Şiir örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şiir örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Aşık Veysel Şiirleri

 

Aşık Veysel Şiirleri


Âşık Veysel, gerçek adıyla Veysel Şatıroğlu, Türk halk ozanı ve şair. Afşar boyunun Şatırlı obasına mensup olan Veysel Şatıroğlu, Gülizar ve Ahmet Şatıroğlu çiftinin çocuklarından biri olarak 25 Ekim 1894'te Sivas Vilayeti'nin Tenos kazasında doğdu.

 

Anlatamam Derdimi Dertsiz İnsana 

Anlatamam derdimi dertsiz insana

Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez

Derdim bana derman imiş bilmedim

Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz

 

Gülü yetiştirir dikenli çalı

Arı her çiçekten yapıyor balı

Kişi sabır ile bulur kemali

Sabretmeyen maksudunu bulamaz

 

Ah çeker aşıklar ağlar zarınan

Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan

Çağlar deli gönül ırmaklarınan

Ağlar ağlar göz yaşların silemez

 

Veysel günler geçti yaş altmış oldu

Döküldü yaprağım güllerim soldu

Gemi yükün aldı gam ilen doldu

Harekete kimse mani olamaz

 

Bir Hayal Peşinde Dolandım Durdum

Bir hayal peşinde dolandım durdum

Asla terk etmezem sanma unuttum

Sönmez ümidlerden beklerim yardım

Bugün yarın dedim gönlüm avuttum

 

Gahi zengin oldum hülya yaşattım

Nerde güzel gördü isem laf attım

Sevda denizinde gönlüm aldattım

Arzularım suya düştü ne ettüm

 

Gahi fakir oldum hayli süründüm

Gahi mecnun oldum aba büründüm

Nerde güzel gördü isem yerindim

Ucu çıkmaz bir küçücük yol tuttum

 

Veysel bu sevdadan vazgeç dediler

Olup bitenleri yaz geç dediler

Sevdiğin kapıdan az geç dediler

Acı sözü sevdiğimden işittim

 

Güzelliğin 

Güzelliğin on para etmez

Bu bendeki aşk olmasa

Eğlenecek yer bulaman

Gönlümdeki köşk olmasa.

 

Kim okurdu kim yazardı

Bu düğümü kim çözerdi

Koyun kurt ile gezerdi

Fikir başka başk'olmasa.

 

Güzel yüzün görülmezdi

Bu aşk bende dirilmezdi

Güle kıymet verilmezdi

Aşık ve maşuk olmasa.

 

Senden aldım bu feryadı

Bu imiş dünyanın tadı

Anılmazdı Veysel adı

O sana aşık olmasa.

 

Uzun İnce Bir Yoldayım

Uzun ince bir yoldayım

Gidiyorum gündüz gece

Bilmiyorum ne haldeyim

Gidiyorum gündüz gece

 

Dünyaya geldiğim anda

Yürüdüm aynı zamanda

İki kapılı bir handa

Gidiyorum gündüz gece

 

Uykuda dahi yürüyom

Kalmaya sebeb arıyom

Gidenleri hep görüyom

Gidiyorum gündüz gece

 

Kırkdokuz yıl bu yollarda

Ovada dağda çöllerde

Düşmüşüm gurbet ellerde

Gidiyorum gündüz gece

 

Şaşar Veysel işbu hale

Gah ağlayan gahi güle

Yetişmek için menzile

Gidiyorum gündüz gece

 

Kara Toprak

Dost dost diye nicesine sarıldım

Benim sadık yarim kara topraktır.

Beyhude dolandım, boşa yoruldum

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Nice güzellere bağlandım kaldım

Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum

Her türlü istediğim topraktan aldım

Benim sadık yarim kara topraktır

 

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi

Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi

Kazma ile dövmeyince kıt verdi

Benim sadık yarim kara topraktır

 

Adem'den bu deme neslim getirdi

Bana türlü türlü meyve bitirdi

Her gün beni tepesinde götürdü

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Karnın yardım kazmayınan, belinen

Yüzün yırttım tırnağınan, elinen

Yine beni karşıladı gülünen

Benim sadık yarim kara topraktır

 

