konuşma örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
konuşma örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dürüst Olmak Neden Önemlidir Konulu Konuşma

 

Dürüst Olmak Neden Önemlidir Konulu Konuşma


Dürüst olmak güvenilir olmak için, insanların sana saygı duyması için ve her şeyden önce kendi vicdanına karşı rahat olmak için dürüst olmak gerekir. Çünkü dürüstlük bir erdemdir, doğru insan olmak demektir.


Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Dürüst olmak insanı değerli kılar. İnsanlar dürüst insanlara iş vermek isterler, onunla vakit geçirmek isterler. Toplumda güvenin temelini dürüstlük oluşturur. İnsanlar birbirine güvenmediği zaman, arada samimiyet olmadığı zaman, yalanlar olduğu zaman işte orada sosyal bağlar da bir zaman sonra azalmaya ve yok olmaya başlar. İnsanlar bencilleşir ve herkes kendi kabuğuna çekilir. Bu da insanların birbirinden kopmasına neden olur. Oysa dürüst olunduğu zaman samimiyet olur, güven olur, ait olmak hissi olur. Çünkü dürüstlük sayesinde insanlar arasında sevgi ve saygı artar. Örneğin; Aç gözlü bir komşu sevilmezken maddi durumu iyi olmayan ama dürüst olan, kimsenin malına göz dikmeyen komşu daha çok sevilir ve herkes ona kendiliğinden yardım etmek ister. Çünkü maddi durumu olmayan kişi açgözlü değil dürüst kimsedir.

 

Yalan söyleyen kişi sürekli kaygılı olur ve kendi iç huzurunu bir türlü yakalayamaz. Dürüst olmak güvenin ve huzurun anahtarıdır. Dürüst olan kişi kendine güvenir, içi rahattır, kimseye eyvallahı olmaz ve kendi ayakları üzerinde durmayı da bilir. İşte bunun için dürüst  olmak gerekir. Konu hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Türkan Saylan’ı Tanıtınız.

 

Türkan Saylan’ı Tanıtınız.

 

Türkan henüz küçük yaşlardan itibaren sorumluluk almayı seven, yardımsever, insanları çok seven, doğayı, çok seven biriydi. İçinde herkese karşı yardım etme istediği ve bunu hayata geçirme onu çok mutlu ediyordu. Beş kardeş olan Türkan mutlu bir ailede dünyaya gelmişti. Annesi yabancı bir ülkeden olduğu için Türkçeyi annesine Türkan öğretmiş, yeri geldiğinde ise annesinin tercümanlığını bile yapmıştır. Çalışkan, meraklı ve ileride tıp okumak isteyen Türkan istediklerini de başarmıştır. Henüz küçük yaştayken bile yaralı bir kurbağanın yarasını sararak onu iyileştirmiştir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Türkan Saylan; eğitimde her daim fırsat eşitliğini sabunmuş, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden gitmiş ve kız çocuklarının okuması için elinden gelen her türlü özveriyi göstermiştir. Laiklik ve kadın hakları konusunda önemli bir rol oynamıştır. 1989'da kurucuları arasında yer aldığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin  (ÇYDD) başkanlığını üstlenerek özellikle kız çocuklarının eğitimine ve toplumsal yaşamda eşit koşullarda yer almasına yönelik projeler geliştirdi. Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin kurulmasına öncülük etti ve Dünya Sağlık Örgütü  ile ortak projeler yürüttü. Türkan  Saylan; cüzzam(lepra hastalığı) araştırılması ve tedavisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanındı; uzun yıllar  İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı'nda görev yaptı.


Kanser hastalığına  (meme kanseri)yakalandı ve bu ağır hastalık onu çok yıprattı ama çalışmalarına yine de devam etti. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

bb

Vecihi Hürkuş İle İlgili Konuşma

 

Vecihi Hürkuş  İle İlgili Konuşma

 

Vecihi Hürkuş küçüklüğünden beri gökyüzüne bakmayı seven ve uçak yapmayı hayal eden biriydi. Çalışkan, sorumluluk sahibi, vatan ve millet sevgisi her şeyin üstünde olan bir insandı.  Ümitsizlikten nefret ederdi. Vecihi Hürkuş; uçak yapmak için çok çalıştı ve kendi uçağını yaptı. Yeterli miktarda aletleri olmadığı için, yeteri kadar mühendisler olmadığı için çok sıkıntılar yaşadı ama pes etmedi ve kendi uçağını yaptı. Hatta Rusların uçağını bile düşürdü.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Vecihi Hürkuş; Vecihi Hürkuş, Türk savaş pilotu, havacılık mühendisi ve havacılık öncüsüdür. Türkiye'nin ilk uçağı VECİHİ K-VI'yı üretmiş ve ülkenin ilk sivil uçuş okulunu kurmuştur. Kurtuluş Savaşı yıllarında Kafkas Cephesi'nde görev yapmıştır. Ruslar tarafından yakalanıp Nargin Adasında  esir edilmiş ama kendi gücü ile kaçmayı becerilmiştir. Başarılarından dolayı düşman askerlerinin ve komutanlarının bile dikkatini çekmiştir. Hatta komutanlardan biri Vecihi ile fotoğraf çektirmek istemiştir. Bu da düşmanın bile böyle bir kişiye ne kadar saygısı olduğunu gösterir. Kendi ülkesinde yeterince değer görmemiş olsa bile sonra değeri anlaşılmıştır ve Mustafa Kemal onu hayranlıkla izlemiştir. Almanya’daki Weimar Mühendislik Okulu'ndan uçak mühendisliği diploması almıştır.

