Pal Sokağı
Çocukları Kitabında Geçen Alıntılar
Pal Sokağı Çocukları kitabı itap, 20.
yüzyılın başında hızla gelişen Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de, oyun
sahalarını zengin çocuklardan korumaya çalışan yoksul bir grup çocuğun
mücadelesini anlatmaktadır.
Kitapta geçen alıntılar şunlardır:
“Beni dışlayabilirsiniz, ama
yüreğimde olanları değiştiremezsiniz.”
“Kölesi olduğumuz şu hayat neyin
nesiydi böyle?”
Büyük savaşlara tanıklık eden
gerçek savaş muhabirleri, çarpışmaların kaybedilmesinde kargaşanın büyük rol
oynadığını söylerler. Savaş komutanları yüzlerce toptan, kargaşadan korktukları
kadar korkmazlar. Çünkü tedirginlik ve panikle başlayan dağınıklık, kısa sürede
her şeyi altüst eden bir kargaşaya dönüşebilir. “Gerçekten, şu yaşam nasıl bir
şey ki hepimiz onun, durmadan savaşan, bazen üzüntülü, bazen neşeli
hizmetçileriyiz.”
"İnsanlar arasında genellikle
en budala kişi aynı zamanda en geveze de olduğundan, en çok onun sesi
duyuluyordu."
"Hayatta tesadüflerin önemli
yeri vardır."
“Dargınlıkla, küskünlükle savaşa
gidilir mi? Bu savaşı ancak birbirimizle çok iyi dost olursak kazanabiliriz!”
“Oyun ya da ciddi mücadele ",
"dostluk ya da ihanet", " birbirine kenetlenme ya da gruplara
bölünme", " her şeye rağmen var olma ya da sevdiği şeyler uğruna
ölümü göze alma", " tek başına kalma ya da bir gruba ait olma"
ikiliklerinin çocukların dünyasında da yaşanabileceğini gösteriyor.”
“Arsamız! Orası gerçek bir
imparatorluk! Siz bunun ne olduğunu bilemezsiniz! Siz hiç vatanınız için
savaşmadınız ki! Nereden bileceksiniz?”
“Adımı küçük harflerle yazdılar...
Adımı küçük harflerle yazdılar... Benim dürüst, onurlu adımı küçük harflerle
yazdılar.”
“And içeriz ki, bir daha asla esir
halk olmayacağız!”
“Ama ihanet eden bu tür sonuçları
hesaba katmalıydı. Doğru şeyler söylese bile her zaman kontrol edilecekti.”
“Hayata dair, hani içinde hepimizin
bazen kederli, bazen neşeli köleler olduğumuz hayata dair, bazı gerçekleri
kavramaya başladığını hissediyordu.”
“Ülkemiz büyük bir tehlike karşısında
bulunuyor; cesur olmazsak bütün toprağı elimizden alırlar!”
“Ama çocukların çoğunluğu emir
almak değil, emir vermekten hoşlanırdı. İnsanlar sonuçta böyleydi.”
“Arkadaşlarımın düşmanlarıyla ittifak kurmaktansa, bir yıl bu soğuk suyun içinde kalmaya razıyım ben!”
bb