İşkence yaptıkça bana gülerdi

Bunda yalan yoktur herkes de gördü

Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Havaya bakarsam hava alırım

Toprağa bakarsam dua alırım

Topraktan ayrılsam nerde kalırım

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Bir dileğin varsa iste Allah'tan

Almak için uzak gitme topraktan

Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Hakikat istersen açık bir nokta

Allah kula yakın, kul da Allah'a

Hakkın gizli hazinesi toprakta

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Bütün kusurumu toprak gizliyor

Melhem çalıp yaralarım düzlüyor

Kolun açmış yollarımı gözlüyor

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Her kim ki olursa bu sırra mazhar

Dünyaya bırakır ölmez bir eser

Gün gelir Veysel'i bağrına basar

Benim sadık yarim kara topraktır.

 

Çok Yalvardım Çok Yakardım 

Çok yalvardım çok yakardım

Uyanmadı kara bahtım

Şansım küsmüş etmez yardım

Uyanmadı kara bahtım

 

Uyur uyanmaz ikbalim

Nic olacak benim halim

Boynuna olsun vebalim

Uyanmadı kara bahtım

 

Kader kadere eş oldu

Ağladım gözüm yaş oldu

Uzun boylu savaş oldu

Uyanmadı kara bahtım

 

Tecellim bozuk temelden

Gitti gençlik çıktı elden

Aşka mahkumuz ezelden

Uyanmadı kara bahtım

 

Kısmet beni diyar diyar

Dolandırır bilmem ne var

Veysel oldu candan bizar

Uyanmadı kara bahtım

 

Beni Hor Görme Kardeşim 

Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben sac mıyım

Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım

Kimi molla kimi derviş
Allah bize neler vermiş
Kimi arı çiçek dermiş
Sen balsın da ben cec miyim

Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum

Tabiata Veysel aşık
Topraktan olduk kardaşık
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben bac mıyım.

 

Eğer Görse İdim Göz İle Seni 

Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı

Avlasam çöllerde saz ile seni

Bulunmaz dermanı yoktur ilacı

Vursam yaralasam söz ile seni

 

Kurulma sevdiğim güzelim deyin

Bağlanma karayı alları geyin

Ben bir çoban olsam sen de bir koyun

Seslesem elime tuz ile seni

 

Koyun olsan otlatırdım yaylada

Tellerini yoldurmazdım hoyrada

Balık olsan takla dönsen deryada

Düşürsem toruma bez ile seni

 

Veysel der ismini koymam dilimden

Ayrı düştüm vatanımdan ilimden

Kuş olsan da kurtulmazdın elimden

Eğer görse idim göz ile seni.

bb

Gökyüzü İle İlgili Şiir Örnekleri

 

Gökyüzü İle İlgili Şiir Örnekleri

Gökyüzü ile ilgili farklı şiir örnekler vardır. Gökyüzü benim için özgürlük, rahat nefes alma, yıldızları izleme, mavi renge doymadır. Gökyüzü ile ilgili şairlerimizden örnekler şunlardır:


 Turgut Uyar, Göğe Bakma Durağı

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi aferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım

 

 

Celal Sılay, Mavi Randevu

Mavi bir elbiseyle gelmiştin, gökyüzü maviydi..
Getirdiğin rüzgarla ev kokuyordun..
Kolun koluma değiyordu, omzun omzuma..
Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..

Bin dokuzyüz kırk iki baharıydı
Bahçeli pencereler önünde geziyorduk,
Gözlerimiz buluşuyordu, ürperiyordum
Gökyüzü maviydi, mendilin maviydi

Sıcak nefesin yüzüme değiyordu
‘Evlenebilir miyiz’ diye sormuştum,
Yürüyüşün değişmiş, yüzün pembeleşmişti;
Mavi elbiseler içindeydin, gökyüzü maviydi.

Elini elime verdin, ayrılıyorduk,
Gözlerin gözlerimde, dudakların ıslak,
‘Sık sık konuşalım’ demiştin; gittin..
Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..

 

 

Ahmet Muhip Dıranas, Gökyüzü

Bir güzelim sensin, bir de gökyüzü,
Gerisi denizler ötesi, hepsi.
Gökyüzüyüm gündüzüyle, gecesiyle,
Sen güzelim aşkıyla, neşesiyle
Uyumlu, esgin, el ele, ikiniz,
Mutlarla bezer, gönendirirsiniz
Ömrümü, kıyısında bir akşamın.

