Sosyal Bilimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sosyal Bilimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Toplumsal Tabakalaşma Olmadan Toplum Yaşamı Olanaklı Olabilir Mi ?

 Toplumsal Tabakalaşma Nedir ?


Bir toplumun güç ya da refah olarak bölümlenmesine ve bireyin bu bölümler içerisindeki konumuna toplumsal tabakalaşma adı verilmektedir . Tabakalaşma çoğunlukla sosyo-ekonomik bir kavram olan "sınıf " kavramı ile yakından ilişkilidir . Toplumsal tabakalaşma toplum yapısından farklı değildir ve farklı toplumlarda değişik şekillerde bulunabilir . Toplumsal tabakalaşma cinayet , mahkum nüfus artışı gibi sorunların temeli olarak gösterilebilir .

Toplumsal tabakalaşma soyut bir kavramdır ve hiçbir sınıf diğerinden kesin çizgilerle ayrılmamıştır . Toplumsal tabakalar zamanla ve toplumdan topluma farklılık gösterebilir . Modern toplumlardaki tabakalaşmalar çoğunlukla ekonomik temellidir .  Toplum içerisinde her birey bir tabaka içerisinde yer alır .

Toplumsal Tabakalaşma Olmadan Toplum Yaşamı Olanaklı Olabilir Mi ?


İnsanlar beden olarak , zihin olarak ve daha birçok yönden farklı olduğu için mutlaka belli yönlerde ayrılmalar ve gruplaşmalar olacaktır . Yani toplum içerisinde sınıflaşmaların olması kaçınılmazdır . Mesele sınıflaşmaların bir üstünlük aracı olarak kullanılmasındadır .


Yani ekonomik bir sınıflaşmada güçlü olan kesim çalışan kesimin emeğini sömürerek kendi gücüne güç katmaya çalışırsa bu toplum içerisinde kin ve düşmanlığa yol açar . Ama güçlü kesim çalışan kesimin haklarını gözetir onlara adaletli bir biçimde yaklaşırsa böyle bir toplumda sınıf ayrımı insanlar arasında düşmanlık oluşmasına sebep olmaz .

Kısacası sınıfsız bir toplum oluşturmak mümkün değildir ama sınıflar arası uyumu sağlamak ve adaleti tesis etmek mümkündür .

bb

Devlet Su İşleri Ne Amaçla Kurulmuştur ?

 

Devlet Su İşleri Ne Amaçla Kurulmuştur ?

Kısa adı DSİ olan Devlet Su İşleri ,  ülkemizin su kaynaklarını bilimsel ve teknik gelişmelere uygun olarak kullananların faydalanmasına sunmak ve suya bağlı olarak ortaya çıkabilecek zararlara karşı halkı korumak amacıyla , su kaynaklarımızın geliştirilmesini sağlamak amacıyla kurulmuştur . Kısacası DSİ su kaynaklarının korunması , geliştirilmesi ve yönetilmesinde lider kuruluş olması amacıyla kurulmuştur .





DSİ Genel Müdürlüğü Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir . DSİ ; sulu ziraatı yaygınlaştırma , taşkın koruma , büyük şehirlere içme suyu sağlama ve hidroelektrik enerji üretme amaçlarını gerçekleştirmek için baraj yapma faaliyetlerine öncelik vermektedir . Bu yüzden DSİ ülkemizin su kaynaklarının hangi maksatlar için kullanılması konusunda karar verici kurum konumundadır .




DSİ'nin kanunlarla belirlenen görevleri şunlardır :

- Yer altı suları ile ilgili etüt yaptırma ve kuyu açma/açtırma
- Yer altı sularının tahsisini yapma
- Yer altı sularının korunması ve tescili
- Arama , kullanma ve ıslah-tadil belgesi verme
- Baraj yapma
- Su depoları yapma

bb

Körebe Oyunu Hakkında Bilgi

 Körebe Oyunu Hakkında Bilgi

Tüm dünyada çocuklar tarafından yaygın biçimde oynanan bir çocuk oyunudur .  Bu oyunda ebe olan çocuk “ körebe “ olarak adlandırılır ve gözleri bir mendil ya da eşarp gibi bir araçla kapatılır . Ebenin dışındaki oyuncular ebenin etrafında dolaşarak ona dokunurlar . Körebe de kendine dokunan oyuncuları yakalamaya çalışır . Körebe gözleri bağlıyken etrafında dolaşanlardan birini yakalarsa yakaladığı oyuncu ebe olur . Oyun bu şekilde devam eder .

