Biyografiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Biyografiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kurtdereli Mehmet Pehlivan Hakkında Bilgi Edininiz. Edindiğiniz Bilgileri Arkadaşlarınıza Sunmak Üzere Defterinize Not Ediniz.

 

Kurtdereli Mehmet Pehlivan Hakkında Bilgi Edininiz. Edindiğiniz Bilgileri Arkadaşlarınıza Sunmak Üzere Defterinize Not Ediniz.

 

Kurt Dereli Mehmet Pehlivan Türk güreşçidir. Fransız kaynaklarında ondan Cour-Derelli" olarak bahsedilir. Kurtdereli Mehmet, 1864 yılında, günümüzde Bulgaristan sınırları içinde bulunan Türklerin yoğun olarak yaşadığı Deliorman bölgesindeki Tırnova vilayetinin Selvi kasabasına bağlı Bukriva (Çobanköy) köyünde doğmuştur. Boyu 1.95 m  kilosu ise yüz kırk sekiz kiloydu. 876 Yılında başlayan Osmanlı-Rus harbi sırasında ailesi ile birlikte Türkiye’ye göçerek Balıkesir’in Kurtdere köyüne yerleşti. Genç yaşında Katrancı Halil Pehlivan’a meydan okuyarak yaptığı güreşte adeta kan kustu ve sağlığı bozularak bir yıl güreşemedi. Buna rağmen iyileştiğinde tekrar güreşe devam etti.



Yirmi bir yaşında iken tüm zamanların en büyük güreşçisi olarak anılan Koca Yusuf’un karşısına çıktı ancak Yusuf güreşi yarım bırakarak: “Yazıktır, ezdirmeyin bu yetenekli delikanlıyı bana. O ileride büyük bir pehlivan olacak” diyerek büyüklük gösterdi ve güreş için seyirciden toplanan parayı da Mehmet’e bıraktı.Dönemin meşhur pehlivanları Koca Yusuf, Adalı Halil, Kara Ahmed, Katrancı Mehmet Pehlivan, Karagöz Ali, Filiz Nurullah ve Hergeleci İbrahim ile güreşleri olmuştur. 1899 yılında Paris Şehir Ödülü Turnuvası'na katıldı.


 Callmett,  Dumas, Pitejenski ve  gibi ünlü güreşçileri galip etti.  Petrow'a yenildi. Galibiyetler listesine Hint Gulan, Macar Caya, Rus Baradonow ve Alman Müller'i de ekledi. 1911 yılında, 32 gecede toplam 43 müsabakaya çıktı. Sonrasında "Cihan şampiyonu" unvanı verildi. Güreşi bıraktıktan sonra Kurtdere köyünde hayatına devam etti. 1934 Yılında Baykurt soyadını aldı. 1939 yılında 75 yaşında ebediyete intikal etti. Kurtdere köyünde her yıl Kırkpınar’dan sonra en büyük yağlı güreş turnuvası olan “Geleneksel Kurtdereli Yağlı Güreşleri” düzenlenmektedir. Balıkesir’de adını taşıyan bir kapalı spor salonu ve valilin binasının yanında bir heykeli bulunmaktadır. Hayatını anlatan dizi, belgeseller, filmler yapılmıştır.


Kurtdereli Mehmet Pehlivan “Güreşirken bütün Türk milletini arkamda hisseder ve onun şerefini korumak için her şeyi yapardım. Ve sanki bütün Türk milletinin kuvvetinin arkamdan dayandığını hissederdim.”  diyen son yenilmez Osmanlı Pehlivanı lakabı ile bilinir .Kurt Dereli Mehmet Pehlivan'a Mustafa Kemal’in de bir mektubu olmuştur ve o mektupta şunlar yer almaktadır.


"Kurtdereli Mehmet Pehlivan'a... Ankara - 15.11.1931

Seni, cihanda ün almış bir Türk pehlivanı olarak tanıdım. Parlak muvaffakiyetlerinin sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim: 'Ben, her güreşte, arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürdüm...' Bu dediğini, en az yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü, Türk sporcularına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum. Bununla, senden ve sözlerinden ne kadar memnun olduğumu anlarsın. Çoluk, çocuğun için sana, ufak bir armağan gönderiyorum. O bu mektubumla beraberdir. Pehlivan! Ömrünün, tam sağlıkla uzun sürmesini dilerim.

Gazi Mustafa Kemal.

bb

Beşir Ayvazoğlu Hakkında Bilgi

 

Beşir Ayvazoğlu Hakkında Bilgi


- 1953 yılında Sivas'ın Zara ilçesinde dünyaya gelen Beşir Ayvazoğlu ilk ve orta öğrenimini burada tamamlamıştır .

- 1975 yılında Bursa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nü kazanan şair , mezun olduktan sonra çeşitli liselerde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yapmıştır .