Bu kutlu anlarında yaşamamın
Solumayı bile unutuyorum;
Sanki ölümsüzlüğü tutuyorum!
Ya o gökyüzü; öylesine mavi
Üstümüzde, öylesine ebedi
O gökyüzü ve öylesine gerçek;
Büyük, büyük, büyük, kocaman çiçek

 

 

Ahmet Erhan, Gökyüzü Maviliğinden Soyunuyor

Gökyüzü maviliğinden soyunuyor
Gitsem kime, kalsam kimde, nereye kadar?
Sılasızım işte, gurbetim de yok
Adres defterime adlar değil
Yalnızlıklar yazılıyor.

Bir yanda yurdum ve uçurum sözcüklerindeki
O sersemce, o saçma uyak
Demek ki, iki sözcükle de bir şiir yazılıyor
Yüreğimi, yüreğimi bir bıraksam
Dünyanın telaşına katılacak
Yine birileri dağlarda kahraman
Salonlarda mümin oluyor.

Gökyüzü maviliğinden soyunuyor
Akşamdandır diyorlar, dünya hala dönüyorsa
Öyle dalgın, umarsız…
Sorsam neyi, bağırsam kime, beni kim anlar?
Bir kaçık şair diyecekler
Anca yalnız, kanca yalnız…

bb

Merhamet İle Beş Şiir Örneği

 

Merhamet İle Beş Şiir Örneği


Merhametli olmak insan olmanın, kendini insan olarak hissedebilenin en önemli özelliklerinden birisidir. Bir insanda merhamet yoksa ondan her türlü zalimliği bekleyebiliriz. İçinde merhamet olmayan kişi henüz insan-ı kamil olmamıştır. Merhamet ile ilgili şiir örnekleri şunlardır:

1) Merhamet Merhamet

Yaratan, canlara eylemiş ikram,
Lûtfundan kalplere akış merhamet.
Dünyada insana en yüce makam,
Hamlıktan kemâle çıkış merhamet.

Zâlim ekmeğini kana banarken,
Mazlumun ciğeri dâim kanarken,
Beşer zulüm ateşinde yanarken,
Yangınlara serin bir kış merhamet.

Dargınken küsküne atılan adım,
Çaresiz bekleyen muhtaca yardım,
Bazen sevgi olur, tadılır yudum;
Bazen de sımsıcak bakış merhamet.

Söz ve davranışın ziyneti rikkat,
Dertlerin devası sınırsız şefkat,
Sıdk ile yücelir insanlık kat kat,
Ahlâkı süsleyen nakış merhamet.

Kuldur; hata eder, azıtıp şaşar,
Şeytana uyarak, haddini aşar,
Günah çukuruna aldanıp düşer,
Çukurdan mücrimi çekiş merhamet.

Merhamet, âlemi kaplayan güneş,
Merhamet, gönülde sönmeyen ateş,
Zengini fakire eyleyip kardeş,
Hissiyat nurunu yakış merhamet.

Varoğlu, olursan gaflete dûçar,
Unutma fırsatlar çabucak geçer,
Hayatta kalmamak uğruna naçar,
Benlik sarayını yıkış merhamet.

Mehmet Ali Var


 2) Merhamet

Aydınlıkta kaybolmuş merhameti;
Karanlıkta bulamazsın.
İçinde insaniyet yoksa;
Sen merhametli olamazsın.

Merhamet yüreğindeki arşın,
Vicdanlı ol her şeye karşın.
Şefkat göster, namerde,
Merhamet senin hakikatli marşın.

 Umut Erçavuş


 3) Merhamet

Hakk'ın tecellisi, merhamet,
Hislerin alisi, merhamet.

İnsanlık ibresi, merhamet,
Vicdanların sesi, merhamet.

Çocuklara sevgi, merhamet,
Yaşlılara saygı, merhamet.

Sevginin bir eşi, merhamet,
Şefkatin kardeşi, merhamet.

Hastalara dua, merhamet,
Duygulara şua, merhamet.

