insan için yaşarken ölmek gibidir. Bunun için de atalarımız Adamın adı çıkacağına canı çıksın.” demiştir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

İnsanlar hatalı kullardır ve hata yapmaya da devam edeceklerdir. Bir insan bir hata yaptı diye onu toplum dışına itmek, onu yalnız bırakmak insan olana yakışmaz. Yapılan hataların tekrarlanmamasıdır önemli olan ama ne yazık ki toplumuzda adın bir kere çıkınca o leke bir daha kolay kolay temizlenmiyor. Onun için insan kendine çekidüzen vermelidir,  toplumun gözünden düşecek davranışlar yapmamalı, kendini toplumun diline düşürmemelidir. Bir insan hata yaptı diye de onu yaşarken yok etmemek gerekir.

 

 Onu sosyal hayatın dışına atmamak gerekir. Bize yakışan affedici olmak, kardeş, barış ve dayanışma içinde yaşamasını bilmektir. İnsanları hemen etiketlememek, insandır hata yapar düşüncesi ile hareket etmek en doğru olanıdır.

bb

Sporun Beynimize Olumlu Etkileri

 

Sporun Beynimize Olumlu Etkileri


Spor, vücudu doğru ve bilinçli bir şekilde harekete geçirerek kan dolaşımını düzene sokar ve beynin ihtiyaç duyduğu oksijeni almasını sağlar. Spor, insana sıkıntı veren ve insanın düşünme gücünü azaltan stres hormonlarını etkisiz hale getirir ve kişi daha az stresli ve daha çok mutlu olmaya başlar. Bu da kişinin gündelik yaşamının daha mutlu geçmesine katkıda bulunur. Vücuttaki endorfin hormonunu aktif hale getiren spor insanın kendisini daha enerjik ve daha mutlu hissetmesini sağlar. 


Sinir hücrelerinin yeniden yapılanmasına yardımcı olur, beyindeki hücrelerin yaşlanmasını geciktirir, sinir hücreleri arasındaki ilişkiyi düzenler, hızlı tepki verme ve koordinasyon yeteneğini geliştirir. Haraketli ve spor dolu bir yaşam tarzı yaşam süresini uzatan bir faktördür.   Spor yapmak; hafızamızın gelişmesini, yaratıcılığımızın artmasını ve kritik düşünme yeteneğimize katkısı olduğunu gösteriyor. Sporun önemi ile ilgili şu özdeyişler de çok önemlidir:


"Spor, sadece bedenin değil, ruhun da eğitilmesidir." Pierre de Coubertin.

"Spor, insanın kendisini aşma sanatıdır."  Muhammed Ali.

"Spor, hayatın ritmini bulmaktır." Serena Williams. Bu güzel özdeyişlerden de anlaşılacağı üzerine spor yapmak insan için faydalı ve akıllıca olanıdır.

bb

İnsanın Kendini Fethetmesi Zaferlerin En Büyüğüdür

 

İnsanın Kendini  Fethetmesi  Zaferlerin En Büyüğüdür


İnsan ilk olarak kendini iyi tanımalı, kendi eksik yönlerini bilmeli, kendi bilgi birikiminin ve yeteneklerinin farkında olmalıdır. Eksik olduğu alanlarda kendi geliştirmeli, yüksek bir nefis terbiyesine ve yüksek bir iradeye sahip olmalıdır. Kişi kendini iyi  tanırsa, hayata dair şikayeti bırakırsa  kendini fethetmiş olur ve kötü nefsini de öldürmüş olur. 


Bilgi peşinde koşar, meraklı olur, okur, öğrenir ve kendine ve başkalarının yaşamına da dokunur. İnsan önce kendi ile barışık olmalıdır. Mesela öfkesini yenebilmeli, nefsini terbiye edebilmelidir. Olgun insan olunduğu zaman kişi büyük bir zafere de ulaşmış olur. Bu söz kişinin kendi zaaflarını, tutkularını, olumsuz düşünce ve alışkanlıklarını yenerek kendini kontrol etmesinin, dışarıdaki tüm zaferlerden daha kıymetli olduğunu ifade eder. Kısacası kişi kendi içsel sesini dinlemeli, kendini, tanımalı ve kendi kendini geliştirmeli ve yetiştirmelidir. 


İnsan nefsine hakim olmalı, çelik gibi bir iradeye sahip olmalı ve içsel olgunluğa erişmelidir. İşte tüm bunlar kişinin zafer kazandığının göstergesidir. Kimseye gösteriş yapmadan, kendi halinde olarak iyi bir insan olmak, başarılı ve tevazu sahibi olmak zaferlerin büyüğüdür diye düşünüyorum.

bb

İnsanoğlu Çiğ Süt Emmiş

 

İnsanoğlu Çiğ Süt Emmiş

İnsanın ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Çoğunlukla insan güven de vermez. Ya da güvendiğimizi zannettiğimiz anda büyük bir ihanetle sarsılabiliriz. İnsanoğlu iyilik yapabildiği gibi kötülük de yapabilir. Her insanın yüreğinde iyilik de vardır, kötülük de vardır. Hangisini  besleyeceği ise kişinin iradesine, kalbinin temiz olup olmamasına bağlıdır.

