Mustafa Kemal Atatürk’ün Yazdığı Nutuk Adlı Eserin Önemi Nedir?

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün Yazdığı Nutuk Adlı Eserin Önemi Nedir?


Mustafa Kemal'in 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının salonunda milletvekillerine hitaben yaptığı, aralıklı olarak altı gün ve toplam otuz altı saat süren konuşmanın metnidir. Mustafa Kemal Atatürk bu uzun ve ayrıntılı konuşmasıyla, 19 Mayıs 1919’da başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın hangi şartlar içinde yapıldığını, Cumhuriyet’in ne gibi zorluklar sonucunda kurulduğunu anlatan önemli bir söylevdir. Mustafa Kemal Nutuk'ta söylediği sözleri bir belgeye dayandırmış, bu tarihi konuşmanın sonunda elde edilen başarıyı Türk gençliğine emanet etmiştir. Nutuk, bu özellikleri ile yakın tarihimizi aydınlatan, eşsiz bir belgedir. Mustafa Kemal bu eserinde yaşadığı her türlü ihanetleri, yalanları, dolanları bir bir ortaya koymuştur. Kimin dost gibi görünüp düşman olduğunu, kimin gerçek vatansever olduğunu nutukta dile getirmiştir. Kurtuluş Savaşını engellemek için oynanan türlü  oyunları tek tek belgelerle ispatlamış ama kurtuluş mücadelesinden vazgeçmediğini anlatmıştır bu eserinde Mustafa Kemal Atatürk.


Nutuk’ta geçen kimi alıntılar şunlardır:

“Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.”

“Oysa, bütün vatanın ve koskoca bir ulusun, ölüm kalımı söz konusu olurken, yurtseverim diyenlerin kendi sonlarını düşünmesine yer var mıdır?”
“İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir ilke yoktur. Türk milleti Türkiye’nin gelecekteki çocukları, bunu bir an akıllarından çıkarmamalıdırlar."


"Bizim gözümüzde çiftçi, çoban, işçi, tüccar, sanatkâr, doktor, kısaca bütün vatandaşların hak, menfaat ve hürriyeti eşittir."
“Bizim Amerikan mandasını tercih etmekten amacımız, bütün toplumları tutsak eden, kalpleri, vicdanları söndüren İngiliz mandasından kurtulmak, sakin ulusların vicdanlarına saygılı olan Amerika'yı kabul etmektir. Yoksa asıl iş para meselesi değildir.”

bb

Gelecek Hakkındaki Umutlarınız ve Endişeleriniz Nelerdir?

 

Gelecek Hakkındaki Umutlarınız ve Endişeleriniz Nelerdir?


Gelecek hakkındaki endişelerime baktığım zaman şunları söyleyebilirim. Belirli bir üniversiteyi bitirip iş bulamam sıkıntısı ile karşı karşıya kalırsam diye üzülüyorum. Çünkü o kadar yıl okuyup ben de okuyan büyüklerim gibi işsiz kalırsam hiç mutlu olmam. İnsanın okuyup iş bulaması, par kazanamaması çok kötü bir şeydir.


 Çünkü kendi ayakların üzerinde durabilmek, kendi paranın olması insanın kendine olan güvenini artırır ve insanı çok ama çok mutlu eder. İş bulamama, yapay zekanın hayatımıza egemen olmaya başlaması, savaşlarda robotların kullanılacak olması, adaletsizliğin artması, insanların milli benliklerini kaybetmeye başlaması ve bencilliğin hüküm sürmesi benim gelecek ile ilgili kaygılarımdandır. Gelecek ile ilgili umutlarım ise okuyan, sorgulayan, araştıran gençlerin hızla artması, eskisi gibi her şeye hemen inanılmaması ve şüpheciliğin artması gelecek ile ilgili umutlarımdandır. Ülkemizin her şeye rağmen daha güzel günlere kavuşacağını umuyorum. 