Körebe oyunu için çok geniş olmasa bile hemen hemen her yerde oynanabilir . Oyun ile ilgili herhangi bir süre ya da oyuncu kısıtlaması bulunmamaktadır .

Körebe Oynarken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir ?

- Körebe yakaladığı oyuncuyu tam olarak tutmalıdır .
- Ebe olan kişinin gözüne bağlanan tülbent ya da mendil iyice kontrol edilmeli , ebenin görmediğinden emin olunmalıdır .


- Oyuncular oyun alanına çok fazla yayılmamalıdır , aksi halde ebenin yakalamak çok zor olur .
- Ebe olan kişi oyunu bırakamaz , başka biri ebe olduğunda diğer oyunculardan isteyen oyundan ayrılabilir .

- Oyun alanının ebenin çarpmasına ya da zarar görmesine neden olabilecek eşyalarla dolu olmamasına dikkat edilmelidir . 
bb

Evde Uyulması Gereken Güvenlik Kuralları Nelerdir ?

 Evde Uyulması Gereken Güvenlik Kuralları Nelerdir ?


 İçinde yaşadığımız , barındığımız ve kendimizi güvende hissettiğimiz evimizde de uymamız gereken birtakım kurallar bulunur . Bu kurallara uymadığımız taktirde evde yaşayan aile bireyleri bu durumdan rahatsız olabilir.





İşte evde uyulması gereken kurallar şunlardır:

* Öncelikle evde küçük çocuklar varsa yanıcı maddeleri çocukların ulaşamayacağı yerlere koymak gerekir.

* Elektrik prizleri  yüksek yerlere yapılmalı ve çocuklar buralara ulaşamamalıdırlar .
* Akşam yatarken  dış kapımızın , balkon kapımızın kapalı olduğundan emin olmalıyız.

* Işıkları  açık unutmamalıyız.

* Elektrikli ev aletlerini doğru kullanmalıyız.

* Evde elektrik kaçağı olup olmadığını kontrol etmeli , eğer elektrik kaçağı varsa hemen önlem almalıyız.

* Küçük çocuğu olanlar evde  sebebi ne olursa olsun çocuklarını yalnız bırakmamalıdırlar.

* Fırın , ya da ocağı fişte unutup dışarı çıkılmamalıdır.

* Uzun bir seyahate çıkılacaksa ev içinde her şey kontrol edilmeli ve ondan sonra seyahate çıkılmalıdır , kapılar kilitlenmeli , evde değerli eşyalar bırakılmamalıdır.

* Makine ve bulaşık deterjanları , ilaçlar çocukların göreceği yerlere konulmamalı ve çocukların bunlara dokunmaması sağlanmalıdır . Çünkü o deterjanlara dokunan çocuk elini ağzına götürdüğünde zehirlenme riski olacaktır.

* Ev temizliği yaparken aşırı kimyasal temizlik maddelerini fazla kullanmamak gerekir , çünkü onların yaydığı kokudan küçük çocuklar ve evdeki diğer bireyler de zehirlenebilir.

*  Cam eşyalar ortada bırakılmamalıdır.

*  Televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik aletler çocuğun olduğu odaya konmamalı ve onların bu aletlere ulaşmaması sağlanmalıdır.

* Televizyon çocuğun üstüne düşmeyecek şekilde  iyi ayarlanmalıdır.

*  İçinde yaşadığımız evimizi temiz tutmalı ve evimizi kirletmemeye özen göstermeliyiz.

*  Evde bir doğalgaz kokusu  sezdiğimizde hemen pencereleri açmalı, evi havalandırmalı ve doğalgaz vanasını kapatmalıyız.