 

 Ona göre başarılı olmak için sabırlı olmak, çalışkan olmak ve  hayal etmek gerekirdi. Kendi kurtardığı uçağa kendi adını vermiş. Yani Vecihi  demiştir. Vecihi uçağını gökyüzünde uçururken  onu izleyen binlerce kişi arasında Mustafa Kemal de olmuştur. Yaptığı uçağı maddi nedenlerden dolayı bir süre bekletmek zorunda kalmış ve çok zorluklar yaşamıştır. Haksız yere tutuklama emri çıkarılmıştır ve Türk Hava Kurumundan istifa etmiştir. Tekrar dönmüş, tekrar istifa etmiştir ama hayalinden asla vazgeçmemiştir çünkü ona karşı yeteri kadar ilgi gösterilmemiş ve kırgınlıkları olmuş  ama yine milleti için çalışmaktan vazgeçmemiştir. Vecihi Hürkuş; hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

bb

Gazi Yaşargil’i Tanıtan Bir Konuşma Örneği

 

Gazi Yaşargil’i Tanıtan Bir Konuşma Örneği

 

Mahmut Gazi Yaşargil Mahmut Gazi Yaşargil, Türk-İsviçreli bilim insanı ve tıp hekimi. Beyin ve sinir cerrahisi alanında uzmandır. Gazi Yaşargil küçük yaşlarda çalışmaya başlamış, doğaya merak salmış, her şey ilgisini çekmeye başlamıştı. Komşuları  olan bir beyin cerrahının neler yaptığını merak etmiş ve onunla vakit geçirmeye başlamıştır. Düzenli notlar tutuyor,, doğayı izliyor, pazar yerlerine gidiyor insanları izliyordu. Onun için en kıymetli duygu merak duygusuydu. Onun için de merakının peşinden gitmeye karar verdi ve çalışarak, sorumluluk alarak büyük işlere imza attı.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Gazi Yaşargil; küçük yaşlarda kısmi felç geçirmiş ve beyin konusunda insanlarımızın ne kadar bilgisiz ve yetersiz olduğunun farkına varmış ve bunun için de beyinle ilgilenmeye başlamıştır. Yurt dışında eğitimler almış ve kendini geliştirmiş, çok iyi bir beyin ve sinir cerrahisi uzmanı olmuştur. 999 yılında Amerikan Nörolojik Cerrahlar Kongresi'nde Neurosurgery Dergisi tarafından "1950-2000 Yüzyılın Beyin Cerrahı" unvanı verilmiş ve Avrupa Nörolojik Cerrahlar Birliği onur madalyası ile onurlandırılmıştır. Mahmut Gazi Yaşargil; Beyin cerrahisi pratiğinde, mikroskop kullanımının  (mikrocerrahinin)( hayata geçirilmesinde ve yaygınlaştırmasındaki katkılarıyla tanınır.

 

Yazıma onun bir sözü ile son vermek isterim: İyi bir hafıza için beynini abur cuburla doldurmayın.” der ünlü bilim insanı. Başarısı ile bizi gururlandıran bu büyük bilim adamının yolunda gitmeli ve ülkemizi hak ettiği yere getirmeliyiz:

bb

Sabiha Gökçen’i Tanıtan Bir Konuşma Örneği

 

Sabiha Gökçen’i Tanıtan Bir Konuşma Örneği


Sabiha Bursa’da küçük bir bahçesi olan yerde dünyaya gelmiştir. O yıllar Kurtuluş Savaşı yıllarıydı. Sabiha anne ve babası ile, ağabeyi ile mutlu bir hayat sürmekteydi ama küçük yaşta anne ve babasını kaybedince ağabeyi ile bir başına kaldı. Ağabeyi ona hep destek oldu.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Sabiha'nın en çok görmek istediği kişi Gazi Paşa yani Mustafa Kemal Atatürk'tü. Onun için onun gelmesini bekliyordu ama bir türlü karşılaşmıyordu. Sabiha bir sabah uyandığında aklına müthiş fikir gelmişti. Arka bahçelerinin yönü Gazi Paşa’nın köşküne bakıyordu. Hemen o gün Gazi Paşa ile tanıştı ve ona okumak istediğini söyledi. Çünkü Sabiha okumaya meraklı, tuttuğunu koparan, zeki ve farklı yetenekleri olan bir kızdı. Daha sonra Atatürk onu yanına aldı ve manevi kızı etti. Sabiha daha sonra Ankara Çankaya Köşkü’nde  Atatürk’ün diğer kızları ile yaşamaya başladı. Bu kızlara her türlü görgü kuralları öğretildi ve destek olundu. Sabiha’nın oradaki manevi kız kardeşi Zehra oldu. İkisi çok iyi dost oldu. Sabiha sürekli göklere bakardı. Ona pilot olabilirsin fikrini aşılayan Zehra onun başarılı bir pilot olacağına inanıyordu ve hep onu destekliyordu. Manevi babası olan Mustafa Kemal de ona destek oldu.

