pir sultan abdal'ın biyografisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pir sultan abdal'ın biyografisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pir Sultan Abdal Hakkında Bilgi

 

Pir Sultan Abdal Hakkında Bilgi


- Asıl adı Haydar olan Pir Sultan Abdal 16. Yüzyılda Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Çırçır Bucağının Banaz köyünde dünyaya gelmiştir .
- Ölüm tarihi ile ilgili kesin bilgi olmamakla birlikte 1547-1551 veya 1587-1590 yılları arasında olabileceği tahmin edilmektedir .
- Halk arasında Yedi Ulular olarak adlandırılan yedi ozandan biri olan Pir Sultan şiirlerinde yalın bir dil kullanmıştır.


- Tasavvuf , Ehl-i Beyt sevgisi , sosyal sorunlar gibi birçok konuda şiirler yazmıştır 
- Medrese eğitimi görmesine rağmen birçok halk şairinin aksine divan edebiyatından hiç etkilenmemiştir .
- Türk diline büyük önem veren Pir Sultan Abdal Anadolu Alevi Türkmenlerinin önderlerinden biri olmuştur .


- Dönemin Sivas Valisi Hızır Paşa tarafından hapsedilmiştir , daha sonra ise halk arasında “Siyaset Meydanı” adı verilen yerde idam edilmiştir .
- Pir Sultan Abdal kendisinden sonra gelen birçok şaire ve halk ozanına örnek olmuş , hatta aynı mahlası kullanan birçok şair olmuştur . Bu yüzden onun söylemediği birçok şiirde ona mal edilmiştir .



Şiilerinden Örnekler

Nasıl Yar Diyeyim
Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağında bülbüller öter
Giden benim gülüm solduktan sonra

Coşkun sular gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim şu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra

PİR SULTAN ABDAL'ım sürem bu yolu
İnsanın kamili olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
Gidem ben ummana daldıktan sonra

Derdim Çoktur
Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazalendi yürek yarası
Ben bu derde kande derman bulayım
Meğer Şah elinden ola çaresi

Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

Türlü donlar giyer gülden naziktir
Bülbül cevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi

Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası

Didar ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çırağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası

Pir Sultan'ım katı yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Dilber muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir ilimizin töresi


bb