- TRT'de uzman olarak görev yapmış aynı zamanda da profesyonel olarak da gazetecilik yapmıştır .

- Şiir , deneme , röportaj , oyun , inceleme türlerinden eserler veren Beşir Ayvazoğlu ülkemizde muhafazakarlık konusunda önde gelen isimlerden birisidir .



- Beşir Ayvazoğlu'na göre şiir bir davayı anlatma aracı değil , dilin yüzyıllar içerisinde bünyesinde biriktirdiği zenginliği keşfetme gayretidir .

- Halka düşüncelerini anlatabilmek amacıyla yazılarında süsten uzak sade bir dil kullanmaktadır .



Beşir Ayvazoğlu'nun Şiirlerinden Örnekler

Gitgide kararan saçlarını akşamın
İnceden inceye tarayan yağmur
Ve camlarda telaşlı gölgeler

Çekilmiş düşünürler gizli gizli
İhtiyarcıklar biraz daha üşürler

Dudaklarında eski kahkahalardan
Artakalmış birkaç safalı çizgi
Tutuşan tömbekilerde eski bir sevda

İhtiyarcıklar üşürler biraz daha
Her geçen saniye daralır zaman
Bakarlar kar yağmış karşı dağa
Ve çaresiz gülüşürler gülüşürler

bb

Fuat Sezgin Hakkında Bilgi

 

Fuat Sezgin Hakkında Bilgi


Bilimler tarihi alanında dünyanın sayılı hocalarından birisidir . 24 Ocak 1924 senesinde Bitlis'te dünyaya gelmişti. 1943-1951 seneleri arasında İstanbul Üniversitesi'nde "İslami Bilimler ve Oryantalizm" alanında otorite kabul edilen Hellmut Ritter'in öğrencisi olmuştur . Hocasının " Bilimlerin temelinde İslami Bilimler vardır. " sözü üzerine bu alana ilgi duymaya başlamıştır. İstanbul Üniversitesi'nde Edebiyat Fakültesi'ni bitirmesinin ardından Arap Dili ve Edebiyatı üzerine doktora yapmıştır . Bu eğitiminin sonunda "Buhari'nin Kaynakları" adlı tezi ile doçent olmuştur . Bu tez günümüzde bile önemini korumaktadır.

1960 senesinde darbeciler tarafından "Zararlı Profesör" yaftası ile üniversiteden uzaklaştırılmıştır . 36 yaşındayken 1961 senesinde ülkemizi terk etmek zorunda bırakılmıştır . Almanya'ya giden Fuat Sezgin Frankfurt Üniversitesi'nde misafir doçent olarak dersler vermiştir . 1966 senesinde profesör olmuştur .




1978 senesinde Kral Faysal Ödülü'nü almıştır ve bu ödülden sonra 1982 senesinde Arap devlet adamlarının da desteğini alarak Goethe Üniversitesi'nde Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü'nü ve 1983'te de bu enstitüye ait müzeyi de kurmuştur. Bu müzede yazılı kaynaklara dayanılarak edinilen bilgilerden hareketle yapılan bilimsel araç ve gereçler sergilenmektedir.


Müslüman bilim adamlarının buluşları şu an "İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi"nde İstanbul'da sergilenmektedir . 
bb

Sefil Selimi Hakkında Bilgi

 

Sefil Selimi Hakkında Bilgi


- Asıl adı Ahmet Günbulut olan Sefil Selimi 1933 yılında Sivas'ın Şarkışla ilçesinde dünyaya gelmiştir .

- Maddi imkansızlıklar yüzünden ortaokul ikinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kalan Sefil Selimi , şiire ve aşıklığa merak salmaya başlamıştır .

- Bir terzinin yanında çıraklık yapan Selimi askerliğini de Mamak'ta terzi olarak yapmıştır . Askerden sonra memleketi Şarkışla'da terzi dükkanı açan Selimi ilk şiir kitabı olan " Yar Badesi " adlı eserini de 1963 yılında yayımlamıştır .

- 1966 senesinde Konya'da düzenlenen Türkiye Aşıklar Bayramı'na katıldı ve her yıl bu bayramlara katılmayı sürdürdü . 1968 yılında Hollanda'ya çalışmaya gitti ve aşıklar bayramına katılmayı bu dönemde de ihmal etmedi .

- 1972 yılında Hollanda'dan kesin dönüş yaptı ve Sivas'a yerleşti . 1985 yılında eşi ölünce kardeşi ile yaşamaya başladı ve ömrünün son yıllarını da Sivas'ta Karşıyaka mahallesinde geçirdi .

- " Yalınkat , Çoban Pınarı ve Kul Yanmasın " kitaplarını yayımlamıştır .

- 2003 yılında hayata gözlerini kapadı .



- Türkiye Aşıklar Bayramı'nda her yıl düzenlenen "Yılın Yedi Şiiri" sıralamasında her yıl mutlaka bir şiiri bulundu .

