Zülfü
Livaneli’nin Sevdalım Hayat Kitabında Geçen Özlü Sözler
Zülfü Livaneli bu kitapta kendi
siyasi yaşamını anlatmıştır ve bu süreçte ne zorluklar yaşadığına değinmiştir.
Livaneli’yi tanımak isteyenler bu kitabı okuyarak onun hakkında daha iyi bilgi
edinebilirler.
Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:
“Şiddeti içselleştiren insanları
anlamıyorum. Bana göre her normal insan, şiddet karşısında bir tepki
vermeli. Acaba yerel kültür ve gelenek, şiddete karşı bir bağışıklık mı
sağlıyor?”
Sanatta ve yaşamda alçakgönüllülük
kadar büyük bir erdem yok!
"Dünyayı güzellik kurtaracak,
bir insanı sevmekle başlayacak her şey."
“Hiçbir ideoloji, bir toplumda
mevcut olan ilkellik ve şiddeti ortadan kaldırmazdı. Her toplum kendi düzeyine
göre algılayacaktı ideolojiyi. İdeoloji ülkenin temel karakteristiğini
değiştirmiyor, tam tersine ülke ideolojiyi kendine uyarlıyordu.”
“Biliyorsunuz, bizde iftira,
kökleri geleneğimizde bulunan ciddi ve öldürücü bir silahtır. Köylerde,
kasabalarda, kentlerde herkes birbirine iftira atar. Böyle bir yaşama gözünü
açtığı için, bu durumu yadırgamaz bile. Çünkü hayat böyledir.”
“Batı'yı giysilerle , yaşam
biçimiyle taklit ederek Batılı olunamayacağını kavrayamamış mıydık acaba ?”
“Nazım ve Mustafa Kemal. Bu iki
Selanikliye karşı her zaman sevgiyle karışık bir şefkat hissi oluştu içimde.
Biri dünya çapında bir şair, öteki devlet başkanı. Ama ikisinde de bir yalnızlık,
bir hüzün, anlaşılamamanın getirdiği bir yürek kırgınlığı seziyorum ben.”
“Milliyetçilik ve din kisvesine
bürünmüş kişiler örgütlenerek ülkeyi soydu, çok büyük güç ve para sahibi
oldular, eline kan bulaşmış katiller siyasette yüksek mevkilere tırmandılar,
saygı gördüler; kısacası Türkiye iyi evlatlarını boğan, kötüleri ise
ödüllendiren bir ülke olarak bugünlere kadar geldi.”
"En iyi yaşam biçiminin,
düşman yaratmadan yaşamak olduğunu öğrendim. Sonunda onlarla baş
edebiliyorsunuz ama ömrünüz paçalarınıza dolananları kovalamakla geçiyor. Büyük
sanatçıların sadece kendi yaratısıyla uğraştığını, kimseyi kıskanmadığını
gördüm. Sonunda "ben" dediğim varlığın, kozmik sonsuzlukta bir an
yanıp sönen bir ateşböceği bile olmadığını öğrendim."
“Çünkü baskı baskıdır , zulüm
zulümdür ve bunun ideolojik ayrımı yapılamaz.”
“Dünyaya gelmek ve var olmak bir
mucizedir ama insanların çoğu bunu düşünmez. Dünyaya gelmiş olmalarını ve var
oluşlarını çok doğal karşılar ve bunun sayılamayacak kadar çok parametrenin
kesişmesiyle oluştuğunu akıllarına getirmezler.”
“En güzel düşüncenin bile siyaset alanına girdiği zaman çürüdüğünü, siyasetin bütün kavramları daralttığını ve yozlaştırdığını öğrendim.”
Aile içinde kimse birbirini "dindar", "dinsiz" diye ayırmıyordu çünkü herkes dindardı. Ayrım sonradan yapıldı ve Türkiye neredeyse dindarlar ve dinsizler diye ikiye bölünecek duruma getirildi.
bb