Çalışkan, üretken, vatansever insanlarımızın  her zaman var olacağını düşünüyorum ve bundan dolayı çok mutlu ve umutlu oluyorum. Konu hakkında aklıma gelen şimdilik bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyor, konuşmama burada son veriyorum.

bb

Peyami Safa’yı Tanıtan Kısa Bir Konuşma Örneği Hazırlayınız ( 1889- 1961)


Peyami Safa’yı Tanıtan Kısa Bir Konuşma Örneği Hazırlayınız ( 1889- 1961)


Peyami Safa, Türk yazar ve gazeteci. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki eserleriyle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında ön plana çıktı. Yaşamı ve fikrî hayatındaki değişimlerini eserlerine de yansıttı. Server Bedi takma adıyla birçok roman kaleme aldı. Edebiyatımızda psikolojik romanın zirvesidir Peyami Safa.

Sevgili öğretmenim,

 

Eserlerinde olaya değil, psikolojik tahlillere ağırlık vermiştir. Teknik bakımdan güçlü ve etkilidir. Doğu-batı çatışması, varlığın sırları, ahlak çöküntüsü, toplumsal değişme sonucu ortaya çıkan bunalımları konu edinmiştir. Türk edebiyatının mistik (gizemci) yazarlarındadır. Eserlerinde sanat endişesi gütmemiştir. Server Bedi takma adını kullanmıştır. Server Bedi takma adıyla yayımladığı Cingöz Recai polisiye romanı dizisi büyük ilgi görmüştür. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eserinde kendi hayatının bir bölümünü anlatmıştır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eseri Türk Edebiyatının ilk otobiyografik romanıdır.

 

Romanları; Bir Tereddüdün Romanı, Cingöz Recai, Fatih- Harbiye, Cana, Sözde Kızlar, Matmazel Noralya’nın Koltuğu, Yalnızız, Biz İnsanlar, Bir Akşamdı, Atilla adlı romanları vardır. 


Hikayeleri; Bir Mekteplinin Hatıraları, Aşk Oyunları, Ateş Böcekleri, Karanlıklar Kralı, Gençliğimiz Süngülerin Gölgesinde vb gibi hikayeleri vardır. Yazar hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.


bb

Vatan Yahut Silistre Kitabında Geçen Alıntılar

 

Vatan Yahut Silistre Kitabında Geçen Alıntılar

 

Savaş sırasında İslam Bey ve Zekiye’nin aşkına değinilir. İslam Bey için vatan sevgisi her şeyin üzerine gelir. Bunun üzerine Zekiye cepheye erkek kılığında gider ve sevdiğinin yanında olur ve savaş bittikten sonra evlenirler ve mutlu olurlar.

 

Kitapta geçen alıntılar şunlardır:


“Ah! Vatanını sevmeyen adamdan nasıl aşk beklersin?”

“Ardımızda vatan yolunda ölmeyi bin yıl yaşamaktan hayırlı sayan çocuklar bırakacağız.”
“Seviyorum, sevmekten kendimi bir türlü alamıyorum. O da beni seviyor. Sevdiği mektubunda yazılı.. Kendi el yazısıyla üstelik... Elbette gerçektir.. Hayır! Allah o kadar güzel bir vücudun içinde hainlik saklamaz ya! Kim bilir? En güzel çiçeklerin arasında yılan da bulunuyor.”


“En güzel çiçeklerin arasında yılan da bulunuyor.”

“İnsan zayıf, insan zavallı... Bir türlü kendini yenemiyor. Bir türlü huylarından vazgeçemiyor.”

Uyusam, rüyamda sen! Uyansam, hayalimde sen! İnsan içinde olsam, gönlümde sen! Yalnız kalsam, karşımda sen! Daima sen! Daima sen!


“Allah, hikmeti olmadan mucize vermez.”

“İnsan sevincinden ölmüyor ,fakat çıldırabilir.”
"Hele vatanın mukaddes topraklarını bir ecnebinin pis ayağıyla çiğneyeceğini anlasınlar. İşte o vakit halka başka bir hâl geliyor, işte o vakit insan en miskin köylü ile benim aramda hiç fark bulamıyor."

bb