- Yrd. Doç. Dr. Doğan Kaya onun için " 2000'in üzerinde şiiri vardır , asıl başarısını tasavvufi şiirlerinde yakalayan , irticali şiir kabiliyeti yüksek bir ozandı " demiştir .



Sefil Selimi'nin Şiirlerinden Örnekler :
Kimse Bana Yaran Olmaz Yar Olmaz
Mertlik Hırkasını Giydim Giyeli
Dünya Bomboş Olsa Bana Yer Kalmaz
İnsana Muhabbet Duydum Duyalı

İmanım Hükümdar Benliğim Esir
Ehl-İ Beyti Sevdim Dediler Kusur
Kimi Korkak Dedi Kimi De Cesur
Kurt İle Kuzuyu Yaydım Yayalı

Ardımdan Vuranlar Yüzüme Güler
Kestiği Az Gibi Parçalar Böler
Herkes Kılıcını Boynumda Biler
Başımı Meydana Koydum Koyalı

"Bu Kızılbaş Olmuş, Yunmaz" Diyorlar
"Kestiği Haramdır, Yenmez" Diyorlar
"Camiye Mescide Konmaz" Diyorlar,
İmam Şah Hüseyn'e Uydum Uyalı

Kimi Benden Kağıt Hüccet Arıyor
Hal Bilmeyen Dip Dedemi Soruyor
Dostlar Ölümüme Karar Veriyor
Sefil Selimi'yim Dedim Diyeli 

bb

Zaralı Halil Hakkında Bilgi

 

Zaralı Halil Hakkında Bilgi


- 1906 yılında Sivas'ın Zara ilçesinde dünyaya gelen Zaralı Halil Türk halk müziğinin en güçlü seslerinden biridir .

-Asıl ismi Halil Çataltepe olmasına rağmen döneminin kaymakamının ısrarı ile soyadını " Söyler " olarak değiştirmiştir .

- 2 ablasının ardından ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya gelmiş çok çelimsiz ve zayıf bünyeli bir çocuktu .

- Annesi ve babasını küçük yaşta kaybedince yetiştirme yurduna yerleştirilir ve burada büyür . Burada yardımlaşma , paylaşma gibi güzel huyların yanısıra saz çalmayı da öğrenir .
- Zara'ya dönünce saz çalmayı iyice ilerletti ve artık düğünlerin , eğlencelerin aranan adamı oldu ve hemşehrileri tarafından çok sevildi . Memleketinde "İnce Halil" , ülkemizde ise " Zaralı Halil " olarak günden güne ünlenmeye başladı .

- Askerliğin ardında İstanbul'a gider ve ilk plağını doldurur . Bu plaktan para alamasa da plak adeta yok satar ve artık plakçılar onun peşinden koşmaya başlar .

- Sesinin güzelliği ile her geçen gün şöhreti artar , döneminin en ünlü sanatçıları ile birlikte sahne alır ama git gide de hastalığı artar ve artık iyice zayıf düşer . Memleketine döner ve kısa bir süre sonra da 15.01.1964 'te hayata gözlerini yumar .



- Muzaffer Sarısözen tarafından derlenen 8 türküsü TRT repertuarında yer almaktadır . Birçok türküsü de başkalarına mal edilerek farklı yörelere aitmiş gibi gösterilmiştir . Mesela "Bugün de günlerden cumadır cuma " türküsü Bayburt yöresine mal edilmiştir .



Zaralı Halil'in Türkülerinden Örnekler

Bugün de Günlerden Cumadır Cuma
(aman) Bügün de günlerden cumadır cuma
Yar hemama gedip kınanı yuma
Ben seni sevmişem kimseyle deme
Zalım celep vurdu yarem var benim

(aman) Bügün de günlerden cuma ertesi
Başında terliği gözeldir sesi
Sol böyründen çıktı yarin nefesi
Zalım celep vurdu yarem var benim

(aman) Bügün de günlerden salidir sali
Sallan gel sevdüyüm sarılak bari
Yoktur bu dünyada yarin emsalı
Zalım celep vurdu yarem var benim
Yüce Dağ Başında Durdum Ağladım
Yüce dağ başında durdum ağladım
Ayrılığın çevresini bağladım
Dünya yalanımış ben de anladım
Dünyada muratsız kalan ben oldum

Feleğin elinden yandık nara biz
Yaradan süphane kaldı çaremiz
Dökerim ağları ciğer paremiz
Her daim ağlasın gülmesin deme

Yüce dağ başında koyun güderken
Vuruldum boyuna suya giderken
Bülbül gül dalında feryat ederken
Bir dilek dilerim yar senin için

Kadir Mevlam güldür yüzümü güldür
Bu derdin dermanı neyise bildir
Yavrumdan ayrıldım tam yedi yıldır
Acı bana Mevlam yüzümü güldür

bb

Safiye Ali Hakkında Bilgi

 

Safiye Ali Hakkında Bilgi



Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk kadın Türk doktorudur . 1891 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Safiye Ali'nin babası Sultan Abdülaziz ve Sultan 2. Abdülhamit'in yaverliğini yapan Ali Kırat Paşa'dır . Annesi Emine Hasene Hanım'dır. Dedesi Mekke'nin Şeyhülislamlığını 17 yıl boyunca yapan Hacı Emin Paşa'dır.