 

Sevgili öğretmenim,

Sabiha pilotluk eğitimi almak için Rusya’ya gitti, orada eğitim aldı ve daha sonra ülkesine döndü. Yakın arkadaşı Zehra'nın hayatını kaybetmesi onu derinden üzse de Mustafa Kemal Sabiha’yı hayata geri döndürdü. Sabiha çok çalıştı ve başarılı bir pilot oldu. Ona Mustafa Kemal Gökçen  soyadının verilmesini istedi ve Sabiha da bunu seve seve kabul etti. Sabiha  başarılı, disiplinli ve vatansever bir pilot olarak çalışmalarına devam etti. Sabiha Gökçen, Türk pilot. Türkiye'nin ilk kadın pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen, dünyadaki ilk kadın savaş pilotudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün sekiz manevi evladından birisi idi. Uçuş kariyeri boyunca 8.000 saat civarı uçuş gerçekleştirdi ve otuz iki farklı askerî operasyona katıldı. Onun hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

bb

Dostluğun Değeri Konulu Konuşma

 

Dostluğun Değeri Konulu Konuşma


Dostluk iki canın yoldaş olması, sırdaş olması, arada dürüstlük, güven ve dayanışma olması, koşulsuz sevgi olmasıdır. Dost değerlidir çünkü insan en çok güldüğü zamanları değil en çok birlikte ağladığı dostlarını hatırlar ve işte o zaman dostluk anlam kazanır ve dostluğun değeri ortaya çıkar.


Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

 İnsanlık tarihi boyunca dostluk, yaşamın en kıymetli hazinelerinden biri olarak görülmüştür. Çünkü insan insana muhtaçtır, çünkü insan, insanın yurdudur, özüdür. Gerçek dostluk çıkar ilişkileri ile değil kalp ile kurulur, yıllar geçse de değerinden bir şey kaybetmez. Dost sana, seni gösterir. Yeri geldiği zaman yanlışlarını hiç çekinmeden  ama nazik bir şekilde söyler. Doğru yaptığın işlerde seni destekler, başarılı olduğun anlarda başarına çok mutlu olur. Üzücü zamanlarında ise seni asla yalnız bırakmaz. Dostluk hem kalbin hem de  ruhun zenginliğidir. Onun için yanımızda olan, bize her daim destek olan dostlarımızın kıymetini bilmek gerekir.

 

Sevgili öğretmenim,

Gerçek dostluk güven üzerine kurulan büyük bir değerdir. İnsanın içi açtığı zaman yargılanmayacağını bilmek, en derin sırlarını dostu ile paylaşmak dostluğun değerini gösteren önemli bir göstergedir. Sadakat ise aradaki bu güvenin sürekliliğini sağlar. Dost denilen kişiler kişisel çıkarlarının peşinde koşmaz, samimiyetin peşinde, dürüstlüğün peşinde, insan olmanın peşinde koşar. Çünkü dostluk ancak bu erdemlerle anlam kazanır. Dostluk ile anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

bb

Gelecek Derse Hazırlanalım Bölümünde Yaptığınız Araştırma Sonucu Belirlediğiniz Kişilerden Birini Seçiniz. ( Ömer Seyfettin)

 

Gelecek Derse Hazırlanalım Bölümünde Yaptığınız Araştırma Sonucu Belirlediğiniz Kişilerden Birini Seçiniz. ( Ömer Seyfettin)


Not: Gelecek derse hazırlanalım bölümünde yaptığınız araştırma sonucu belirlediğiniz kişilerden birini seçiniz. Seçtiğiniz kişi olduğunuzu düşünerek arkadaşlarınıza kendinizi tanıtan bir konuşma yapınız.


Merhabalar güzel vatanımın güzel çocukları.

Ben  Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından olan Ömer Seyfettin. Yazarlık, şairlik,, veteriner hekimlik, öğretmenlik ve yeri geldiğinde de askerlik yaptım. Çünkü içinde yaşadığım bu cennet vatanı çok ama çok seviyorum. Bunları yaparken de ana dilim Türkçeye de elimden gelen desteği verdim ve güzel çalışmalar yaptım. Yeni Lisan Hareketinin öcülerinden biri olarak kendi ana dilimi ön plana çıkardım. Halkın konuştuğu sade Türkçeyi  savundum. Yazdığım hikayelerde süsten uzak, akıcı ve açık bir dil kullandım. Günlük konuşma dilini edebiyata taşıdım. Türk Milletinin birliği ve dil etrafında toplanmasını savundum her daim. 