Kimsesiz kimi, merhamet,
Vicdanlar hakimi, merhamet.

Yetimler babası, merhamet,
Vahşetin tıpası, merhamet.

Hayvanların hakkı, merhamet,
İnsan hayvan farkı, merhamet.

Barışta olmalı, merhamet,
Savaşın kuralı, merhamet.

Etmemişsen biraz, merhamet,
Sana da olunmaz, merhamet...

Ekrem Şama

 

4) Merhamet Eyle

Gözümden yaşım süzülür
Seline merhamet eyle
Vermesem seven üzülür
Gülüne merhamet eyle

Figanı vermiş bülbüle
Onunda çektiği çile
Seherde yalvarır güle
Dalına merhamet eyle

Ayrılık başın belası
Sevdadır aşkın karası
Hasretin uzak arası
Yoluna merhamet eyle

Görmedim yazı baharı
Bağıma eser rüzgarı
Yaprağımı döktü harı
Yeline merhamet eyle

Sevgidir aşkın turası
Elinde sevda asası
Mecnunun Leyla sevdası
Çölüne merhamet eyle

Sevda dağ başında kardır
Derde derman olan yardır
Uğruna bir yanan vardır
Külüne merhamet eyle

Tuncay’ın tekdir niyeti
Kara yerdir akıbeti
Allah’ım koru milleti
Kuluna merhamet eyle

Tuncay Akdeniz

 

5) Merhamet

 Allah merhamet edenlere merhamet eder
Sen bütün canlılara karşı merhametli ol,
Allah merhamet edenlere merhamet eder.
Budur Yüce Allah'ın bize emrettiği yol,
Allah merhamet edenlere merhamet eder.

Merhamet olmayan kimseyi Rabbimiz dışlar,
Merhametsiz kul zulüm yapar kul hakkı işler.
Merhamet Yaradan'a iman etmekle başlar,
Allah merhamet edenlere merhamet eder.

İyiliğin değerini müslümanlar bilir,
İyilik yapan kullar elbet iyilik bulur.
Merhamet sahibinin gönlü yumuşak olur,
Allah merhamet edenlere merhamet eder.

Merhametli olan insanların yüzü aktır,
Merhameti olmayanlara cehennem haktır.
Merhametsiz kul Allah inancından uzaktır,
Allah merhamet edenlere merhamet eder.

Yusuf yanar isen Allah'ın aşkıyla yanın,
Her daim Yüce Yaradan'ın adını anın.
Bilhassa insanlara merhametli davranın,
Allah merhamet edenlere merhamet eder.

Yusuf Tuna

bb

Ölüm Temalı 5 Tane Şiir Örneği

 

  Ölüm Temalı  5 Tane Şiir Örneği


Her canlı ölümü tadacaktır ve ölüm kaçınılmazdır. Ölüm ile ilgili derlediğimiz beş tane şiir örnekleri şunlardır:

 

1)

Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler

Yunus derki gör taktirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler

Yunus Emre


2)

 Özgürlük kitabının
sayfaları arasına
cellatların kurduğu
darağacındaki ip
yarım kalan
sayfayı gösteriyor
okumaya devam edecek
nice insana
Evlilik fotoğraflarının yırtılarak
kırılan çerçevelerin
sokağa atılan
tahtalarıyla çakılıyor
çocuk tabutları
Hiçbir genç kız
taşımıyor kolyesinde
sevgilisinin fotoğrafını
ama ölüm
sayfaları oyulmuş
bir aşk romanının
içine gizliyor
tabancasını...

Sunay Akın

3)

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Garip bir yolculuk, tren ve geyve
Bir hançer bölüyor, ah... rüyalar
Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve..


Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Gece kar yağacak sabaha kadar
Toprakta et, kemik çatırtıları...
Yarı ölüleri bir korku tutar,

Değince bir taşa kafa tasları,
- Ölüler ki yalnız tırnakları var,
Ve yalnız burkulmuş diz kapakları...


