Ben Kirke
Kitabında Geçen Alıntılar
Kitabın ana kurgusu, Güneş Tanrısı
Helios'un kızı olan ölümsüz Kirke'nin, çirkin sesli ve hiçbir yeteneği
olmaması sebebiyle ailede dışlanması, hor görülmesi, ötekileştirilmesine
bağlanmaktadır. Hikâye, istenmeyen evladın kendini değersiz hissedişi ve bir
ölümlüyle sevgiyi buluşu üzerine inşaa edilmektedir. Kirke’nin her zorluğa
rağmen hayata karşı umudunu kaybetmeyişini, canla başla çocuğuna bakıp kendi
hayatını yaşamasını anlatır.
Kitapta geçen alıntılar şunlardır:
"Gençken, dünyadaki bütün duyguları ilk hissedenin biz olduğumuzu
zannediyoruz."
"Söylesene," dedi,
"sence sefil haldeki biri mi, yoksa mutlu biri mi daha iyi adaklar
adar?" "Mutlu biri elbette. " "Yanlış," dedi.
Mutlu biri kendi hayatıyla meşguldür. Kimseye minnet borcu olmadığını düşünür.
Ama onu soğuktan titret, karısını öldür, çocuğunu sakat bırak, o zaman
dualarını duyarsın. Sana kar beyazı bir süt danası alabilmek için ailesini bir
ay aç bırakır. Parası yeterse yüz tane alır."
“En muhtaç durumdakilerin en nefret ettiği şey minnettarlıktır, sırf
kendilerini yeniden iyi hissetmek için İlk fırsatta saldırırlar.”
“Kalplerimizde gerçekten ne olduğu
bilinseydi, kaçımız affedilirdi?”
“Cüretkar hareketlerle utanmazlık
aynı şey değildir.”
''Hayatım çamurdan ve derinlikten
oluşuyordu ama ben o karanlık suların bir parçası değildim. O suların içindeki
bir varlıktım.''
"Bir engerek yılanına
avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp
alamazsınız.”
“En iyi demir bile fazla dövülürse
pürtüklenir.”
“Kendimi yaşarken ölüme mahkûm
etmeyeceğim.”
“Çocuklar, biri diğerinin yerine
geçebilecek tahıl çuvalları değildir.”
"Ama belki de hiçbir anne baba evladını gerçekten göremez. Baktığımızda
sadece kendi hatalarımızın bir yansımasını görüyoruz."
“Ama yalnız bir yaşamda, başka ruhun sizinkine damladığı ender anlar vardır,
yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürünüp geçmesi gibi. Daidalos da benim
için öyle bir takımyıldızdı.”
"İstediklerini alır, karşılığında da sana sadece zaten sana ait olan
prangaları verirler. Ezildiğini bin kere gördüm, ben de seni ezdim. Ve her
defasında şimdi tamam, artık yetti, ağlaya ağlaya taş olacak, gaklayan bir kuş
olacak, bizden ayrılacak ve oh diyeceğiz diye düşündüm. Ama sen her seferinde
ertesi gün geri geldin."