Çok küçük yaşta babasını kaybeden Safiye Ali , annesi ve diğer üç kız kardeşi ile birlikte dedesi Hacı Emin Paşa'nın Valideçeşme'deki konağında büyümüştür . Öğrencilik yıllarının Balkan Savaşları'na denk gelmesi onu çok etkilemiştir ve Amerikan Koleji'ndeyken doktor olmaya karar vermiştir . O dönemlerde kızların tıp fakültesine kabul edilmemesi nedeniyle dönemin maarif nazırı Şükrü Bey'in de destekleri ile Almanya Würzburg Ünivesitesi'ne devlet bursu alarak kaydolmaya gitmiştir .


Almanya'da tıp eğitimi alırken çok çalışır ve hafta sonlarında bile Alman doktorlara yardım ederek kendini geliştirir , tarih ve felsefe ile ilgili eğitimler alır . Eğitiminin sonunda girdiği sınav sonucunda Bavyera Milli Eğitim Bakanlığı tarafından doktor adayı unvanı verilir . " bebeklerde iç Pakimenenjit kanaması " adlı tezi ile diplomasını alıp doktor olarak İstanbul'a döner .  1923 senesinde Türkiye'nin ilk kadın doktoru icazetnamesini alır .




Amerikan Koleji'nde Jinekoloji ve Obstetrik dersleri verdi . Çocukların sağlıklı beslenmesi için kurulan Süt Damlası Bakım Evleri Safiye Ali'nin özverili çalışmaları ile çok etkin oldu . Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar Muayenehanesini kurdu . Türk Kadın Birliği adı altındaki örgütlenmede fuhuşla mücadele savaşı vermiştir .

Kanser olduğunu öğrenene kadar mücadelesine devam etmiş , hastalığı dolayısıyla Almanya'ya yerleşmiştir ve Dortmund'da hayatını kaybetmiştir . 58 yıllık hayatını para kazanmaktan ziyade annelere , bebeklere, çocuklara yardım etmek uğrunda harcayan bu Türk kadını genç kızlarımıza örnek olmalıdır.
bb

Jale İnan Hakkında Bilgi

 

Jale İnan Hakkında Bilgi


Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk kadın arkeoloğudur . İstanbul'da 1914 yılında dünyaya gelen Jale İnan , lise öğrenimin ardından Almanya'ya Aleksander Von Humbolt Vakfı'nın ilk burslu öğrencilerinden biri olarak 1934 yılında arkeoloji okumak amacıyla  gitti . Bir yıl sonrasında da Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından verilen bursu da almaya hak kazandı . Öğrencilik yılları 2. Dünya Savaşı dönemlerine rast gelen Jale İnan bu sıkıntılı ortamda eğitimini tamamlayabilmek için mücadele etti .

1944 yılında yurda dönen Jale İnan , Mustafa İnan ile evlendi ve tek çocukları olan Hüseyin İnan dünyaya geldi .
Bir süre Prof . Dr. C. Bosch'un asistanlığını yapan Jale İnan , 1946 senesinde İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Kürsüsünün çalışmalarına katıldı . 
Bu çalışmalar esnasında Prof . Dr. Arif Müfit Mansel'in asistanlığında bulundu, Side Perge antik kentlerinde kazılara başladılar ve buralardan çıkarılan eşsiz eserler Antalya müzesinin iki kez genişletilmesine neden olmuştur .
Bu çalışmalarının yanı sıra Side Müzesi'ni de kurmuştur .
 Prof Dr. Jale başarılarla dolu bir hayatın ardından 7 Şubat 2001 yılında vefat etmiştir.




  
bb

Kutbeddin Şirazi ve Eserleri Hakkında Bilgi



Kutbeddin Şirazi ve Eserleri Hakkında Bilgi



Astronomi , matematik , tıp ve dini ilimler alanlarında alim olan Kutbettin Şirazi Hicri 634 , miladi 1236 yılında İran'da dünyaya gelmiştir . Tabip bir aileye mensuptur . Tıp ve din ile ilgili ilk öğrenimini babasından almıştır . Babasının ölümü üzerine henüz 14 yaşındayken babasının görev yaptığı hastanede onun görevini üstlenmiştir . Bu görevi esnasında İbn-i Sinanın El Kanun adlı kitabını okumuştur . 10 sene sonra bilimsel çalışmalara yönelmek amacıyla hastanedeki görevinden ayrılmıştır . 1260 yılında Meraga'ya giderek Nasiruddin-i Tusi'den astronomi ve felsefe üzerine dersler almıştır . Buradayken rasathanenin yapılma çalışmalarına katılmıştır Zic-i İlhani'nin hazırlanmasında katkıları bulunmuştur .



