Kol düğmeleri geçmişi 17. Yüzyıla dayanan bir alışkanlıktır. Kol düğmesi takmak itibarın, saygınlığın ve soyluluğun bir ifadesi olarak görülmektedir. Genellikle takım elbise ve smokin gibi resmi kıyafetlerde kullanılmakla birlikte zaman zaman spor kıyafetlerde de tercih edenlere rastlanmaktadır.
17.yüzyıl Avrupa’sından fotoğraflar gözümüzün önüne geldiğinde kol çevresi dantelli ve fırfırlı erkek gömlekleri gözümüzün önüne gelir. İşte bu dönemde gömleklerin kollarını bir arada tutmak için başlangıçta ip ve kurdelalar daha sonraları ise uçları altın ve gümüşten düğmeler olan zincirler kullanılmaya başlanmıştır. Bu zincirler kol düğmelerinin ilk şeklidir diyebiliriz. 17. Yüzyılın sonlarında zincirlerin yerini kıymetli taşlardan yapılmış düğmeler almaya başladı. Kol düğmelerinin bir soyluluk ifade kazanmasında bu değerli taşlarla yapılmış olmalarının önemli bir etkisi vardır. Çünkü sadece belli bir sınıfın özel olarak yaptırabildiği düğmelerdi. 19. Yüzyıl sanayi devrimi ile birlikte fabrikalaşma ve seri üretim kavramları ortaya çıktı. Bu durum kol düğmeleri için de yeni bir dönem başlangıcı anlamına geliyordu. Bu dönemde George Krementz adlı bir girişimci icat ettiği makine ile kol düğmelerinin seri üretimini gerçekleştirdi ve bu sayede maliyetlerin düşmesi ile kol düğmeleri geniş halk kitleleri tarafından kullanılmaya başladı. Aynı dönemde günümüzde Fransız manşet adı verilen çift manşetli gömleklerin ortaya çıkması kol düğmelerine olan ilgiyi bir kat daha artırdı.
20 yüzyıl kol düğmelerinin popüleritesini kaybettiği bir yüzyıl oldu. Çünkü bu donemde günümüzde de hemen herkesin tercih ettiği kendinden düğmeli manşetler ortaya çıktı. Artık kol düğmeleri meraklıları tarafından tercih edilen yaygın olmayan bir alışkanlık halinde devam etmektedir.