* Evde tüp kullananlar yanlışlıkla tüpü açık bırakıp eve girip zehirli kokuyu aldıklarında sakın ola ışıkları yakmamalı , hemen tüpü kapatmalı , pencereyi açmalı ve kokunun evden gitmesini beklemelidir . Çünkü   bu çok tehlikeli olabilir , tüp patlayabilir ve siz bundan çok kötü etkilenebilirsiniz.

* Evde düdüklü tencere kullanırken çok dikkatli olmalısınız, kendinizi riske atmamalısınız.

* Kibritle çocukların gözü önünde şaka da olsa herhangi bir şey kesinlikle yapılmamalıdır.

* Küçük çocukların tuvalet ya da banyoya girmemesi için buraların kapısının kapalı olduğundan emin olmalısınız.

* Özellikle anneler evde küçük çocuklar varken , çocukları bir odada oynarken onları bırakıp dinlenmek üzere başka bir odaya geçmemeli, çocukların başında beklemeli ve onları kontrol etmelidir.

* Pencereler, balkon kapıları açık bırakılmamalıdır.

*  Evde elektrik kaçağı olup olmadığı kontrol edilmelidir.

* Evde yüksek sesle müzik dinlenmemeli ve dışarıdaki komşular rahatsız edilmemelidir, yoksa huzurunuz kaçabilir ve daha birçok kurallar vardır be bu kurallara uyulması gerekir.


bb

İnsanlar İle İletişim Kurmada Mesafeli Olmanın Faydaları Nedir ?

 

İnsanlar İle İletişim Kurmada Mesafeli Olmanın Faydaları  Nedir ?

Biz insanlar sosyal bir varlık olduğumuz  için yalnız kalmaktan sıkılırız . Eşimiz, dostumuz, arkadaşlarımız, komşularımız ve diğer yakınlarımız ile iletişim içinde olunca hayat daha bir eğlenceli ve daha bir güzel geçer. Burada dikkat etmemiz gereken nokta ise şudur:

 Her ne kadar iletişim insan için bir ihtiyaç olsa da insanlar ile aramıza muhakkak bir mesafe koymalıyız. Burada kastettiğim soğukluk, kendini beğenmişlik, insanlara yukarıdan bakmak , insanların sende çıkarları olduğunu düşünmek gibi yanlış düşünceler değildir elbette . Burada vurgulamak istediğim asıl nokta şudur :İnsanlar ile aramızda belli düzeyde bir mesafe olmalıdır .  Tabi ki bu mesafenin de saygı ve sevgi çerçevesinde olması gerekir . Yani birilerine kin beslemek , birileri hakkında kötü düşünmek , kişilere yüz ekşitmek  gibi durumlar insanın kendisinden başka kimseye zarar vermez . Bunun için her zaman mantıklı bir şekilde mesafe kurmalıyız . Mesela  bizim içim özel olan her bilgiyi her yakınımıza söylememeliyiz , bir grup içinde konuşulmaya başlandığında çok fazla söze karışmamalıyız. 

Az ve öz konuşmaya dikkat etmeliyiz . Gerekli  gereksiz her şeyimizi ortaya atmamalıyız . Anlık duygular ile hareket etmekten kaçınmalıyız . Yani biraz düşünmeli , kelimelerimizi özenle seçip konuşmalıyız .

 Mesela çok iyi bir komşumuz vardır ve o komşumuza da çok güveniyoruzdur . Kendimizle ilgili olan, komşunun bilmeye ihtiyacı olmayan özel bilgileri onunla da paylaşmamalıyız. Çünkü geleceği de düşünmeliyiz. Belki o komşumuz ile ileride çok kötü olabiliriz. Ya da çok kötü bir komşumuz vardır. Onun hakkında sürekli kötü sözler söylemişizdir , ağza alınmayacak sözler söylemişizdir. Gün gelmiş bir de bakarsın ki o komşu ile sorunlarımız çözülmüş ve artık ilişkilerimiz normale dönmüştür. 

Yani burada demek istediğim şudur: 

Elbette samimi olun, içten olun fakat ilişkileri uç boyutta yaşamayın. Ya hep, hiç içinde iletişim kurmak kişide birtakım sorunlar meydana getirebilir. Şöyle bir söz vardır: '' İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun, çok yaklaşma yanarsın, çok uzaklaşma donarsın''.  Yani ilişkilerimizde bir orta yolu bulalım ve mesafemizi de orta düzeyde korumaya dikkat edelim.