Bir lamba yanıyor hafif ve sarı,
Esmer delikanlı, hatıra ve kan.
Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları,
Sızıyor bir kapı aralığından,
Lambalar yanıyor hafif ve sarı


Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Açıyor elini göğe bir kadın
Uzuyor, uzuyor altın saçları
Uğrunda ölünen güzel kızların

Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Çocuklara açar mağaraları
Güngörmemiş kuşlar ve örümcekler
İlân-ı aşktan dil balıkları
Aşina suları çabuk terkeder.

Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Bakıyor ateşe, küle böcekler.
Köpekler parçalar kanaryaları
Mektupları bir boz ağaç kurdu yer
Baykuşlar ötüyor harabelerde
Yanıyor lambalar hafif ve sarı


Bir kaza kurşunudur her yerde
Süvarisiz şaha kalkan atları
Bir ruhun ışığı vardır göklerde
Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Ötüyor baykuşlar harabelerde.


Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer
Bekledi arzuyla karanlıkları
Anneler, babalar, erkek kardeşler:
Tâ içinden duyar ani bir ağrı
Bir hüzün şarkısı tutturur gider
Anneler, babalar, erkek kardeşler...


Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Her yatak dopdolu, bir yatak bomboş
Bir neşe şarkısı tutturur gider
Birinci, ikinci, üçüncü sarhoş
Kurşunlar sıkılır göklere doğru
Serçe yavruları havada titrer
Lambalar yanıyor hafif ve sarı...

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
İnce yelkenleri alıyor yeller
Titretir kalpleri ve bayrakları
Gemiden toprağa uzanan eller...

Lambalar yanıyor hafif ve sarı
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gizli hazineler, su yılanları...
İnce yelkenleri alıyor yeller
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı


Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Beyaz pelerinli hür tayfaları
Kendine bağlar siyah kediler
Titriyor gönüller ve kara bayrak
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gemiden toprağa uzanan eller
Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı
Garip bir yolculuk, tren ve geyve
Bir hançer bölüyor, ah... rüyaları:
Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve...

Sezai Karakoç

 

4)

Tüm gelecek ve bana senin gözlerinle bakacak-
eski bir vicdan azabı
yahut saçma bir günah gibi
sabahtan akşama dek
uykusuz, donuk, bizi izleyen ölüm.
Gözlerin dilsiz bir çığlık,
boş bir söz olacak, beyhude bir sessizlik.
Bu yüzdendir her sabah
kendi gözlerini görmen yalnız
aynaya bakındığında ve o gün, ah,
değerli umut, biz de öğreneceğiz
hayat ve hiç olduğunu senin.
Ölümün bir bakışı vardır hepimiz için.

Ölüm gelecek ve bana senin gözlerinle bakacak.
Bu, bitirmeye benzeyecek bir günahı,
aynada yeniden beliren bir ölü yüzü
görmeye benzeyecek,
dinlemeye benzeyecek suskun bir dudağı,
Dilsiz düşeceğiz ortasına burgacın.

Çeviri: Osman Tuğlu

 Cesare  Pavese

 

5)

Zaten hayalet olan
Gölge yazar Oğuz’un ölümü de
Herhalde kendinden rivayet

Oğuz’un cenazesi mi
Hayret!

Hem o hiç uyumaz ki
Belki de ilk kez oradan
Kendi kendini Türkçeye çevirecek
Yeni dikilmiş bir kalem selviyle
Ya da en eski daktilosuyla gecenin
Yıldızları tuş.

Can Yücel

bb

Bir Köy Öğretmeni Olan Şefik Sınığ’ın Son Sözleri Olan Dünyanın Bütün Çiçekleri Adlı Şiiri Defterinize Yazınız.


Bir Köy Öğretmeni Olan Şefik Sınığ’ın Son Sözleri Olan Dünyanın Bütün Çiçekleri Adlı Şiiri Defterinize Yazınız.


Şiir çok anlamlı ve bir öğretmenin öğrencilerine olan sevgisini anlatan duygu yüklü bir şiirdir. Okul duvarının üstüne yıkılması ile hayatını kaybeden köy öğretmeninin hikayesini duyan ve son sözlerini duyan şairimiz Ceyhun Kansu bu sözleri şiire dökmüş ve ortaya mükemmel bir şiir çıkmıştır.