1267-1269 yıllarında Nasiruddin-i Tusi ile birlikte Horasan'a gitmiş Ali B. Ömer El Katib'den mantık ve felsefe dersleri almıştır . Daha sonra İsfahan'a geçti ve burada Emir Bahaed-din Muhammed El Cüveyni ve oğlu Şemseddin El Cüveyni'den büyük taltif gördü . Nihayet-ül İdrak adlı astronomi ile ilgili eserini Şemseddin El Cüveyni'ye ithaf etti . Daha sonra Bağdat'ta Nizamiye Medresesi'nde bir süre kaldıktan sonra Konya'ya gelerek  buraya yerleşti . Mevlana ile görüştü ve Sadreddin Konevi'nin derslerine katıldı . 


Vezir Muinüddin Süleyman tarafından önce Sivas'a daha sonra da Malatya'ya görevli olarak gönderildi . Sivas'ta bulunduğu sırada Gök Medrese de ders verdi . Mısır Memluk Sultanına elçi olarak gönderildi . Bir süre Mısır'da kaldıktan sonra ülkesine dönüp Tebriz'e yerleşti ve ömrünün kalan zamanını bir mutasavvıf gibi geçirdi . 1311 yılında Tebriz'de vefat etti .



bb

Halet Çambel Hakkında Bilgi


 Halet Çambel Hakkında Bilgi


Tarih öncesi dönem ile ilgili yaptığı çalışmalarla tanınan ünlü Türk arkeoloğudur. 27 Ağustos 1916'da Almanya'nın Berlin ilinde dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini Almanya'da, Lise öğrenimini ise Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde tamamlamıştır. Fransız hükumetinin bursuyla yüksek öğretimin Sarbonne Üniversitesi'nde sürdürmüştür.
İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde 1940 senesinde Bossert'in asistanlığını yaptı . 1944'te doktora , 1947 doçent , 1960'ta profesör oldu. 1962-1693 senelerinde Almanya'nın Sarbonne Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak çalıştı . 1964 senesinde ülkemize dönerek İstanbul Üniversitesi'nde Prehistorya Kürsüsünü kurdu . O dönem Tan gazetesinde  çalışan şair Nail Çakırhan ile evlendi.

Birçok kazının yapılması ve birçok antik kentin tanınmasını sağlamıştır . 1966 'da Keban Barajı'nın yapılacağı bölgedeki tarihi eserlerin korunması ve kurtarılması ile ilgili önemli çalışmaları olmuştur . TÜBİTAK'a bağlı bir Arkeometri Ünitesi'nin kurulmasında 1978 yılında önemli rol üstlenmiştir.



"Kırmızı Yalı" olarak bilinen ailesinden kalma evini 2004 yılında Boğaziçi Üniversitesi'ne bağışlamıştır . Bu yapı bir müzeye çevrilmiştir. 2005 yılında Hollanda devletinin verdiği Prens Claus ödülüne layık görülmüştür. 2010 yılında Kültür Bakanlığı tarafından verilen "Kültür Sanat Büyük Ödülü" ne layık görülen Halet Çambel 12 Ocak 2014'te vefat etmiştir.




bb

Pir Sultan Abdal Hakkında Bilgi

 

Pir Sultan Abdal Hakkında Bilgi


- Asıl adı Haydar olan Pir Sultan Abdal 16. Yüzyılda Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Çırçır Bucağının Banaz köyünde dünyaya gelmiştir .
- Ölüm tarihi ile ilgili kesin bilgi olmamakla birlikte 1547-1551 veya 1587-1590 yılları arasında olabileceği tahmin edilmektedir .
- Halk arasında Yedi Ulular olarak adlandırılan yedi ozandan biri olan Pir Sultan şiirlerinde yalın bir dil kullanmıştır.


- Tasavvuf , Ehl-i Beyt sevgisi , sosyal sorunlar gibi birçok konuda şiirler yazmıştır 
- Medrese eğitimi görmesine rağmen birçok halk şairinin aksine divan edebiyatından hiç etkilenmemiştir .
- Türk diline büyük önem veren Pir Sultan Abdal Anadolu Alevi Türkmenlerinin önderlerinden biri olmuştur .