Bize ait olanlar bizde kalsın, bırakın başkaları bilmesin, ne gerek var . Her şeyimizi herkesle paylaşmak gibi bir mecburiyetimiz yok bizim . Çok samimi olup  sonradan düşman olmak yerine , orta düzeyde ilişkiler kurulup , bu ilişkilerin ömür boyu devam etmesi daha sağlıklıdır bence.  Sizin tanıdığını insanlar gerçekten güvenilir, çok iyi insanlar da olabilir fakat o insanlar iyi bile olsa her şeyimiz söyleme gibi bir lükse sahip olmamalıyız bence. Kendi içimize saklayacağımız bilgilerimiz olsun.

bb

Oruç İbadetinin Kişiye Faydaları Nelerdir ?

 Oruç İbadetinin Kişiye Faydaları Nelerdir ?


İnsanın Allah’a ibadet etmek amacıyla günün belli saatleri içerisinde yeme , içme , cinsel ilişki vb. faaliyetlerden kendini alıkoymasına oruç adı verilir . Orucun toplum ve birey hayatı açısından birçok önemli faydası  bulunmaktadır . Orucun bireye sağladığı faydaları şu şekilde sıralayabiliriz :
- Öncelikle insanlar özellikle Ramazan ayında oruçla birlikte İslamın manevi havasına daha fazla sarılırlar ve diğer ibadetlerinde de daha titiz olmaya başlarlar .
- Oruç ibadeti sayesinde insanlar yoksul olanların , her istediğini alıp yiyemeyen insanların hallerini anlarlar ve onlara yardım etme istekleri daha da artar .

- İnsan oruçluyken canı ne kadar da isterse istesin yeme içmeden uzak durur ve bu sayede iradesini güçlendirir , hayatını bir disiplin altına almayı öğrenir .
- Oruç insana zorluklar karşısında sabretme gücü kazandırır ve bu sayede hayata daha da sıkı sarılmayı öğreniriz .
- Dikkat ederseniz Ramazan aylarında suç oranlarında düşüş olur . Çünkü insanlar oruçluyken kötü söz ve davranışlardan uzak dururlar , bu durum da davranışlarımızın ve ahlakımızın güzelleşmesini sağlar .





- Oruç insana düzenli beslenme alışkanlığı kazandırır ve sindirir sistemini düzene sokarak vücudu arındırır .

- İnsan oruç tutarken Allah’ın bize vermiş olduğu nimetlerin farkına varır . Bir süre  uzak kalınca yiyip içtiğimiz nimetlerin kıymetini daha iyi anlarız . 
bb

Destan, yazıt, döneme ait seyahatname vb. belgelerden Kök Türklerin hangi Türk devletleriyle mücadele ettiklerini araştırınız. Edindiğiniz bilgilerden yararlanarak Kök Türklerin Siyasi Hayatı ve Türkler başlıklı bir paragraf yazınız.

 Destan, yazıt, döneme ait seyahatname vb. belgelerden  Kök Türklerin hangi Türk devletleriyle mücadele ettiklerini araştırınız. Edindiğiniz  bilgilerden yararlanarak  Kök Türklerin Siyasi Hayatı ve Türkler  başlıklı bir paragraf yazınız.


* Kök Türk Devleti  Orta Asya'da kurulan  ikinci büyük Türk Devleti'dir . Ergenekon  destanına göre  bu devleti  Aşina (kurt) kabilesi kurmuş olup başkenti Ötüken'dir . Kök Türk Devleti  Sasaniler ile iş birliği yapıp  Akhunlara son vermiştir .  Daha sonraları  Kök Türk Devleti  Bizans ile işbirliği yapıp  Sasani Devleti'ne son vermiştir .
- Birinci Kök Türk Devleti'nin  hükümdarları : Bumin, Ko-lo, Mukan, Tapo, Talo, Pien.
- Doğu KöK Türk Devleti'nin hükümdarları :  İşbara, Tulon , Kimin, Şipi, Çulo, Kieli
-  Batı Kök Türk Devleti 'nin hükümdarları :  Tardu, Tong, Yabgu.