Eserlerimi okuduysanız orada Türkçeye ne kadar önem verdiğimi görürsünüz. Çünkü eserlerimde milli değerlerimizi, Türk tarihini ve kahramanlıkları anlattım. Hikayelerimde Türkçenin anlatım gücünü ön plana çıkardım. Yeri geldiği zaman Milli edebiyat sanatçılarına yol gösterdim. Türkçemizi bilim, edebiyat ve fikir dili olarak güçlendirdim. Türkçülük düşüncesini yaydım, milli bilinci güçlendirdim. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için hepinizi sevgi ile selamlıyorum güzel çocuklarım.

bb

Hayatta Olmazsa Olmaz Dediğiniz Şeyler Nelerdir?

 

Hayatta Olmazsa Olmaz Dediğiniz Şeyler Nelerdir?


Hayatta olmazsa olmaz dediğim şeylerin başında sağlık gelir. Eğer ki sağlıklı değilsem hayatın benim için anlamı olmaz. Çünkü ağrılı bir yaşam, hastalıklı bir hayat mutlu etmez beni. Onun için ilk olarak sağlıktır benim için önemli olan. Hayatta olmazsa olmazlarımdan bir diğer sevgi ve saygıdır. Sevginin olmadığı bir dünya güzel bir dünya olmaz. İnsan sevmek ister, sevilmek, ait olmak ister. Çünkü sevgi tüm engelleri aşabilecek güce sahip olan etkili bir silahtır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Sevgisiz kalmış bir insan ne kadar mal varlığına sahip olursa olsun bir türlü mutlu olmaz. İnsanı ayakta tutan, onu hayata bağlayan şey sevgidir, sevilme ihtiyacıdır. Tıpkı bir annenin çocuğunu sevmesi, çocuğun annesini çok sevmesi gibi. Saygı da bunların tamamlayıcısıdır, değer verme, birey olarak görmedir karşımızdakini. Özgürlüğüm de benim için çok değerlidir. Özgür bir ülkede yaşamak, özgürce okula gitmek, düşüncelerimi özgürce dişle getirmek en güzelidir. Özgürlüğün olmadığı yerde hayattan keyif alma da yoktur. Mesela gökyüzü benimdir, denizlere istediğim zaman doyasıya bakabilirim, akşam güneşinin batışını seyredebilirim, ormanlarda durmadan koşar ve özgürlüğüm tadını çıkarabilirim. Bir diğer şey ise vicdan ve ahlaktır. İyi insan olmanın temelidir vicdan sahibi olmak, güzel ahlaklı olmak. Kimsenin canını yakmadan, kimseye iftira atmadan, kimseyi kırmadan yaşamaktır en güzel olanı. Umutlu olmak, umudunu yitmemektir güzel olan.

 

Okumak, iyi bir eğim almak ve hayatın boyunca okumaya devam etmektir değerli olan. Çünkü insan okuyarak, öğrenerek gelişir ve kendini de bu sayede hem çalışkan hem de mutlu hisseder-. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

bb

Gelecek Hakkındaki Umutlarınız ve Endişeleriniz Nelerdir?

 

Gelecek Hakkındaki Umutlarınız ve Endişeleriniz Nelerdir?


Gelecek hakkındaki endişelerime baktığım zaman şunları söyleyebilirim. Belirli bir üniversiteyi bitirip iş bulamam sıkıntısı ile karşı karşıya kalırsam diye üzülüyorum. Çünkü o kadar yıl okuyup ben de okuyan büyüklerim gibi işsiz kalırsam hiç mutlu olmam. İnsanın okuyup iş bulaması, par kazanamaması çok kötü bir şeydir.


 Çünkü kendi ayakların üzerinde durabilmek, kendi paranın olması insanın kendine olan güvenini artırır ve insanı çok ama çok mutlu eder. İş bulamama, yapay zekanın hayatımıza egemen olmaya başlaması, savaşlarda robotların kullanılacak olması, adaletsizliğin artması, insanların milli benliklerini kaybetmeye başlaması ve bencilliğin hüküm sürmesi benim gelecek ile ilgili kaygılarımdandır. Gelecek ile ilgili umutlarım ise okuyan, sorgulayan, araştıran gençlerin hızla artması, eskisi gibi her şeye hemen inanılmaması ve şüpheciliğin artması gelecek ile ilgili umutlarımdandır. Ülkemizin her şeye rağmen daha güzel günlere kavuşacağını umuyorum. 


Çalışkan, üretken, vatansever insanlarımızın  her zaman var olacağını düşünüyorum ve bundan dolayı çok mutlu ve umutlu oluyorum. Konu hakkında aklıma gelen şimdilik bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyor, konuşmama burada son veriyorum.

bb

Peyami Safa’yı Tanıtan Kısa Bir Konuşma Örneği Hazırlayınız ( 1889- 1961)


Peyami Safa’yı Tanıtan Kısa Bir Konuşma Örneği Hazırlayınız ( 1889- 1961)


Peyami Safa, Türk yazar ve gazeteci. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki eserleriyle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında ön plana çıktı. Yaşamı ve fikrî hayatındaki değişimlerini eserlerine de yansıttı. Server Bedi takma adıyla birçok roman kaleme aldı. Edebiyatımızda psikolojik romanın zirvesidir Peyami Safa.

