Her canlı ölümü tadacaktır ve ölüm
kaçınılmazdır. Ölüm ile ilgili derlediğimiz beş tane şiir örnekleri şunlardır:
1)
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus derki gör taktirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus Emre
2)
Özgürlük kitabının
sayfaları arasına
cellatların kurduğu
darağacındaki ip
yarım kalan
sayfayı gösteriyor
okumaya devam edecek
nice insana
Evlilik fotoğraflarının yırtılarak
kırılan çerçevelerin
sokağa atılan
tahtalarıyla çakılıyor
çocuk tabutları
Hiçbir genç kız
taşımıyor kolyesinde
sevgilisinin fotoğrafını
ama ölüm
sayfaları oyulmuş
bir aşk romanının
içine gizliyor
tabancasını...
Sunay Akın
3)
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Garip bir yolculuk, tren ve geyve
Bir hançer bölüyor, ah... rüyalar
Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve..
Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Gece kar yağacak sabaha kadar
Toprakta et, kemik çatırtıları...
Yarı ölüleri bir korku tutar,
Değince bir taşa kafa tasları,
- Ölüler ki yalnız tırnakları var,
Ve yalnız burkulmuş diz kapakları...
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı,
Esmer delikanlı, hatıra ve kan.
Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları,
Sızıyor bir kapı aralığından,
Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Açıyor elini göğe bir kadın
Uzuyor, uzuyor altın saçları
Uğrunda ölünen güzel kızların
Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Çocuklara açar mağaraları
Güngörmemiş kuşlar ve örümcekler
İlân-ı aşktan dil balıkları
Aşina suları çabuk terkeder.
Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Bakıyor ateşe, küle böcekler.
Mektupları bir boz ağaç kurdu yer
Baykuşlar ötüyor harabelerde
Yanıyor lambalar hafif ve sarı
Bir kaza kurşunudur her yerde
Süvarisiz şaha kalkan atları
Bir ruhun ışığı vardır göklerde
Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Ötüyor baykuşlar harabelerde.
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer
Bekledi arzuyla karanlıkları
Anneler, babalar, erkek kardeşler:
Tâ içinden duyar ani bir ağrı
Bir hüzün şarkısı tutturur gider
Anneler, babalar, erkek kardeşler...
Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Her yatak dopdolu, bir yatak bomboş
Bir neşe şarkısı tutturur gider
Birinci, ikinci, üçüncü sarhoş
Kurşunlar sıkılır göklere doğru
Serçe yavruları havada titrer
Lambalar yanıyor hafif ve sarı...
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
İnce yelkenleri alıyor yeller
Titretir kalpleri ve bayrakları
Gemiden toprağa uzanan eller...
Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gizli hazineler, su yılanları...
İnce yelkenleri alıyor yeller
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Beyaz pelerinli hür tayfaları
Kendine bağlar siyah kediler
Titriyor gönüller ve kara bayrak
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gemiden toprağa uzanan eller
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Garip bir yolculuk, tren ve geyve
Bir hançer bölüyor, ah... rüyaları:
Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve...
Sezai Karakoç
4)
Tüm gelecek ve bana senin
gözlerinle bakacak-
eski bir vicdan azabı
yahut saçma bir günah gibi
sabahtan akşama dek
uykusuz, donuk, bizi izleyen ölüm.
Gözlerin dilsiz bir çığlık,
boş bir söz olacak, beyhude bir sessizlik.
Bu yüzdendir her sabah
kendi gözlerini görmen yalnız
aynaya bakındığında ve o gün, ah,
değerli umut, biz de öğreneceğiz
hayat ve hiç olduğunu senin.
Ölümün bir bakışı vardır hepimiz için.
Ölüm gelecek ve bana senin
gözlerinle bakacak.
Bu, bitirmeye benzeyecek bir günahı,
aynada yeniden beliren bir ölü yüzü
görmeye benzeyecek,
dinlemeye benzeyecek suskun bir dudağı,
Dilsiz düşeceğiz ortasına burgacın.
Çeviri: Osman Tuğlu
Cesare
Pavese
5)
Zaten hayalet olan
Gölge yazar Oğuz’un ölümü de
Herhalde kendinden rivayet
Oğuz’un cenazesi mi
Hayret!
Hem o hiç uyumaz ki
Belki de ilk kez oradan
Kendi kendini Türkçeye çevirecek
Yeni dikilmiş bir kalem selviyle
Ya da en eski daktilosuyla gecenin
Yıldızları tuş.
Can Yücel
0 comments:
Yorum Gönder
YORUMLARINIZI YORUMLAMA BİÇİMİNİ "ANONİM" SEÇEREK İSİM, MAİL ADRESİ VB. YAZMAK İLE UĞRAŞMADAN KOLAYCA YAYINLAYABİLİRSİNİZ. KÜÇÜK BİR TEŞEKKÜRÜN BİLE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ VE DEĞERLİ OLDUĞUNU UNUTMAYIN...