Birinci Kök Türk Devleti'nin kurucusu Bumin Kağan'dır. Bumin Kağan ülkenin doğusunu, İstemi Yabgu ise ülkenin batısını yönetmiştir. Kök Türk Devleti Çin ile de mücadele etmiştir. Birinci Kök Türk Devleti Çin ile de mücadele etmiş olsa da daha sonraları Çin'in hakimiyetine girip yıkılmıştır.

* İkinci Kök Türk Devleti ya da diğer adı ile Kutluk Devleti ise  680 yılında kurulmuştur. Çin'in egemenliği altında bulunan  Türkler isyan çıkarmıştır. Bu isyanın en önemlisi de Kürşad isyanıdır. Kürşad 39 arkadaşı ile ibrlikte  Çin sarayını ele geçirmek istemiş fakat bu girişiminde başarılı olamamıştır. Kürşad başarısız olsa da bağımsızlığın sembolü olmuştur. İkinci Kök Türk Devleti'ni kuran ise Kutluk  Kağan'dır. Kutluk devleti kurduğu için kendisine derleyen, toplayan anlamında  İlteriş denilmiştir.

 İlteriş Kağan,  Kapgan Kağan, Bilge Kağan İkinci Kök Türk Devleti'nin  hükümdarlarıdır. Bu devlet de Çin ile mücadele etmiştir. Kapgan Kağan Türkleri  bir bayrak altında toplamaya çalışmıştır. Kapgan Kağan' dan sonra başa  Bilge Kağan geçti. Bilge Kağan ülkeyi kardeşi olan Kültigin ile yönetti. 

 Vezir Tonyukuk da onlara devlet yönetiminde destek oldu. Bilge Kağan'dan sonra  ülkede siyasal istikrar bozuldu. Basmil, Uygur, Karluk Türk  boyları  Kök Türk Devleti'ne karşı ayaklandı. Bu ayaklanma sonucunda  Kök Türk Devleti yıkıldı ve yerine Uygur Devleti kuruldu.



2. Kök Türk Devleti'nin Özellikleri Şunlardır:
* Türk adı ile tarihte kurulmuş olan  ilk devlettir.
* Orta Asya'da kurulan ikinci Türk Devleti'dir.
* Parayı kullanan ilk  Türk Devleti'dir. ( Normalde parayı kullanan ilk Türk Devleti Türgişler deniliyordu fakat son yıllarda yapılan araştırmalarda parayı ilk kullanan devletin 2. Kök Türk Devleti olduğu ortaya çıktı.)
* Ergenekon ve Bozkurt destanları vardır.
* Türk tarihi ve edebiyatına ait  ilk yazılı eser olan  Orhon ya da Orhun Anıtları ( kitabeleri) bu devlete aittir.
*  Orhun Anıtları Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Tonyukuk adına dikilmiştir.

* Kök Türk Devleti Orhon harfleri ile Türklere ait ilk milli alfabeyi  oluşturmuşlardır. Bu alfabeyi okuyan  ise Wilhem Tomsen'dir.
bb

Komşularımızla Aramızdaki Sevgi Bağını Kuvvetlendirmek İçin Neler Yapabiliriz Maddeler Halinde


 Komşularımızla  Aramızdaki Sevgi  Bağını  Kuvvetlendirmek İçin Neler  Yapabiliriz Maddeler Halinde

Komşuluk  iki ya da daha fazla aile ya da kişilerin ev olarak , çevre olarak birbirine yakın olması demektir. Çoğu zamanımızı birlikte sevgi ile geçirdiğimiz komşular hayatımızın neşe kaynağı , dertlerimize derman bulmaya çalışan ,  mutlu günlerimizde mutluluğumuzu paylaşan dostlarımızdır. Komşularımızla aramızdaki sevgi ve muhabbet bağını kuvvetlendirmek için şunları yapmalıyız.