Sevgili öğretmenim,

 

Eserlerinde olaya değil, psikolojik tahlillere ağırlık vermiştir. Teknik bakımdan güçlü ve etkilidir. Doğu-batı çatışması, varlığın sırları, ahlak çöküntüsü, toplumsal değişme sonucu ortaya çıkan bunalımları konu edinmiştir. Türk edebiyatının mistik (gizemci) yazarlarındadır. Eserlerinde sanat endişesi gütmemiştir. Server Bedi takma adını kullanmıştır. Server Bedi takma adıyla yayımladığı Cingöz Recai polisiye romanı dizisi büyük ilgi görmüştür. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eserinde kendi hayatının bir bölümünü anlatmıştır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eseri Türk Edebiyatının ilk otobiyografik romanıdır.

 

Romanları; Bir Tereddüdün Romanı, Cingöz Recai, Fatih- Harbiye, Cana, Sözde Kızlar, Matmazel Noralya’nın Koltuğu, Yalnızız, Biz İnsanlar, Bir Akşamdı, Atilla adlı romanları vardır. 


Hikayeleri; Bir Mekteplinin Hatıraları, Aşk Oyunları, Ateş Böcekleri, Karanlıklar Kralı, Gençliğimiz Süngülerin Gölgesinde vb gibi hikayeleri vardır. Yazar hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.


bb

Teknoloji Bağımlılığı İle İlgili Neler Düşünüyorsunuz?

 

Teknoloji Bağımlılığı İle İlgili Neler Düşünüyorsunuz?

 

Teknoloji bağımlılığı; Teknoloji bağımlılığı, başta sosyal medya ve oyun, online alışveriş ve uygulamalarda takıntılı bir şekilde vakit geçirmek ve buna bağlı olarak kişinin kendini sosyal hayattan soyutlamasıdır. Modern çağın en yaygın sorunlarından biri olan teknoloji bağımlılığı özellikle çocuklar arasında hızla yayılmaktadır. Ebeveynler ve eğitimciler için bu durumun belirtileri ve mücadele yöntemleri hayati önem taşır. Sağlıklı teknoloji kullanımı, çocukların gelişiminde dengeli bir rol oynamalıdır.


Teknoloji bağımlılığının sebeplerine baktığımızda şunları söyleyebiliriz; Çevresel faktörleri, genetik faktörler, bireyin  anksiyete ve depresyon gibi altta yatan zihinsel sağlık sorunları olması, kişinin sorunlarından kaçmak için bir sığınak olarak görmesi gibi nedenlerdir. Bunun sonucu olarak kişilerde asosyal bir kişilik oluşmaya başlar, öfkeli ve gergin insan sayısı artmaya başlar. Bu durumda kişi önce kendine sonra da başkalarına zarar vermeye başlayabilir. Bunların olmaması için teknolojiyi yerinde ve zamanında ölçülü olarak kullanmak en sağlıklı olanıdır. 


Teknoloji bağımlılığının önüne geçilemezse geri dönüşü olmayan üzücü olaylar yaşanabilir. Çocuklarımızı küçük yaşta eğitmeli ve onları bilinçli insanlar haline getirmek için çalışmalıyız. Bu konu hakkındaki düşüncelerim bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Türk Toplumunda Aile Bağları Konulu Konuşma

 

Türk Toplumunda Aile Bağları Konulu Konuşma


Aile bir toplumun temel yapı taşıdır. Çünkü temeli iyi atılmış olan bir aile gelecekteki sağlıklı çocuklar, mutlu insanlar demektir. Türk toplumunda aile kavramı çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü aile toplumumuzun kalkınmasını ve temel değerlerin yaşatılmasını sağlayan en önemli kurumlardan biridir. Toplumumuzda aile bağları çok güçlüdür.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler,

Türk toplumunda aile, kültürümüzün ve sosyal hayatın merkezinde yer alır. Türk aileleri eski yıllarda geniş aile şeklindeyken şehirleşmenin de artması ile çekirdek aileye dönüşmeye başlamıştır. Her ne kadar durum böyle de olsa aile arasındaki bağlar devam etmektedir. Çünkü aile üyeleri birbirine ekonomik ve duygusal destek sağlayan kimselerdir. Büyüklere saygılı olmak, insanlar ile nazik bir şekilde iletişim kurmak, sevgi ve saygıyı öğrenmek, merhametli olmak, empati kurma becerisine sahip olmak, vatan ve millet sevgisi, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler ailede öğrenir. Bu da bizim toplumumuzda çok ama çok güçlüdür. Aile içinde otorite genellikle baba olsa da modern ailelerde bu durum değişmekte yeri geldiği zaman anne, yeri geldiği zaman da baba otorite olarak kabul edilir.