- Dönemin Sivas Valisi Hızır Paşa tarafından hapsedilmiştir , daha sonra ise halk arasında “Siyaset Meydanı” adı verilen yerde idam edilmiştir .
- Pir Sultan Abdal kendisinden sonra gelen birçok şaire ve halk ozanına örnek olmuş , hatta aynı mahlası kullanan birçok şair olmuştur . Bu yüzden onun söylemediği birçok şiirde ona mal edilmiştir .



Şiilerinden Örnekler

Nasıl Yar Diyeyim
Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağında bülbüller öter
Giden benim gülüm solduktan sonra

Coşkun sular gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim şu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra

PİR SULTAN ABDAL'ım sürem bu yolu
İnsanın kamili olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
Gidem ben ummana daldıktan sonra

Derdim Çoktur
Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazalendi yürek yarası
Ben bu derde kande derman bulayım
Meğer Şah elinden ola çaresi

Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

Türlü donlar giyer gülden naziktir
Bülbül cevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi

Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası

Didar ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çırağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası

Pir Sultan'ım katı yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Dilber muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir ilimizin töresi


bb

Vecihi Hürkuş Hakkında Bilgi


 Vecihi Hürkuş Hakkında Bilgi


Vecihi Hürkuş meşhur Türk mühendisi ve pilotudur . Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden birisi olan Vecihi Hürkuş , düşman uçağı düşüren ilk Türk pilotudur. Sakarya ve İnönü savaşlarında üstün başarı örneği olan keşif uçuşları yapmış bu savaşlar esnasında bir de Yunan uçağı düşürmeyi başarmıştır . Vecihi Hürkuş Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu gerçekleştiren pilot olma özelliğine de sahiptir.

İzmir Gaziemir-Seydiköy havalimanına ilk giren ve işgal etme başarısı gösteren kişi olması sebebiyle Vecihi Hürkuş'a kırmızı şeritli istiklal madalyası verilmiştir . Meclis tarafından üç kez takdirname alan Vecihi Hürkuş üç takdirname alabilen tek kişi olmuştur.

1931 senesinde Türk Tayyare Cemiyeti yararına Türkiye turları yapmıştır. 1932 yılında ilk Türk sivil havacılık okulunu Vecihi Sivil Tayyare Mektebi ismi ile açmıştır. Bu okuldaki çalışmaları ile ilk Türk kadın pilot olan Bedriye Gökmen ile birlikte 12 pilot yetiştirmiştir.






İlk sivil havayolu şirketimiz olan Hürkuş Havayolları'nı 1954 yılında kurmuştur . Cumhuriyet tarihinin en önemli simalarından olan Vecihi Hürkuş 1969 yılında Ankara'da vefat etmiştir . 
bb

Halil İnalcık Hakkında Bilgi

 

Halil İnalcık Hakkında Bilgi


Türk tarihçiliğinin en büyük isimlerindendir hatta "Hocaların hocası" unvanı ile anılır.  İstanbul'da 26 Mayıs 1916 senesinde dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini Ankara Gazi Mektebi'nde almış , daha sonra Sivas Öğretmen Okulu'na buradan da Balıkesir' nakil olmuştur . 1935 senesinde Ankara Üniversitesi Dil , Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde başlamıştır. Kısa sürede Fuat Köprülü'nün dikkatini çekmiştir ve Fuat Köprülü onu yanına yardımcı olarak almıştır.1945 senesinde meslektaşı Işıl Hanım ile evlenmiştir.

1947 senesinde Türk Tarih Kurumu üyeliğine seçilmiştir. Columbia Üniversitesi'nde bir süre ders vermiş ve bu süre zarfında sayısız konferansa katılmıştır.  20 yılı boyunca ( 1972 - 1992 ) Amerika'da çalışmış ve orada yaşamını sürdürmüştür. Chicago Üniversitesi'nde çalışmış bu süreç içerisinde İngiltere'ye giderek kendini tüm dünyaya tanıtan kitabını yayımlamıştır.


1993 yılından sonra yurda dönmüştür ve hem yerli hem de yabancı  birçok üniversiteden fahri doktora unvanı almıştır . Sosyal Bilimler alanında dünyanın en başarılı 2000 bilim insanı arasında gösterilen İnalcık , 25 Temmuz 2016'da Ankara'da hayata gözlerini yummuştur . En meşhur eseri 1974 senesinde kaleme aldığı "The Ottoman Empire: 1300-1600"dür . Yaşamı boyunca 325 kitap ve 300'den fazla makale yazmıştır.


Halil İnalcık eserlerinde tamamen objektif bir yöntem kullandığı için tüm dünya tarafından beğenilmiş ve eserleri dikkate alınmıştır.