Şiir şu şekildedir:


Dünyanın Bütün Çiçekleri

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

Bütün çiçekleri getirin buraya,

Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,

Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer

Bütün köy çocuklarını getirin buraya,

Son bir ders vereceğim onlara,

Son şarkımı söyleyeceğim,

Getirin getirin…ve sonra öleceğim.


Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,

Kaderleri bana benzeyen,

Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,

Geniş ovalarda kaybolur kokuları…

Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,

Hepinizi hepinizi istiyorum, gelin görün beni,

Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.


Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini

Bacımın suladığı fesleğenleri,

Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,

Avluların pembe entarili hatmisini,

Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın.

Aman Isparta güllerini de unutmayın

Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.

Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.


Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.

Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,

Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,

Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,

Ne güller fışkırır çilelerimden,

Kandır, hayattır, emektir, benim güllerim,

Korkmadım, korkmuyorum ölümden,

Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.


Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Baharda Polatlı kırlarında açan,

Güz geldi mi Kopdağına göçen,

Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen.

Muş ovasından, Ağrı eteğinden,

Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden

Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,

Eğin türkülerinin içine gömün beni.


Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

En güzellerini saymadım çiçeklerin,

Çocukları, öğrencilerimi istiyorum.

Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,

Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,

O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.

Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,

Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.


Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,

Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum.

Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,

Tarümar olmasın istiyorum, perişan olmasın,

Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,

Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,

Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.


Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Okulun duvarı çöktü altında kaldım,

Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,

Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,

Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,

Yurdumun çiçeklenmesi için daima, yaşadım,

Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.

Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,

Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.


Ceyhun Atuf Kansu

bb

Cahit Sıtkı Tarancı’nın 35 Yaş Şiirini Defterinize Yazınız.

 Cahit Sıtkı Tarancı’nın 35 Yaş Şiirini Defterinize Yazınız.


Şairin 35 yaş adlı şiiri çok anlamlı bir şiirdir. Ayrıca insanlara bu dünyanın geçici olduğunu ve herkesin bu dünyadan bir gün ayrılacağını anlatan şiirdir.

Şiir şu şekildedir:

35 Yaş

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.

 

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?

Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden böyle düşman görünürsünüz,

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

 

Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim.

Nerde o günler, o şevk, o heyecan?

Bu güler yüzlü adam ben değilim;

Yalandır kaygısız olduğum yalan.


 

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız,

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;

Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

 

Gökyüzünün başka rengi de varmış!

Geç farkettim taşın sert olduğunu.

Su insanı boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,

İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

 

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!

Her yıl biraz daha benimsediğim.

Ne dönüp duruyor havada kuşlar?

Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?

Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

 

Neylersin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak.

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.

bb

Memleket Konulu Bir Şiir Ezberleyiniz

 

Memleket Konulu Bir Şiir Ezberleyiniz

Memleket konulu çok sayıda şiir vardır. Memleket sevgisi, memlekete özlemi, memleket sevdası kişiyi hüzünlendirir, kişiyi anılarına götürür ve  kişide daha birçok duyguların gelişmesini sağlar.

Yurdum Benim Şahdamarım ( Ahmet Arif)

Engereğin dişlerine işledim,

Ağu dişlerine

Oluklu, çentik…

Ve vurgun,

Gözleri bir çift cehennem

Burnuna kan tütmüş

Pars bıyığına…

Dağın pulat yüreğine işledim,

Şimşeğin masmavi usturasına

Sevdanı usul-usul

Sevdanı mısra-mısra

Lo ben seni hapislerde sevmişim,

Ben seni sürgünlerde.

Yurdum benim şahdamarım…

Yücende buzul

Ve kar,

Maviş dağ tavşanları

Gün vuranda alaran

Zemheri yılanları

Ve yakut bir hışımla

Öyle çakılan

Sonsuzluğun yakışığı kartallar.

Başım gözüm üstünesin

Suskum, avazım üstüne…

Adından başka silah

Yazgından başka günah

Daha yazmamış

Hiçbir gizli dosyada

Hiçbir açık kitapta.

Peşinde azgınları

Kanlı paranın

Yani Doların itleri,

Altın, Sterlin kurtları

Ve petrol Nemrutları

Ve kurşun Yezitleri…


 

Memleketimi Seviyorum ( Nazım Hikmet)

Memleketimi seviyorum:

Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım.

Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı

memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.

