Duyguları Doğru İfade Edebilmenin İnsan İlişkileri Üzerindeki Etkisi Nedir?

 

Duyguları Doğru İfade Edebilmenin İnsan İlişkileri Üzerindeki Etkisi Nedir?


Duygular; kültür, inanç, değer, düşünce bakımından kişiler arası farklılıklar gösterseler de, evrenseldir ve tüm insanlarda aynıdır. Duyguları ve ihtiyaçları açıkça ifade etmek, başkalarının da neye ihtiyaç olduğunu anlamasına ve buna göre hareket etmesine olanak sağlar. Böylece, duygusal ve fiziksel ihtiyaçların karşılanması adına daha fazla seçenek olur.


 Duyguların ifade edilmesi, kişinin iletişim kurduğu bireyin onu daha iyi anlayabilmesine, kendini onun yerine koyabilmesine, birtakım davranışlarının değiştirilmesine yönelik istek uyandırmasına olanak sağlar. Duygular doğru ifade edildiği zaman insanlar arasındaki çatışmalar da konuşarak çözülür ve insanlar birbirine daha nazik davranır, daha arkadaş canlısı olur ve iletişim de daha etkili olur. Böylece iletişimde sevgi, saygı artmış olur. Empati kurma becerisi daha çok gelişir. Ne söylediğin değil nasıl söylediğindir önemli olan. Önemli olan duygularımızı doğru ifade edebilmek, öfkeye kapılmamak, bir anda ağza gelen kötü sözleri söylememektir. İnsan gibi olmak, sevgi ve saygı dilini kullanmak ve güzel ahlaklı olabilmektir. İşte duygular bu şekilde ifade edildiği zaman çevresine örnek olan insanlar artar , toplum daha çok gelişir ve gelişmemiş olan toplumlara da örnek olunur. Birlik, beraberlik ve dayanışma daha çok artar.


 Duygular etkili bir şekilde ifade edildiği zaman; arkadan konuşmaya, kötü duygular hissetmeye, basit davranışlarda bulunmaya gerek kalmaz. Çünkü duygular güzel bir şekilde karşı tarafa açıklanarak kişi hem rahatlar hem de içinde kin, öfke kalmaz ve daha sevgi dolu bir iletişim ortaya çıkmış olur. Başka insanların duygularını da onları dinleyerek daha iyi anlamış oluruz ve biz de kendimizi iyi ifade etmiş oluruz. Unutmayalım ki kişinin karşısındakinin ne hissettiğini bilmesi ve ne hissettiğini söylemesi kişiler arasındaki etkileşimi de arttıracaktır.

bb

Hangi Durumlarda Kendinizi Mutlu Hissedersiniz? Söyleyiniz.

 

Hangi Durumlarda Kendinizi Mutlu Hissedersiniz? Söyleyiniz.


İnsan her zaman mutlu olamaz. Çünkü sürekli mutluluk ya da mutsuzluk diye bir şey bizlerin doğasında yoktur. Hayatımızda hem güzel günlerimiz hem de  acı günlerimiz olacaktır ve bu da hayatın doğal akışı içerisinde olması gereken şeylerdir.


Hangi durumlarda kendimi mutlu hissettiğim konusunda ise şunları söylemek isterim. Ailemle hafta sonları aynı sofrada kahvaltı yaptığımız zaman, birlikte pikniğe gittiğimiz zaman, kitap okuma saatleri düzenlediğimiz zaman, babamla evin bahçesinde çalıştığım zaman kendimi çok mutlu hissediyorum. Kısacası ailemle olan her şey beni mutlu ediyor. Onların beni sevmesi, başımı okşaması ve beni yargılamadan önce dinlemeleri beni çok mutlu ediyor. 


Arkadaşlarımla dışarıda oyunlar oynamak ve yorulana kadar oynamaya devam etmek sonra eve gelip duş alıp güzel bir uyku uyumak beni mutlu ediyor. Hayvanlara yardım etmek, yaşlı insanlara yardım etmek, maddi durumu olmayan insanlara gösteriş yapmadan ailemle iyiliklerde bulunmak beni çok mutlu ediyor. Bir arkadaşım bir alanda başarılı olduğu zaman mutlu oluyorum.


 Seyahat ettiğim zaman, denizde yüzdüğüm zaman, futbol oynadığım zaman, arada bir ailemle ve okulca özel günler yapıldığı zaman çok mutlu oluyorum. Bir işi başardığımda,  kimseye kötülük etmediğimde, insanlara tartışmadığımda, yalan söylemediğimde, dürüst olduğumda kendimi daha iyi ve daha mutlu hissediyorum.

bb

Atatürk Orman Çiftliği Hakkında Araştırma Yapınız.

