Reşat Nuri
Güntekin Kitaplarında Geçen Güzel Sözler
Şöhretini Çalıkuşu romanıyla
kazanmış olan Reşat Nuri Güntekin eserlerinde yanlış Batılılaşma anlayışını,
batıl inançlarını, yurdun çeşitli yerlerde hayat sahnelerini işlemiştir.
Kitaplarında geçen güzel alıntılar şunlardır:
“Sevmek denen şeyin rolü bu kadar insanı yakıp titretecek bir şey olursa kendisi, kim bilir, neydi?”
“Dünyada zamanla yıpranmayan,
kuvvetini kaybetmeyen hiçbir his yok."
“Büyük millet odur ki içinde
bilinmez gizli kuvvet depoları vardır. Sıkıya geldikçe onları açıp kullanır.”
"Kafayı kitap okumağa alıştırmak, parmakları piyano çalmağa alıştırmaktan kolay
değildir. Ona göre yetişmek, hazırlanmak lazım gelirdi. Okumak, bir kitaptan
alınan elemanlarla kendine bir manevî dünya yapmak, onun içinde tek başına
yaşayabilmek demektir.
“Çok temiz, çok iyi insanları çekememek halkın dünya kadar eski bir âdetidir.”
“Her şey gibi sevmek de parası, vakti, az çok rahatı olan insanlara mahsus bir imtiyazmış.”
“Uğranılan haksızlıklara ve hakaretlere koyun gibi tahammül etmemek insanlığın
başlangıcıdır.”
“Ah, bu erkekler! Hepsinde aynı gurur,
aynı kendini beğenmişlik. Bizim de bir kalbimiz olduğunu, bizim de “mutlaka”
isteyecek bir şeyimiz olabileceğini, bir türlü akıllarına getirmek
istemiyorlar.”
“Doktorluk da insanlar gibi, kitaplar gibi doğruluk ve cefa gibi asılsız,
fasılsız bir masal... Parmak kadar çocuğu kurtaramadıktan sonra, içine
tüküreyim ben böyle fennin.”
“Şu güneșe, şu ağaçlara, uzakta gözüken şu denize bakınız Doktor Bey. Benim
kadar başı dara gelmeyen bir insan, kendi gönlünün rızasıyla bu güzel şeylerden
ayrılmak ister mi?”
“Bağırmak, canı yanan insanların en iptidai bir hakkı idi."
“Yara sıcakken acımaz.”
“Şu beğenmediğimiz, akılsızlığa misal olarak zikrettiğimiz eşeklerin içinde ne
filozof kafalılar vardır bilir misin evlât?… Yedikleri sopanın miktarı ne
olursa olsun yürüyüşlerini değiştiremezler. Hızlı gitmenin sopadan kurtulmak
için çare olmadığını, çünkü sahiplerinin büsbütün hırslarını arttırarak
kendilerini atlarla yarıştırmaya sevkedeceğini biliyorlar…”
“Okumayan, anlamayan insanların mesut olmalarına nasıl imkân verilir? Cahil
insan, her zaman, her yerde ya kendi vehimlerine, batıl fikirlerine, yahut da
başkalarının hasis hırslarına ve menfaatlerine kurban oluyor...”
"Bence, gönül güzelliği göz,
yüz güzelliğinden daha iyi bir şey."
“Sevgi, şefkat denen şeyde ne mucizeler var yarabbi!”
“Gözüm fazla ilerlerde değil.
Tabiatım gayet uysal. Titiz, asabi, haris değilim. Gayem namuslu ve gayretli
bir memur olmak ve küçük, temiz bir aile yuvası kurmaktan ibaret.”
“Kader'i yazan kalemin mürekkebi,
insana kendi kalbinden damlarmış.”
“Zavallı küçük, ben sana asıl niçin
acıyorum, biliyor musun? Bir derde uğradığın vakit, asıl teselli edilecek
kendin olduğunu unutuyor, başkalarını teselliye başlıyorsun.”
“Bana hak etmediğim şekilde davranan herkesle kafamda vedalaşıp, bir daha bana
ulaşamayacakları yerlerde bıraktım.”
“Orada ki insanlar bize benzemezlermiş. Kendileri fakirmiş, fakat gönülleri
öyle zengin, öyle zenginmiş ki, hiçbiri, değil fakir bir akraba çocuğuna, hatta
düşmanına ettiği iyiliği başına kakmak mürüvvetsizliğinde bulunmazmış.”
“Okurken başka bir dünyaya girer, bütün
dertlerimi unuturdum.”
“Dağlarda ismini bilmediğim bir ot
yetişir. İnsan onu , daima koklarsa , bir zaman sonra kokusunu daha az duymaya
başlar. Bunun ilacı , bir zaman kendini ondan mahrum etmektir..”
0 comments:
Yorum Gönder
YORUMLARINIZI YORUMLAMA BİÇİMİNİ "ANONİM" SEÇEREK İSİM, MAİL ADRESİ VB. YAZMAK İLE UĞRAŞMADAN KOLAYCA YAYINLAYABİLİRSİNİZ. KÜÇÜK BİR TEŞEKKÜRÜN BİLE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ VE DEĞERLİ OLDUĞUNU UNUTMAYIN...