 

İnsanoğlu çiğ süt emmiştir çünkü en çok güvendiğiniz insanlar sizi arkadan vurabilir ve size büyük bir darbe vurabilir, her türlü iftirayı atabilir, size karşı yapılan adaletsizlikte susabilir. Bazen de hiç ummadığınız , kötü sandığınız bir insan da sizi şaşırtabilir ve size iyilik edebilir. Yani insan çok karmaşık duygulara sahip bir varlıktır. Hiç beklemediğiniz anda nankörlük görebilirsiniz. İşte bunlar yaşamamak için herkese tam anlamı ile güvenmemek gerekir, herkese güzel ve mutlu anlarınızı anlatmamanız gerekebilir. Öyle insanlar gördüm ki evimize aldığımız, sohbet ettiğimiz, maddi ve manevi olarak yanında olduğumuz nice insanlar… En çok ihaneti de böyle insanlardan gördüm ne yazık ki.


 Bunun için en güvenilir kendimizi bilmek, her şeyimizi hemen anlatmamak en akıllıca olanıdır diye düşünüyorum. Menfaatler değiştiği zaman insanlar büyük bir canavara dönüşebilir, karaktersiz olabilir. Doğru olan ise bize iyilik edenlere nankörlük etmemektir, vefalı olmaktır, her şeye rağmen rengini yitirmeyen bir zümrüt olarak yaşamaya devam edebilmektir diye düşünüyorum.

bb

Çevresindeki Varlıklara ve Gerçeklere Dikkat Eden, Onları Merak Eden, Araştıran ve En Önemlisi De Soru Sormaktan Korkmayan Çocuklar, Önüne Çıkan Her Engelin Kolayca Üstesinden Gelirler

 

Çevresindeki Varlıklara ve Gerçeklere Dikkat Eden, Onları Merak Eden, Araştıran ve  En Önemlisi De Soru Sormaktan Korkmayan Çocuklar, Önüne Çıkan Her  Engelin Kolayca Üstesinden Gelirler


Sabah erkenden kalktım ve arkadaşlarımla okula doğru gittik. Okula vardığımızda okulun bahçesinde kediler aç bir şekilde yemek arıyorlardı. Hava çok sıcak olduğu için susamışlar, acıkmışlar masumca bize doğru yanaşmaya başlamışlardı. Onlara verecek ne suyumuz ne de yiyeceğimiz vardı.  Ben bunları düşünürken okul zili çaldı ve hemen sınıfa gittim. Derse hiç odaklanamıyordum. Aklı okul bahçesindeki sokak kedilerinde kalmıştı. Onlar için bir şeyler yapmalıydım. Bir çare olmalıydı. Kediler için  su ve yemek kabı yapmalıydım ama bu kap güzel ve özel bir kap olmalıydı. Okul çıkışı eve vardım ve hemen evimizin bodrum katına indim. Orada bir sürü tahta vardı. 


Dedem de tahtadan çok güzel şeyler yapardı. Hemen dedemlere gittim ve kedilerin durumunu anlattım. Onlar için ne yapabiliriz diye dedeme sordum. O da bodrumdaki tahtalardan onlara su kabı, yemek kabı yapabiliriz dedi ve ertesi gün dedemle çalışmalara başladık. Kedilere kocaman bir su kabı ve kocaman bir yemek kabı yapıldı. Üstelik bu kap her zaman okulun bahçesinde duracak ara sıra o kabı yıkamak için eve getirecektim. Dedemle yemek kabını ve su kabını yaptık. Harika  görünüyordu. Ertesi gün okula götürdüm kapları. İçine su koydum, yemek koydum. Her gün sularını ve yemeklerini verdim. Kediler artık daha sağlıklı görünüyor ve beni gördükleri zaman başlarını okşamam için bana yakınlaşıyorlardı.  