 

Sevgili öğretmenim,

Çocuklar küçük yaşlardan itibaren aile bireylerini örnek alır. Bunun için anne ve babanın çocuklarına iyi örnek olması gerekir. Çünkü her çocuk ailesinin yansımasıdır aslında. Avrupa Ülkelerinde on sekiz yaşına kadar bakılan çocuklar on sekiz yaşından sonra bakılmaz. Oysa bizim örf ve adetlerimizde, kültürümüzde aile çocuklarına her durumda yardımcı olur ve çocuklarını asla terk etmezler, zor günlerinde, güzel günlerinde yardımcı olurlar. İyi bir aile, erdemli bir aile toplumdaki değerlerin daha anlamlı yaşanmasını sağlar ve böyle toplumları, böyle aileleri de  kimse yıkamaz. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.

bb

On Yıl Sonra Olmak İstediğiniz Yeri Anlatınız

 

On Yıl Sonra Olmak İstediğiniz Yeri Anlatınız


On yıl sonra olmak istediğim yer  bir köy okuludur. Dört yıllık eğitim fakültesini bitirdikten sonra bir köy okulunda  sınıf öğretmeni olmaktır. Öğrencilerimle neşe içinde, mutluluk içinde yaşamak, kırlarda koşmak, onlara hem yol gösterici olmak hem de onların çok sevdiği iyi bir insan olmaktır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Öğretmen olarak hayatıma devam etmek gösteriyorum. Ülkemin köy okullarında  öğrencilik yapan çocuklara sarılmak istiyorum, onların hayalini gerçekleştirmek için elimden gelen her türlü özveriyi göstermeye çalışacağım. Onlarla piknik yapacağım, onlara güzel hediyeler alacağım ve onların başarılı olması sürekli çalışıp kendini geliştiren, kültürlü, bilinçli bir öğretmen olmak için var gücümle mücadele edeceğim. Evde çeşitli yemekler yapıp evime davet edeceğim o küçük ve minik çocukları. Onlara istediği çikolata ve şekerlerden alacağım. Bağırmayacağım, kırmayacağım, incitmeyeceğim ve asla bir diğer arkadaşı kıyaslamayacağım. Kitap okumayı sevdireceğim. Sorgulayan, araştıran ve meraklı minikler olan çocuklarım olacak. Koşulsuz seveceğim, nazik olacağım onlara her daim.

 

Sevgili öğretmenim,

Köy okulunda iyi bir öğretmen olduktan sonra kendime bir aile kuracağım. Sevdiğim kişi evlenip ona karşı da çok iyi olacağım.  Olur da bir gün çocuğum olursa onu seveceğim ama onun da erdemli ve güzel kalpli bir insan olması için elimden geleni yapacağım. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Zamanda Geri Dönebilseydin Değiştirmek İstediğin Şey Ne Olurdu? Niçin?

 

Zamanda Geri Dönebilseydin Değiştirmek İstediğin Şey Ne Olurdu? Niçin?


Zamanda geri dönebilseydim değiştirmek istediğim şey daha çok çalışmak ve daha az eğlenmek olurdu. Çünkü çalışmanın temeli küçük yaşlarda atılmaktadır. Eğer ki  çocukluk ve gençlik yıllarıma geri dönmüş olsaydım ailemin sözünü daha çok dinlerdim ve daha çok çalışırdım. Daha sorumluluk sahibi insan olurdum. Çocukluk ve gençlik yıllarında ailem benim iyi bir insan olmam için, başarılı bir insan olmam için elinden gelen fedakarlığı yaptı. İyi bir insan olduğumu düşünüyorum ama çok başarılı bir insan olamadım. Çünkü ailem çalış dedikçe bu durumdan nefret ediyor ve daha az çalışıyordum. Onlar sürekli iyiliğimi istiyormuş, benim için her türlü özveriyi yapmışlar ama ben değerini bilememişim. 


Anne ve babamı bir trafik kazasında kaybettiğimde anladım yaptığım yanlışları. Onları kaybedince elimden tutan olmadı. En yakınlarım bile beni istemediler. Daha sonra bir yerlerde işçi olarak çalışmaya başladım ve beden gücü ile iç beş kuruş kazanıyorum. Şu anda ise hiçbir şeyin geç olmadığını anlıyorum ve tekrar sınavlara hazırlanıyorum ve gelecekte iyi bir mimar olmak istiyorum. Bunun için de işten kalan günlerde çalışıyorum. 