Memleketim:

Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,

kurşun kubbeler ve fabrika bacaları

benim o kendi kendinden bile gizleyerek

sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

Memleketim.

Memleketim ne kadar geniş:

dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana.

Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.

Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum

ve güneye

pamuk işleyenlere gitmek için

Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye

utanıyorum.

Memleketim:

develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler,

kavak

söğüt

ve kırmızı toprak.

Memleketim.

Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven

alabalık

ve onun yarım kiloluğu

pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla

Bolu’nun Abant gölünde yüzer.

Memleketim:

Ankara ovasında keçiler:

kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması.

Yağlı, ağır fındığı Giresun’un.

Al yanakları mis gibi kokan Amasya elması,

zeytin

incir

kavun

ve renk renk

salkım salkım üzümler

ve sonra karasaban

ve sonra kara sığır

ve sonra: ileri, güzel, iyi

her şeyi

hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır,

çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım

yarı aç, yarı tok

yarı esir…

 

 

Memleket İsterim (Cahit Sıtkı Tarancı)

Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikayet ölümden olsun.

 

bb

23 Nisan İle İlgili Şiir Örnekleri

 23 Nisan İle İlgili Şiir Örnekleri


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı çocukların çok mutlu olduğu bir gündür. Bugün hem Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış, Atatürk bu günü aynı zamanda çocuklara bayram olarak hediye etmiştir.

23 Nisan ile ilgili şiir örnekleri şunlardır:

1) 23 NİSAN
Vatan tehlikedeydi, Atatürk karar verdi:
Vatanı kurtaracak yine millettir dedi.
Ankara'da bir meclis toplayıp kurmak için
Günlerce, haftalarca çalıştı için için.

İşte bugün kuruldu Büyük Millet Meclisi.
Ankara'dan yükseldi milletin gür sesi.
Çocuklar, tarihten bir altın yapraktır bugün.
Gönlümüzde kalmasın artık, ne gam ne hüzün.

Çocuklar bayram yapın, sevinin ve haykırın.
Engel denen her şeyi gücünüzle siz kırın.
Çocuklar biliniz ki siz koca bir cihansınız.
Vatanın her yerinden fışkıran volkansınız.
Doğan güneş sizindir, yıldızla ay sizindir.
(Artık özgürlük sizin, gelecek sizindir.)

Ey gün yüzlü çocuklar!
( "Çalışın, öğünün ve kendinize güvenin.")
Hayatta durak yoktur; daima ileri!
Coşkun bir rüzgâr gibi ufukları aşın.

Göğsünüz kanasa da akmasın göz yaşınız.
(Okulda, derste ,sırada çalış azimle, hırsla.)
Temiz olsun kalbiniz, aydın olsun kafanız.
Şen olsun, kutlu olsun bayramınız.

Uluğ TURANLIOĞLU

 

2) 23 NİSAN ŞİİRİ-2
Vatan ufuklarında esiyordu korkunç yel,
Her kalp keder içinde, bütün gönüller kıştı.
Biz yeryüzünde yokken, bundan yıllarca evvel,
Bu cennet yurdu, kara bir sis sarmıştı.

Bir mucize ansızın bir gün dağıttı sisi,
Ufuklara nur saçan eşsiz meş'ale yandı.
Yurdu kurtarmak için Büyük Millet Meclisi,
Tam seksen bir yıl evvel Ankara'da toplandı.

Zafer peşinde koştuk, geride bıraktık dünü.
Hakkı gerçek bilerek her zaman ona taptık.
Yurdumuzu kurtaran bu en mukaddes günü,
Kendi günümüz saydık, çocuk bayramı yaptık.

Bu ne biçim bir sevinç, bu ne doyulmaz bir haz,
İçimizde yüzyılı gün yapacak bir hız var.
Bugün neşe içinde coşsak, taşsak yine az,
Çünkü bir gün içinde iki bayramımız var.

Hep el ele vererek bu sevinci yayalım,
Kalmamalı en ufak bir tasamız,
Bugün sevinç içinde koşalım, oynamayalım,
Bu bizim günümüzdür, bu bizim bayramımız.