 

Atatürk Orman Çiftliği Hakkında Araştırma Yapınız.


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından parça parça alınarak ve farklı kişilerden alınarak arazi üzerine  kurulan ve Türk tarımına öncülük eden çiftliğin adı Atatürk Orman Çiftliği’dir. Bu çiftlik Ankara’da yer alır. Atatürk Orman Çiftliği içerisinde ülkemizin en büyük hayvanat bahçesi yer alır. Ayrıca burada Mustafa Kemal’in Selanikte'ki bir evinin benzeri, devlet mezarlığı ve tarihi Karadeniz Havuzu yer alır. Milli Mücadele Dönemi öncesi  Ankara'da da Ankara Belediye Reisliği yapan  Hacı Ziya Bey’in özel mülkiyeti olan Orman Çiftliği Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra kamulaştırılarak yani devlet tarafından satın alınarak Atatürk'e armağan edilmiştir. Bu orman çiftliği o yıllarda büyük bataklık içinde olan bir araziydi. Mustafa Kemal’in emri ile bu bataklık yer büyük bir orman çiftliğine dönüştürülmüştür. 


 Orman Çiftliğinde yapılan çalışmalar bahçecilik, hayvancılık, bağcılık ve fidan yetiştirme alanlarında çiftçilere örnek ve yol gösterici oldu. Çiftlikteki tarım ve hayvancılık faaliyetleri doğrultusunda bünyesinde endüstriyel tesisler de kuruldu. Mustafa Kemal'in Ankara'da bir çiftlik kurma arzusunda bozkır ortasına kurulmuş olan yeni başkent Ankara’nın halkı için bir doğa güzelliği olmuştur. Orman Çiftliği 1 Nisan 1950’de yürürlüğe giren 5659 sayılı Kanun ile “Atatürk Orman Çiftliği” adını almıştır. Çiftliğin hikayesi ise şu şekildedir: Tarım Bakanlığı uzmanlarından Schmit; bu elverişsiz koşullarda ya sabır tükenir ya para dese de, diğer uzmanlar; bataklık, çorak ve fakir bir yerle karşı karşıya olduklarını dile getirseler de Mustafa Kemal Atatürk  “İşte istediğiniz yer böyle olmalıdır. Ankara’nın kenarında, hem batak, hem çorak, hem de fena yer. Bunu biz ıslah etmezsek, kim gelip, ıslah edecektir?” cevabını veriyor ve çiftliğin kurulma çalışmaları başlıyor. 


 Atatürk Orman Çiftliği'nin  kurulma çalışmalarının başlamasıyla o kıraç ve verim alınamaz denilen  topraklar, birkaç yıl içinde modern tarım örneklerinin çiftçiliğe aktarılmasıyla muhteşem bir değişime uğramış ve mesire yeri olarak halkın ziyaretine açılmıştır. Bu da Mustafa Kemal'in ne kadar azimli, ileri görüşlü ve zeki bir insan olduğunu bize bir kez daha kanıtlamıştır. Ülkemizin en önemli gezilecek yerlerinden biri de Atatürk Orman Çiftliği’dir.

bb

Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." sözüyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz. Sizce Atatürk, sporcunun ahlaklı olmasına niçin önem vermiştir?

 

Atatürk'ün Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." sözüyle ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz Sizce Atatürk sporcunun ahlaklı olmasına niçin önem vermiştir?


Mustafa Kemal Atatürk ülkemize birçok yenilikler getirirken sanata, spora da önem vermeyi ihmal etmemiş ve sporu ve sporcuyu çok değerli görmüştür. Bunun için de “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." demiştir. Bir sporcu ilk olarak zeki olmalıdır. Ülkesindeki olaylara karşı vurdumduymaz olmamalıdır. Çalışkan ve üretken olmalıdır. Aynı zamanda çevik olmalıdır, aktif olmalıdır. Yani çabuk davranmalıdır. 


En önemlisi ise ahlaktır.  Sporcu ahlaklı olmalıdır. Çünkü sporcuda ahlak yoksa onun sporunun ne kendine ne de içinde yaşadığı topluma faydası olur. Ahlaklı olmayan bir sporcu en büyük zararı kendisine ve aile yakınlarına verir. Bunun için sporcu dürüst, güvenilir ve çevresine örnek bir insan olmalıdır. Çünkü sporculara özenen çocuklar, gençler vardır ve sporcu da onlara ahlaklı davranışları ile örnek olmayı bilmelidir. 


Ahlaklı bir sporcu olunursa onu örnek alan gençler de ahlaklı olur ve böylece gelişmemiz ve ilerlememiz , medeni bir toplum olmamız daha kolay olur. Böylece de dünya ülkelerine örnek bir millet olmuş oluruz.

bb

Kurtdereli Mehmet Pehlivan Hakkında Bilgi Edininiz. Edindiğiniz Bilgileri Arkadaşlarınıza Sunmak Üzere Defterinize Not Ediniz.