Eğer ki geçmiş zamanın kıymetini bilseydim, ailemin sözünü dinleseydim hayata bu kadar geç atılmazdım. Umudumu kaybetmedim, çalışacağım, başaracağım ve daha güzel günler göreceğim inşallah.

bb

Muzaffer İzgü'yü Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız

 

Muzaffer İzgü'yü Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız

 

Türkiye’nin en çok okunan gülmece, genç ve çocuk yazarlarındandır. Küçük hikayeler ve röportajlar derlemiştir. Yüz yedi kitap yazmış, iki yüze yakın ise radyo oyunu yazmıştır. Cumhuriyet döneminin önemli mizah yazarlarından biridir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Muzaffer İzgü; Anadolu insanının sorunlarını kara mizah yöntemiyle yansıtmıştır. Muzaffer İzgü yoksul bir çocukluk dönemi geçirmiş ve bunu eserlerinde de görebiliriz. Muzaffer İzgü; bulaşıkçılık, garsonluk, sinemalarda gazoz satıcılığı gibi işlerde çalışarak eğitimine devam ettirmiş ve kendini geliştirmek için okumaya, yazmaya devam etmiştir. Zıkkımın Kökü adlı kitabını okuduğumda Ne hoştur bir bezelyenin içini çıkarmak, iki bezelyenin içini çıkarmak, amma önünde yarım çuval bezelye olursa, basarsın küfrü, yiyene de, yetiştirene de, sulayana da...” sözü beni çok güldürmüştür. Yazarın hem espirili hem de düşündürücü bir yönü vardır.

 

Muzaffer İzgü’nün romanları; Gecekondu, Sıpa, İlyas Efendi, Zıkkımın Kökü, Kaçak Kız, Çizmeli Osman,  Kasabanın Yarısı, Halo Dayı adlı kitaplardır.

Çocuk kitapları; Uçan Eşşek, Bir Namussuz Aranıyor, Ekmek Parası, Çizmeli Osman, Pazar Kuşları vb çok sayıda çocuk kitapları yazmıştır.

Tiyatro; Dandini Vatandaş Dandini, Karadüzen, Utanmıyorum Üşüyorum, Her Devrin İti adlı tiyatro yazıları vardır. Daha çok sayıda kitapları vardır. Muzaffer İzgü hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Refik Halit Karay’ı Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız

 

Refik Halit Karay’ı Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız


Edebi hayata çeşitli gazetelerdeki fıkraları ve yazıları ile başlamıştır. Fecr-i Ati edebiyatından sonra Milli Edebiyat akımı içinde yer almıştır. Sosyal yaşamdaki çarpıklıkları nükteli bir şekilde dile getirmiştir.


 Sevgili öğretmenim,

Refik Halit Karay eserlerinde hiciv, eleştiri ve mizah geniş yer tutar. Hikayelerinde Anadolu'yu anlatan ilk yazar olması bakımından büyük önem taşır. Siyasi nedenlerden dolayı sürgünlere maruz kalmış olan yazardır. Mizahi yazılarında “Kirpi” takma adını kullanmıştır. Romanları; Bugünün Saraylısı, Sürgün, Nilgün, Anahtar, Yeraltında Dünya Var, Yezidin Kızı, Kadınlar Tekkesi, İstanbul’un İçyüzü. Anı: Bir Ömür Boyunca. Mizah: Kirpinin Dedikleri.

 

Sevgili Öğretmenim,

Refik Halit Karay; Ro­manlarında, çoğunlukla aile üstünde durur. Hiçbir belli teze bağlanmaksızın, sağlam bir teknikle, başarılı çevre tasvirleri içerisinde nefis bir üslupla olayları anlatan bir yazardır. İstanbul'u bütün renk ve çizgileriyle yansıtan ve Türkçeyi ustalıkla kullanan Refik Halit, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır. Yazar ile ilgili anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Necip Fazıl Kısakürek’i Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız

 

Necip Fazıl Kısakürek’i Tanıtan Bir Konuşma Hazırlayınız


Necip Fazıl Kısakürek İslami duyarlılıkları olan kesimlerin fikir babası olmuştur. Sade ve sağlam bir dil, güçlü bir tekniği vardır. Yazar, Fransız sembolistlerden etkilenmiştir.

 

Sevgili  Öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Necip Fazıl Kısakürek şiiri üstün bir algılama sorunu olarak görmüştür. Şiiri Allah’ı arama yolunda sonsuz bir uğrak olarak görmüştür. Büyük Doğu ve Ağaç dergilerini çıkarmıştır. En ünlü şiiri olan Kaldırımla Şiirinden sonra Kaldırımlar Şairi olarak anılmaya başlanmıştır.


 Garip Akımının çıkışıyla şiirden uzaklaşmıştır. Tiyatrolarında ise daha çok kaygı ve korku psikolojisini işleyen yazar çok sevilen , sayılan bir kişi olarak gönüllerde taht kurmuştur. Özellikle de Çöle İnen Nur adlı eserinde Hz Muhammed'e olan sevdasını dile getirmiş ve Hz Muhammed’in hayatına değinmiştir. Şiirleri; Kaldırımlar, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Örümcek Ağı, Ben Ötesi adlı şiirlerdir. Halk tarafından çok sevilmiş, eserleri zevkle okunan büyük bir yazardır Necip Fazıl.

 

Tohum, Abdulhamit Han, Bir Adam Yaratmak, Reis Bey, Künye ve Para ise tiyatrolarıdır. Necip Fazıl hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkürler.

bb

Göz Görmeyince Gönül Katlanır Atasözü İle İlgili Konuşma

 

Göz Görmeyince Gönül Katlanır Atasözü İle İlgili Konuşma


İnsanlar sevdikleri yakınlarındayken bir sevinci  veya üzüntüsü olduğunda ona destek olmak ve hep yanında olmak ister. Oysaki sevdikleri uzakta olan kimseler, onları ne kadar özleseler bile her an göremeyeceklerini bilirler. İçlerinde onları sık sık görebileceklerine dair bir umutları olmadığı için yokluklarına da alışırlar.