Ferit Rakıp TUNGOR

 

 

3) 23 Nisan

Egemenlik bizimdir,

Düğün şenlik bizimdir,

Bu esenlik bizimdir,

Geldi 23 Nisan

Coşalım, sevinelim,

Süslenip giyinelim,

Coşkuyla övünelim,

Geldi 23 Nisan

Bayrakları alalım,

Alanlara dalalım,

Hepimiz bir olalım,

Geldi 23 Nisan.

Hadi BESLEYİCİ

 

 

4) 23 Nisan…
Yurdu koruyan,
Yarını kuran,
Sen ol çocuğum.
Eskiyi unut,
Yeni yolu tut,
Türklüğe umut,
Sen ol çocuğum.
Bizi kurtaran,
Öndere inan,
Sözünü tutan,
Sen ol çocuğum.
Küçüksün bugün,
Yarın büyürsün
Her işte üstün
Sen ol çocuğum.
Çalışıp öğren,
Her şeyi bilen
Yurduna güven
Sen ol çocuğum.

Hasan Ali YÜCEL

 

 

5) 23 NİSAN

Bugün sen de bayrağım,
Daha şanlı dalgalan.
Bugün büyük bayramım
Bugün 23 Nisan.
Bugün başta talihim
Ve milletim uyandı
Ankara'nın bağrında
Bir sönmez ateş yandı.
Aydınlattı yurdumu
Dağıldı alev alev
Bugün kalktı ayağa
Uyuklayan koca dev.
Bugün bana Ata'mdan
En büyük bir armağan.
Bugün büyük bayramım
Bugün 23 Nisan…

İ.Hakkı TALAS

bb

Azerbaycan-Türkiye Şiirinin Sizde Uyandırdırdığı Duygulardan Hareketle Defterinize Bir Şiir Yazınız. Yazdığınız Şiire Uygun Bir Başlık Koyunuz.


Azerbaycan-Türkiye Şiirinin  Sizde Uyandırdırdığı Duygulardan Hareketle  Defterinize Bir Şiir Yazınız. Yazdığınız Şiire Uygun  Bir Başlık Koyunuz.

AZERBAYCAN-  TÜRKİYE
Bir ananın iki oğlu,
Bir amalın iki qolu.
O da ulu, bu da ulu
Azərbaycan - Türkiyə .

Dinimiz bir, dilimiz bir,
Ayımız bir, ilimiz bir,
Eşqimiz bir, yolumuz bir
Azərbaycan - Türkiyə .

Bir millə tik, iki dövlə t
Eyni arzu, eyni niyyə t.
Hə r ikisi cümhuriyyə t
Azərbaycan-Türkiyə .

Birdir bizim hə r halımız—
Sevincimiz - mə lalımız.
Bayraqlarda hilalımız
Azə rbaycan - Türkiyə .

Ana yurdda - yuva qurdum,
Ata yurda könül verdim.
Ana yurdum, ata yurdum
Azə rbaycan - Türkiyə .

Benim  bu şiirden  esinlenip yazdığım şiirim de şudur:

KARDEŞ  ÜLKE  AZERBAYCAN
Aynı milletten olan iki yoldaşız
Aynı amaçlar için mücadele eden iki candaşız
O da büyük , biz de büyük
Kardeş ülkem Azerbaycan, benim ülkem Türkiye’m.

Aynı dili konuşuruz,  sevgi ile bakışırız.
Bizi en iyi anlayan sizsiniz deriz.
Aynı inanca sahip oluruz, Yüce Mevlam’a sığınırız.
Bizim  can dostumuz Azerbaycan, benim can ülkem Türkiyem.

 Her ikimizde Cumhuriyet ile yönetiliriz
Her türlü darbeye karşı koyarız
Halkın egemenliğine sahip çıkarız
İki dost iki ülke Azerbaycan- Türkiye

 Aynı bayrağın  bağımlısıyız
Aynı ruhun , aynı geçmişin evlatlarıyız
Hayallerimiz, dileklerimizi ortak yaşarız
Canım  ülkem Türkiye’m, kardeş ülkem Azerbaycan’ım

Ana yurdum Türkiyem
Ata yurdum Azerbaycanım
Ana yurtta   her yere adını verdiğim
Can dostum Azerbaycan, can ülkem Türkiye’m.



bb