 

Kurtdereli Mehmet Pehlivan Hakkında Bilgi Edininiz. Edindiğiniz Bilgileri Arkadaşlarınıza Sunmak Üzere Defterinize Not Ediniz.

 

Kurt Dereli Mehmet Pehlivan Türk güreşçidir. Fransız kaynaklarında ondan Cour-Derelli" olarak bahsedilir. Kurtdereli Mehmet, 1864 yılında, günümüzde Bulgaristan sınırları içinde bulunan Türklerin yoğun olarak yaşadığı Deliorman bölgesindeki Tırnova vilayetinin Selvi kasabasına bağlı Bukriva (Çobanköy) köyünde doğmuştur. Boyu 1.95 m  kilosu ise yüz kırk sekiz kiloydu. 876 Yılında başlayan Osmanlı-Rus harbi sırasında ailesi ile birlikte Türkiye’ye göçerek Balıkesir’in Kurtdere köyüne yerleşti. Genç yaşında Katrancı Halil Pehlivan’a meydan okuyarak yaptığı güreşte adeta kan kustu ve sağlığı bozularak bir yıl güreşemedi. Buna rağmen iyileştiğinde tekrar güreşe devam etti.



Yirmi bir yaşında iken tüm zamanların en büyük güreşçisi olarak anılan Koca Yusuf’un karşısına çıktı ancak Yusuf güreşi yarım bırakarak: “Yazıktır, ezdirmeyin bu yetenekli delikanlıyı bana. O ileride büyük bir pehlivan olacak” diyerek büyüklük gösterdi ve güreş için seyirciden toplanan parayı da Mehmet’e bıraktı.Dönemin meşhur pehlivanları Koca Yusuf, Adalı Halil, Kara Ahmed, Katrancı Mehmet Pehlivan, Karagöz Ali, Filiz Nurullah ve Hergeleci İbrahim ile güreşleri olmuştur. 1899 yılında Paris Şehir Ödülü Turnuvası'na katıldı.


 Callmett,  Dumas, Pitejenski ve  gibi ünlü güreşçileri galip etti.  Petrow'a yenildi. Galibiyetler listesine Hint Gulan, Macar Caya, Rus Baradonow ve Alman Müller'i de ekledi. 1911 yılında, 32 gecede toplam 43 müsabakaya çıktı. Sonrasında "Cihan şampiyonu" unvanı verildi. Güreşi bıraktıktan sonra Kurtdere köyünde hayatına devam etti. 1934 Yılında Baykurt soyadını aldı. 1939 yılında 75 yaşında ebediyete intikal etti. Kurtdere köyünde her yıl Kırkpınar’dan sonra en büyük yağlı güreş turnuvası olan “Geleneksel Kurtdereli Yağlı Güreşleri” düzenlenmektedir. Balıkesir’de adını taşıyan bir kapalı spor salonu ve valilin binasının yanında bir heykeli bulunmaktadır. Hayatını anlatan dizi, belgeseller, filmler yapılmıştır.


Kurtdereli Mehmet Pehlivan “Güreşirken bütün Türk milletini arkamda hisseder ve onun şerefini korumak için her şeyi yapardım. Ve sanki bütün Türk milletinin kuvvetinin arkamdan dayandığını hissederdim.”  diyen son yenilmez Osmanlı Pehlivanı lakabı ile bilinir .Kurt Dereli Mehmet Pehlivan'a Mustafa Kemal’in de bir mektubu olmuştur ve o mektupta şunlar yer almaktadır.


"Kurtdereli Mehmet Pehlivan'a... Ankara - 15.11.1931

Seni, cihanda ün almış bir Türk pehlivanı olarak tanıdım. Parlak muvaffakiyetlerinin sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim: 'Ben, her güreşte, arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürdüm...' Bu dediğini, en az yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü, Türk sporcularına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum. Bununla, senden ve sözlerinden ne kadar memnun olduğumu anlarsın. Çoluk, çocuğun için sana, ufak bir armağan gönderiyorum. O bu mektubumla beraberdir. Pehlivan! Ömrünün, tam sağlıkla uzun sürmesini dilerim.

Gazi Mustafa Kemal.

bb

Büyüklerinizin Oyunlarınıza Dahil Olmasından Hoşlanır Mısınız? Neden?

 

Büyüklerinizin Oyunlarınıza Dahil Olmasından Hoşlanır Mısınız? Neden?