Eserleri 
  1. ·         The Ottoman Empire, The Classical Age, 1300-1600, 1974
  2. ·         Studies in Ottoman social and economic history, London, 1985
  3. ·         The Middle East and the Balkans under the Ottoman Empire, Bloomington, 1993
  4. ·         Sources and studies on the Ottoman Black Sea, 1995
  5. ·         Ottoman Civilization (Gunsel Renda ile birlikte), 2003
  6. ·         Essays in Ottoman History
  7. ·         Fatih devri üzerinde tetkikler ve vesikalar, 1954
  8. ·         Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adalet, 2000
  9. ·         Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi Cilt 1 – Cilt 2
  10. ·         Tanzimat ve Bulgar Meselesi
  11. ·         Şair ve Patron, 2003
  12. ·         Atatürk ve Demokratik Türkiye, 2007
  13. ·         Devlet-i Aliyye, 2009
  14. ·         Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı
  15. ·         Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı, 2011
  16. ·         Devlet-i ‘Aliyye: Tagayyür ve Fesad, Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar II, 201
bb

Nizamülmülk'ün Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi


izamülmülk'ün Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi


- Büyük bir devlet adamı olan Nizamülmülk Büyük Selçuklu hükümdarlarından Alparslan ve oğlu Melikşah'ın veziridir.
- İran'ın Tus şehrinde 1018 yılında doğmuş , Hasan Sabbah'ın fedailerinden bir Batıni tarafından 1092 yılında Nihavend'te şehit edilmiştir.

- Vezir olduğu 1064 yılından şehit olduğu 1092 yılına kadar kesintisiz olarak 29 sene boyunca Büyük Selçuklu Devleti'ne tam bir bağlılıkla vezirlik yapmıştır .
- Malazgirt Savaşı'nda başka bir vazifesi olması sebebiyle sefere katılamamış , bunun dışındaki tüm seferlere katılmıştır.
- Sultan Alparslan'ın ardından Melikşah'ın tahta geçmesi ve başkaldıran Selçuklu prenslerinin itaat altına alınmasında büyük bir başarı göstermiştir .

- Melikşah devri Nizamülmülk'ün başarılı hizmetleri sayesinde Selçuklular'ın en parlak dönemi olmuştur.
- Nizamülmülk dinine bağlı , adil , bağışlayıcı ve az konuşan bir yöneticiydi.

 Alimlere ve ilme büyük değer vermiş Kuşeyri , Cüveyni gibi alimlar gelince yerinden kalkıp onları karşılar ve tekrar otururdu . Ebu Ali Farimadi gelince ayağa kalkar onu kendi yerine oturturdu . Ayrıca Gazali'nin ilim öğretmesi için Nizamiye Mederesesini yaptırmıştı .




- Melikşah ona "Atabek" unvanını vererek tüm devlet işlerinin yürütülmesinde onu yetkilendirmiştir.

- Nizamülmülk'ün devlet işleri ile ilgili görüşlerini , icraatlarını anlattığı "Siyasetname" adlı eseri bugün bile siyaset ile uğraşanların başvurduğu temel kitaplar arasındaki yerini korumaktadır . Bu eserin hiçbir ilave yapılmayan nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
bb

Yaşar Kemal Hakkında Bilgi

 

Yaşar Kemal Hakkında Bilgi


Yaşar Kemal 1922 yılında Osmaniye'de dünyaya gelmiştir . Asıl adı Kemal Sadık Gökçeli'dir .  O yıllarda Osmaniye Adana'nın ilçesiydi . Çeşitli mesleklerde çalışmıştır . Bunlar kunduracılık , pamuk işçiliği ,  öğretmen vekilliği , inşaat kontrol memurluğu ,  sünger avcılığı ,  su bekçiliği , katiplik  vb. Sanat hayatına şiir ile başlamıştır . İlk şiiri Adana'da yayınlanan  "Görüşler"  dergisinde çıkmıştır. Yaşar Kemal 1951 yılında Cumhuriyet  gazetesinde çalışmaya başlamıştır . Yaşar Kemal'in eserlerinde   Çukurova halkına sıkça yer vermiştir . Yaşar Kemal Nobel edebiyat ödülüne aday gösterilen  ilk Türk yazarıdır.

* Yaşar Kemal'in İlk öykü kitabı : Sarı Sıcak. Bu eser Yaşar Kemal'in ilk yayınlanan  eseridir .
* Yaşar Kemal'in ilk romanı : İnce Memet . Yaşar Kemal bu eserinde Toros eşkiyalarından söz etmiştir .