Bu sevimli yaratıklar için bir şeyler yapmak beni çok mutlu etmişti. Yaşasın dede ve torun iş birliği dedim.  Kediler için çalışmak, onların gereksinimlerini karşılamak, aklımdaki sorulara cevap bulmak ve bir işe yaramak harika bir duyguydu.

bb

Bam Telimiz Dinleme Metni

 

Bam Telimiz Dinleme Metni


Bu kadar zaman geçti. Barış Manço’nun yüreğindeki o barış şarkıları hala bitmiyor. Kemal Sunal’ın filmlerinden hiçbir kanal vazgeçemiyor. Zeki Müren dahil nice kayıplar verdiğimiz halde Manço ve Sunal  hepsinden farklı biçimde yaşatılıyor. Demek ki tam bam telimizden yakalamışlar bizi. Acaba neden? Nedeni basit. Öyle bir pisliğiğe saplanmışız ki. Barış Manço’nun şarkılarında şimdi artık ruhumuzu galiba yıkamaktayız. Gelenek, görenek, hatır, gönül, sevgi, saygı, sadakat hepsi var o şarkılarda.  Bayram, mendil, şeker, pide, simit, atasözü, vecize, bir fincan kahve ve bir yastıkta 40 yıl hepsi var. Yani bütün kaybettiklerimiz. Bunları derinden hissetmek tekrar ümit veriyor bana. İşte 3 Şubatta’ki anma gecesi için gençliğin şimdiden kuyruğa girmesi ulusal bir benlik arayışıdır. Eğlenmek varken niye Barış Manço’ya akıyor bu gençlik niye bu kara sevda. Bizi silip süpüren o duygusuzluka selini elbette ki Barış Manço tek başına göğüsleyemezdi ama gençlik ona sırt veriyor. Sıradan bir nostalji değil bu iyi düşünün. Altında büyük anlam yatıyor. Beri tarafta Kemal Sunal vezgeçilmezliği ile beni bir kere daha ümitlendirdi. Yardımlaşmayı ve paylaşmayı, sonuna kadar dayanışmayı simgeleyen yürek ve vefa sergileyen, insaniyet aşılayan, hoşgörü dağıtan, vicdan ve izan sahibi saf ve temiz bir Anadolu çocuğu kibirle gurur arasındaki farkı ve maddiyatla maneviuat arasındaki uçurumu bütün filmlerinde işlemiş, kin ve husumete asla cevap vermemiş, derleyici, toplayıcı, barıştırıcı, en mühimi de  ibret verici bir delikanlı. Yani toplumda artık bulamadıklarımızı  dönüp dolaşıp yine onda arıyoruz. Bence aramaya devam edelim. Aramak yarı yarıya bulmak demektir. Anneler, bababalar çocuklaırna yine şabanı seyrediyorsun kaçıncı bu diye takılıyorlar ya kulak asmayın. çünkü göz ucuyla kendileri seyrediyorlar. Çünkü kendileri de arayış içindeler. Şaban her gece her evde yaşıyor. Bazen bir  aşk için servet yapıyor, bazen arkadaş uğruna canını tehlikleye atıyor. Bazen fedakar bir öğretmen, bazen affına sığınan muzip bir öğrenci, bazen de disiplinli bir polistir. Neleri kaybettiğinizi hatırlarsanız şimdi yüreğimizde gittikçe büyüyen Barış Manço ve Kemal Sunal özlemini çok iyi kavrarsınız. Evet muhtaç olduğumuz o güzellikleri barış şarkılarında ve Şaban filmlerinde aramaya devam….

 

 

bb

İnsan Haklarının Önemsenmemesi İle İlgili Kompozisyon

 

İnsan Haklarının Önemsenmemesi İle İlgili Kompozisyon


Her bireyin doğuştan sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere insan hakları denir. İnsan haklarının korunması herkesin eşit ve adil bir şekilde yaşamasını sağlar. İnsan haklarına gereken önem verilmediği zaman insan onuru kılır ve birey yaşadığı toplumda kendini değerli görmez. İnsan haklarının ihlali insanlık onuruna yapılan büyük bir darbe, büyük bir yıkımdır. 


İnsan haklarına saygı gösterilmediği zaman toplumda kaos olur. Adaletsizlik, eşitsizlik, huzursuzluk başlar. Güçlü olan güçsüzü  ezer  ve bu da toplumda büyük bir dağılmaya, büyük sorunlara neden olur. Toplumsal çatışmaların olması da toplumdaki birlik, beraberlik ve dayanışmayı yok eder. İşte bunların olmaması için her bireyin insan haklarına saygı göstermesi ve onu önemsemesi gerekir. Çünkü hak, adalet, eşitlik gibi kavramlar hepimizindir. Hepimizi birimiz için birimiz hepimiz için anlayışı ile hareket etmeli, insan haklarını  her zaman korumalı ve ona zarar verilmesini engellemeliyiz. 


Toplum bu konuda eğitilmeli ve bilinçli bir toplum ortaya çıkarılmalıdır. İnsanlar haklarının ne olduğunu bilmelidir böyle olursa daha dirençli ve daha güçlü olurlar. Her insan bu konuda sorumluluğunu hakkı ile yerine getirmelidir.

bb