 

 Büyüklerimiz bizden daha deneyimli ve daha bilgili kişilerdir. Aynı zamanda da daha becerikli kimselerdir diye düşünüyorum. Büyüklerimizin oyunlarımıza dahil olmasına çok mutlu oluyorum Çünkü büyüklerle oyun oynamak daha eğlenceli oluyor ama şu şekilde olursa mutlu oluyorum. 


Oyun oynayacak arkadaş grubum yoksa büyüklerle oynamak çok eğlenceli oluyor ve beni mutlu ediyor fakat arkadaşlarımla oyun oynarken onlar araya girerse mutlu olmuyorum. Çünkü büyükler daha güçlü olup bizden daha iyi oyun oynayabiliyor ve bu da benim sinirlerimi bozabiliyor. Büyüklerimiz bazen de biz iyi oynamıyoruz diye yalandan bize yenilmiş numarası yapıyorlar ve bundan da hoşlanmıyorum. Gerçek güçlerini ortaya koyup yenmeleri bana daha doğru geliyor. Çünkü ben artık küçük bir çocuk değilim ve onların yaptığı kimi şeylerin sırf biz mutlu olalım diye yaptıklarını biliyorum ama bunu sevmiyorum. 


Büyüklerimle maç yapmaktan zevk alıyorum, zeka oyunları oynamaktan zevk alıyorum, bulmaca çözmekten zevk alıyorum. Yerine göre büyüklerimin oyuna dahil olmasını istiyorum. Yerine göre ise büyüklerimin oyunlarımıza dahil olmasını istemiyorum. Anlatacaklarım bu kadardır. Umarım kendimi iyi ifade edebilmişimdir.

bb

Geleneksel Çocuk Oyunlarını Araştırınız. Seçtiğiniz Bir Oyunun Kurallarını Defterinize Yazınız.

 

 

Geleneksel Çocuk Oyunlarını Araştırınız. Seçtiğiniz Bir Oyunun Kurallarını Defterinize Yazınız.


Bezirganbaşı, saklambaç, körebe,istop, yakar top, çuval yarışı, ip atlama, mendil kapmaca, yağ satarım bal satarım, kaleli yakan top, gibi oyunlar, geçmişte çocukların zevkle oynadığı oyunlar arasında yer alır. Geleneksel oyunlardan kimileri bunlardır. Top, ip ve taş çok eski zamanlardan günümüze kadar ulaşmış oyun araçlarıdır. Benim en sevdiğim oyunlardan biri ise saklambaç ya da diğer adı ile söbe oyunudur. Saklambaç oyunun kuralları şu şekildedir:


Oyunculardan biri ebe olarak belirlenir. Ebe bir duvara, ağaca veya başka bir nesneye kafasını yaslar ve gözünü genellikle kolu yardımıyla- kapatarak oyuncular tarafından kararlaştırılmış bir sayıya kadar birer birer ya da ikişer ikişer veya daha fazla ritmik şekilde saymaya devam eder. Ebenin yaslandığı bu yere sobeleme yeri denir. Bu sırada diğer oyuncular ebenin onları göremeyeceği yerlere hızlı bir şekilde saklanmaya başlar. Ebe olan kişi belirlenen sayıya kadar sayar ve sayıyı tamamladıktan sonra gözlerini açar. "Önüm arkam sağım solum sobe"  diyerek saklanan kişileri aramaya başlar. Diğer oyuncuların amacı saymayı bitiren ebenin onları aramak için sobeleme noktasından ayrıldığında gelip ellerini sobeleme noktasına dokundurarak sobe yapmaktır. 


Ebeden önce sobe yapabilen oyuncular kendilerini bir sonraki turda ebe olmaktan kurtarırlar ancak ebenin saklandığı yeri bulup kendisinden önce sobelediği oyuncu ise bir sonraki turda ebe olur ve oyun bu şekilde oyuncular oynamaktan bıkıncaya kadar  kadar devam eder. Çok da zevkli bir oyundur ve oynayan çocuklar bu oyunu bıkana kadar devam ettirirler.


Yaygın oynanan saklambaç türlerinde ebenin sobelediği oyuncunun adını herkesin duyacağı şekilde bağırması gerekir. Ebenin, gördüğü oyuncunun adını herhangi bir nedenle yanlış söylemesi oyunun ebe tarafından kaybedilmesine yol açar ve buna "çanak çömlek patladı" denir. Oyuncular bir ağızdan "çanak çömlek patladı" diye bağırarak saklanmakta olan arkadaşlarını uyarırlar. Sonrasında ebe tekrar gözlerini kapatıp sayma işlemine başlar ve oyuncular saklanırlar.


Oyun uzun sürdüğü takdirde ise  uzun sürerse, "Elma dersem çık, armut dersem çıkma" diye seslenilerek saklanmış olan oyuncuların sobeleme noktasına gelip sobelemesine yardımcı olunabilir ve böylece oyun devam eder.

bb