* Yaşar Kemal'in  eserleri şunlardır :

- Yer Gök  Bakır
- Yusufcuk Yusuf
- Üç Anadolu Efsanesi
- Ağrı Dağı Efsanesi
- Çakırcalı Efe
- Binboğalar Efsanesi
- Ay Işığı Kuyumcuları
- Binbir Çiçekli Bahçe
- Zulmün Artsın
- Çukurova Yan Yana 
- Ustadır Arı
- Gökyüzü Mavi Kaldı



- Yağmurcuk Kuşu
- Deniz Küstü
- Bir Ada Hikayesi
- Kuşlar da Gitti
- Höyükteki Nar Ağacı
-  Akçasaz'ın Ağaları
- Demirciler Çarşısı Cinayeti
- Teneke
- Filler Sultanı İle  Kırmızı Sakallı  Topal Karınca
- Tek Kanatlı Kuş
- Allah'ın Askerleri
- Ölmez Otu
- Orta Direk Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
- Karıncanın  Su İçtiği
- Tanyeri Horozları
- Yılanı Öldürseler.
bb

Oktay Sinanoğlu Hakkında Bilgi


 Oktay Sinanoğlu Hakkında Bilgi


- Oktay Sinanoğlu 25 Şubat 1935 tarihinde İtalya'nın Bari şehrinde dünyaya gelmiştir.
- Türk kimyager , bilim insanı ve akademisyendir.
- 1953 yılında burslu olarak girdiği TED Yenişehir Lisesini birincilikle bitirmiştir.
- Yine burslu olarak gittiği Amerika'da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliğini 1956 yılında birincilikle bitirmiştir.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü 8 ay gibi kısa bir sürede yine birincilikle bitirerek yüksek kimya mühendisi olmuştur.
- Yale ( Yeyl ) Üniversitesinde 1960 yılında yardımcı doçent olarak çalışmaya başlamıştır.

"Atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı" ile 26 yılında doçent olmuş , 28 yaşındayken de profesör olarak bu unvanı kazanan en genç bilim insanlarından biri oldu .
- Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde 1964 yılında danışman profesör oldu.
- Moleküler Biyoloji dalının dünyadaki ilk profesörlerinden biri olmuştur. 
- Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Türk bilim insanı olmuştur.

- Nobel Fizik Ödülü için aday gösteren kurumun da üyelerinden birisi olmuştur.

- 19.04.2015 tarihinde vefat etmiştir.




Eserleri :
  • Göçmen Hamamı
  • 2050’ye 5 Kala Dünyanın 105 Yıllık Tarihi
  • İlerisi için Türkçe Giderse Türkiye Gider
  • Bye,Bye Türkçe / Bir New-York Rüyası
  • Büyük Uyanış
  • Hedef Türkiye
  • Ne Yapmalı / Yeniden Diriliş ve Kurtuluş İçin
  • Yeni Bilim Ufukları I
  • Yeni Bilim Ufukları 2 Yeni bir matematik kuramı ve onunla bazı fizik kimya ilkelerinin bulunması
  • Yeni Bilim Ufukları 3 Hayatın Örgüsü Elli Yıllık Biyolojinin Temellerini Sarsan Sorular
bb

Aziz Sancar'ın Hayatı Kısaca

 

Aziz Sancar'ın Hayatı Kısaca


- 8 Eylül 1946  doğumlu olan ilim insanı  Aziz Sancar Türk akademisyen , moleküler biyolog , biyokimyager  ve bilim insanıdır.
- Aziz Sancar Mardin'in Savur ilçesinde dünyaya gelmiştir .
- Orta gelirli bir ailenin çocuğudur .
- İlk, orta ve lise öğrenimini Mardin'de tamamlamayan Aziz Sancar yükseköğrenimini İstanbul'da devam ettirmiştir.





- İstanbul Tıp fakültesini birincilikle bitiren Aziz Sancar  daha sonra memleketi olan Savur'da iki yıl doktorluk yapmıştır .

- Daha sonra kendini kimya alanında geliştirmiş ve DNA ile ilgili yeni buluşlar ortaya koymuştur .
- Amerika'da  mesleğini devam ettirmiş ve kendini orada iyice geliştirmiştir .

- DNA onarımı, biyolojik saat, kanser  tedavisi üzerinde çalışmalar yapmış ve  33 kitap yazmış ve birçok sayıda da makaleler yayınlamıştır .
- Aldığı ödülle ilgili de şunları söylemiştir:

Beni ödüle götüren Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı eğitim devrimidir , aslında bu ödül Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir  Müzesi'nindir demiştir .
- Aldığı ödül Ankara Anıtkabir 'deki Atatürk ve Kurtuluş  Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan  özel bir yerde sergilenmektedir.
- çifte vatandaşlığa sahiptir .
- Aziz Sancar biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde profesör olarak görevini devam ettirmektedir.

- Amerika Birleşik Devletleri  Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk  Türk bilim insanıdır .
- 2015 Nobel Kimya ödülüne layık görülmüş bir bilim insanıdır .
- Bu ödülü almasındaki başarısı ise şudur:  Hücrelerin  hasar gören DNA'ları  nasıl düzelttiğini , genetik bilgisini nasıl koruduğunu haritalandırarak araştırmalarını yapmıştır .

- Maxsicell tekniği ile buluşunu gerçekleştirmiş olan ilim insanı Aziz Sancar  bu başarısı ile  ilim dünyasına büyük katkıda bulunmuştur .
bb