- Öncelikle onlara güvendiğimizi ve onları sevdiğimizi komşularımıza sözle değil davranışlarımızla hissettirmeliyiz.
-  Komşularımızın  evinde bir kusur aramamalıyız.
- Onların değer verdikleri şeylere saygı duymalı ve hoşgörülü olmalıyız.
- Aynı dünya görüşü içinde olmasak da birbirimize karşı her zaman saygılı olmalıyız.
- Komşular birbirine düşmanca bir tutum içine girmemeli , birbirine sevgi ve muhabbet bağı ile bağlanmalıdır.

- Komşumuz aç iken , elinde hiçbir maddi geliri yoksa onlara elimizden geldiğince yardım etmeli ve onları o yoksul halinde terk etmemeliyiz . Çünkü gerçek insanlık ve gerçek sevgi budur zaten.

-   Özel günlerde, bayramlarda, hastalık halinde, ölüm halinde ve daha bir çok şeyde komşularımıza ziyarete gitmeli ve onlarla dayanışma içinde yaşamalıyız.
- Komşularımızı çıkar için değil insan olduğu için sevmeli ve yaptığımız iyilikleri de koşulsuz olarak yapmalıyız.

- Komşumuz bize istemeden bir hata yaptığında büyüklük yapıp affetmesini bilmeliyiz, alçakgönüllü olmalıyız.


-  Kışlık hazırlayacağımız yiyeceklerimizi komşularımızla iş birliği içinde hazırlayarak neşeli bir ortam oluşturmalıyız .
- Aşırı muhabbet yerine , sevgi ve saygıya dayanan, mesafeleri koruyan bir komşuluk ilişkisi geliştirmeliyiz.

- Çat kapı komşularımıza misafirliğe gitmemeli, önceden haber vermeliyiz .
-  Komşumuzun kapısının önüne çöp atmamalı, onlarla birlikte çevreyi temiz tutarak , temiz bir çevre içinde kardeşçe yaşamasını bilmeliyiz .

bb

Bir Ülkenin Ekonomisinin Başka Devletlerin Elinde Bulunması Ne Gibi Olumsuzluklara Sebep Olabilir ?

Bir Ülkenin Ekonomisinin Başka Devletlerin Elinde Bulunması Ne Gibi Olumsuzluklara Sebep Olabilir ?

Ekonomi bir ülkenin tarım , hayvancılık , sanayi vb. alanlarda üretim ve tüketim faaliyetlerinin tamamını ifade eder . Ekonominin iyi olması ülkede refah seviyesinin yüksek olmasını ifade eder . Ekonomik yönden güçlü olan devletler sosyal , siyasal , askeri vb. her alanda güçlü olmaktadırlar .

Ekonominin güçlü olması yukarıda belirttiğimiz gibi önemli avantajlar sağlamaktadır . Ekonominin güçsüz olması ya da başka devletlerin elinde olması o ülke için bağımsızlığını yitirme anlamına gelir .

Tarihimizden birkaç örnek vermek gerekirse mesela Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransızlara verilen kapitülasyonlar ülkemiz zayıfladığı zaman bize çok olumsuz etkiler yapmıştı . Bu ayrıcalıklar sayesinde Batılı devletler ülkemizi bir Pazar haline getirmişler ve kendi üreticimiz ürünlerini satamaz hale gelmişti . Yani bizim topraklarımızda yabancılar zenginleşirken biz fakir olduk. Başka bir örnek ise Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde ekonomi bozulmuş ve borçlar ödenmemişti.

 Bu yüzden Batılılar ülkemizde Düyun-u Umumiye adı verilen bir kuruluş oluşturarak Osmanlı devletinin tüm ekonomisini ele geçirdiler . Bunun sonucunda istedikleri gibi vergi toplar , devletin ekonomik kaynaklarına el koydular ve bu yüzden devlet iflasın eşiğine getirildi . Cumhuriyet döneminde de IMF adlı kuruluş aracılığıyla ekonomimiz bir dönem Avrupalı devlet tarafından yönlendirilmeye çalışıldı .


Bir ülkenin bağımsız olması için ekonomisinin de bağımsız olması gerekir . Bunu sağlayamayan devletler başka devletlerin açık pazarı haline gelir .
bb

Orta Asya'nın Coğrafi Koşullarının Türklerin Yaşam Tarzlarına Etkileri Kısaca

Orta Asya'nın Coğrafi Koşullarının Türklerin Yaşam Tarzlarına Etkileri Kısaca


Orta Asya'nın coğrafi koşullarının Türklerin yaşamlarına etkilerine geçmeden önce Orta Asya'nın coğrafi özelliklerinden kısa bir biçimde bahsedelim :
- Orta Asya çöl ve bozkırlarla kaplıdır.
- Karasal iklim hakim olması sebebiyle yazları çok sıcak ve kurak , kış aylarında ise aşırı soğuk ve serttir.
- Orta Asya çevresi büyük dağlarla çevrili bir bölgedir.

Orta Asya'nın Coğrafi Koşullarının Türklerin Yaşam Tarzlarına Etkileri Kısaca
Yukarıda belirtilen özellikler Türkleri şu şekilde etkilemiştir :

- Ağır şartlara sahip olan bu iklim koşulları Türklerin tarımdan ziyade hayvancılık ve ticaret ile uğraşmasına neden olmuştur .
- Orta Asya'nın zor şartları Türklerin savaşçı bir karakterde olmalarını ve her daim göçe hazır olmalarını sağlamıştır .
- Çok geniş hayvan sürülerine otlak alanlar ve sulak alanlar bulabilmek için devamlı göç etmek zorunda kalmışlardır .
- Coğrafi koşullar sebebiyle sürekli göçebe bir hayat sürdüren Türkler Orta Asya'da çok fazla kalıcı eser bırakamamıştır .


Orta Asya Neresidir ?




Orta Asya’nɩn sɩnɩrlarɩ; Doğuda Kingan Dağlarɩ, Batɩda Hazar Denizi, Güneyde Himalaya Dağlarɩ, Kuzeyde Sibirya’ya kadar uzanɩr. Taklamakan, Kɩzɩlkum, Karakum çölleri bu bölgede yer alɩr. Tanrɩ Dağlarɩ Orta Asya’da bulunur. Amu Derya Ve Sri Derya, Orhun ve Selenga ırmakları bölgede bulunur.
bb

AÇEV'in Amacı Nedir ? AÇEV Hakkında Bilgi

AÇEV'in Amacı Nedir ?


* AÇEV' in açılımı Anne Çocuk Eğitim Vakfıdır . Bilimsel bir araştırma projesinin sürekliliğini sağlamak amacı ile kurulmuş olan bir kurumdur .
* Anne Çocuk Eğitim Vakfı 1993 yılında kurulmuştur .
* Anne ve Çocuk Eğitim Vakfının  kurulma amacı ise anne ve çocukları iyi bir şekilde  eğitmek ve onları geleceğe iyi bir şekilde hazırlamaktır .
* AÇEV'in  genel merkezi Şişli İstanbul'dur .
* Anne ve Çocuk Eğitim Vakfı ayrıca   çocuğu olmayan bayanlara , ailelere , babalara da  çeşitli türde eğitimler vermekte ve halka yararlı olmaya çalışan bir kurumdur .

* Sosyal Yardımlaşma Vakfı olan AÇEV  ayrıca Birleşmiş Milletler ve  Avrupa Birliği ile de ortak projeler yürütmeye devam etmektedir .
* Annelere, çocuklara, çocuğu olmayan hanımlara , babalara iyi bir eğitim verilmesi amaçlanmıştır . AÇEV eğitimin çok gerekli olduğu bilinci ile hareket etmekte ve insanlara fayda sağlamaya devam etmektedir .




* AÇEV'in etkinlikleri ise şunlardır :
- Anne Çocuk Eğitim Programı
-'' 15 Çok Geç'' Kampanyası
- İşlevsel yetişkin Okuryazarlığı
- Taktir Alma Anne Programı
- Okul Öncesi Veli Çocuk Eğitim Programı
- Baba Destek Programı

* Anne ve Çocuk Eğitim Vakfının kurucuları ise şunlardır:
- Profesör Doktor Çiğdem Kağıtçıbaşı
- Ayşe Özyeğin
- Profesör Doktor Sevda Bekman




bb