 

Sevgili öğretmenim,

Sevdiklerimiz yakınımızdayken onlardan hiç ayrılamam, onlar benim her şeyim gibi düşünebiliriz. Hayat koşulları ise bazen bu durumu tersine çevirebilir ve yakınlarımız uzak şehir ya da ülkelere gidebilirler. Buradan giderse  hiç dayanamam, çok mutsuz olurum, acı çekerim dediğimiz sevdiklerimizin gitmesine  hemen  olmasa da zaman içinde alışmaya başlarız ve  bu zor duruma katlanabiliriz. Yani göz görmeyince gönül eninde sonunda alışır ve hayatımız yine eskisi gibi devam eder. Çünkü eskisi gibi devam etmek zorundadır da.

 

Çünkü hayat birbirlerine bağımlı olarak yaşanmaz. Eninde sonunda kişi yine kendine muhtaçtır onun için kendine iyi bakması gerekir ve ayakta dimdik durabilmesi, sabırlı olması gerekir. Sevdiklerimizin canı sağ olsun, mutlu olsunlar diye düşünmeye başlarız artık. Bu konu hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Dünyada Değiştirmek İstediğin Üç Şey

 

Dünyada Değiştirmek İstediğin Üç Şey


Dünyada değiştirmek istediğim çok şey vardır. Savaşların bitmesini isterim, yoksulluğun bitmesini isterim, insanların kendi ayakları üzerinde durmasını ve kimseye muhtaç olmamasını isterim. Terör olaylarının bitmesini, barışın, yardımlaşmanın ve dayanışmanın olmasını, ahlaksızlığın son bulmasını kadına şiddetin son bulmasını isterim.


 Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım

Dünyada değiştirmek istediğim en önemli üç şey ise şunlardır. Birincisi savaşların yok olmasıdır. Savaşların bitmesini ve insanlığın barış ve dayanışma içinde yaşamasını istiyorum. Çünkü savaşlar olduğu zaman insanlar ölüyor, hayvanla ölüyor, doğa zarar görüyor ve insanlık yok oluyor. Bunun için savaşa hayır diyorum. İkincisi; yoksulluk son bulsun ve çocukların yüzü hep gülsün, çocuklar hep mutlu olsun, anne ve babaları yanında olsun, mutlu aileler olsun istiyorum. Çünkü çocuklar gülerse dünya güler, çocuklar mutlu olursa dünyamız daha yaşanılacak yere dönüşür.


Üçüncüsü ise doğamızın doğal yapısı bozulmasın, her türlü şiddet son bulsun, yeşil alanlarımız korunsun istiyorum. Ayrıca insanlarımız kendi kimliğini kaybetmesin, batı özentiliği son bulsun, bilim ve fen yolunda ilerleyen nesil  çoğalsın istiyorum. Terör son bulsun, yurtta barış dünyada varış dünyaya hakim olsun. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz  için teşekkür ediyorum.

bb

Hobilerin Nelerdir? Hobilerini Sevmenin Nedeni Nedir Konulu Konuşma

 

Hobilerin Nelerdir? Hobilerini Sevmenin Nedeni Nedir Konulu Konuşma


Her insanın hobisi ilgisine göre değişir. Benim en sevdiğim hobilerim müzik dinlemek, bağlama çalmak, kitap okumak, yüzmek ve arada bir sinemaya gitmektir.

 

Sevgili öğretmenim,

 Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Türk Sanat Müziği,  türküler, pop şarkıları dinlemek beni çok mutlu ediyor ve bu sayede kendimi daha aktif hissediyorum ve müzikle güne uyanmak gün içindeki işlerimi daha kolay hale getiriyor. Çünkü müzik benim hayatımın anlamı gibi bir şeydir. Bağlama çalıyorum. Bağlamanın tellerine dokunmak, notaları düzgün bir şekilde çalmak ve türküler söylemek benim ruhumu açıyor. Kitap okumak çok güzel bir duygudur. Çünkü kitap okuyorum daha iyi hayal kurabiliyorum, daha güzel bir Türkçe konuşuyorum, empati kurma yeteneğim daha çok gelişiyor, unutkanlığım azalıyor ve gün içindeki stresimi kitap okuyarak atabiliyorum.

 

Sevgili öğretmenim,

 Yüzmek,  suların içine kendini bırakmak  beni özgürleştiriyor ve mutlu ediyor. Yüzerek kaslarım gelişiyor, bedenim daha düzgün ve daha sağlıklı oluyor. Bunun için yüzmek benim için büyük bir tutku. Yüzerek gün içindeki zihin yorgunluğumu da gidermiş oluyorum. Arada bir sinemaya gitmek benim hobilerim arasında yer alıyor. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb