Vurun Kahpeye
Kitabında Geçen Özlü Sözler
Aliye; anne ve babasını genç yaşta
kaybetmiştir. Daha sonra İstanbul’da
Darülmuallimat’ı bitirdikten sonra Anadolu’ya geçmiş ve ismi verilmeyen bir kasabada
öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Varsıl ailelerin çocukları ile yoksul ailelerin
çocuklarına aynı şekilde şekilde davrandığı için ilk günlerde eşrafın tepkisini
çeken Aliye, kendinden emin ve adil tutumu nedeniyle kısa sürede kasabanın
büyük çoğunluğunun sevdiği ve saydığı biri haline gelir. Doğru ve dürüst olan
Aliye Öğretmenin yaşamı ve bu süreçte neler olacağı kitapta akıcı bir şekilde anlatılmaya
devam eder.
Kitapta geçen özlü sözler
şunlardır:
"Namus kadının yüzünü açıp
açmamasına değildir. Din de peçe demek değildir. Öyle kapalı kadınlar vardır ki
kapı arasından her türlü rezaleti yaparlar."
“İyilik, çocuk gibi azâbdan,
fedakarlıktan, belki de ölümden doğardı.”
“İnsanın en nafiz silahı, samimiyet
ve zekadır..!“
“Ölüler ne Rumca ne de Türkçe
konuşur.”
“Nasıl olur da bu kadar beşerî, bu
kadar merhamet ve iyilikle dolu bir dinden Hacı Fettah Efendi o kadar kâbusa
benzeyen bir azâb ve işkence çıkarıyordu.”
“Rabbim, sen, nefes almamızı bile
bize kendi lütufları diye gösteren zalimlerden bizi bir an önce kurtar.”
“Her zaman, her tehlike dakikasında
iyi kötü kudrete temas ettiği zannedilen insanlardan herkes medet umar.”
“Dünya, bütün memleketin
yoksulluğuna, tutsaklığına, mutsuzluğuna rağmen çok güzeldi.”
“Bazıları, din perdesine bürünmüş,
dünya yüzünde şeytanın insanları üzmek için gönderdiği bir temsilciydi..”
"Toprağınız toprağım, eviniz
evim; burası için bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve
hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!"
“Kim bilir, ölüm ne garip bir
şeydi?”
“Hayatın bazı ezelî anları vardır
ki ne müddeti, ne şekli, ne tarifi vardır. Sadece bir tahassüs sadece bir hayat
sarsıntısıdır.”
"Ve bütün idealist adamlar,
belirli bir amaca varlığını adayanların zulmüyle zalimdir. Çünkü bunlar için,
insanca bağlar, en güçlü aşklar, amaçtan sonra gelen şeylerdir ve amaçları için
hiçbir elemden, hiç bir fedakarlıktan, hiçbir kurbandan kaçınmazlar."
“Demek memleket ve maksat, insandan yalnız vücudunu, yalnız hayatını istemiyordu. Bunların bin defa fevkinde, bunların heyecanını oyuncak yapan aşkın pahasını istiyordu.”
bb