Momo Kitabında Geçen Alıntılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Momo Kitabında Geçen Alıntılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Momo Kitabında Geçen Alıntılar

 

Momo Kitabında Geçen Alıntılar

 

Momo, büyük bir kentin ortasında yer alan amfi tiyatro kalıntıları içinde, yıkık bir kulübede yaşayan kimsesiz bir kız çocuğudur. Bu küçük kızın nereden geldiğini ve ailesi hakkında kitapta herhangi bir bilgi verilmemiştir. Momo hikaye kitabı boyunca, arkadaşları ile birlikte yaşadığı yerde, başına gelen olayları okuruz ve kitap bizi başka bir dünyaya götürür. Arkadaşlarının kimi çok iyi şiir okuyordur, kimi çok iyi rol yapıyordur vb. İnsanlar zamanla yarışır, daha çok çalışmak isterler ve daha çok kazanmak isterler ama kaliteli zaman geçirmeyi ve samimi ilişkiler kurmayı unuturlar. Çocukların bir solukta okuyacağı ve zevk alacağı bir kitaptır.


Momo Kitabında Geçen Alıntılar şunlardır:

“Yalnız geçirdiğin saatlerden sana ne kaldı? Seni ezen bir lanet, seni patlatan bir sıkıntı, seni boğan bir deniz, seni kahreden bir keder. Bütün insanlardan soyutlandın.”

“Zaman tasarruf edeyim derken aslında başka şeylerden tasarruf ettiğinin kimse farkında değildi. Yaşamlarının gittikçe daha zavallı, daha tekdüze ve daha soğuk geçtiğini kavramak istemiyorlardı... Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe, zaman azalıyordu.”


"Günün birinde insanın canı hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez ve kurur gider. Üstelik bu isteksizlik geçici değildir, hatta giderek de artar. Günden güne, haftadan haftaya daha kötü olur. İnsan kendinden hoşlanmaz, sanki içi bomboştur ve dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz ve hiçbir şey hissetmez olur."

“Dünyadaki bütün anlaşmazlıklar kasıtlı ya da kasıtsız, aceleye getirilerek söylenmiş birtakım yalan yanlış sözlerden kaynaklanıyordu.”

“Zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.”

“Momo'nun hiç kimsenin yapamayacağı şekilde başardığı şey dinlemekti. Belki şimdi pek çok kimse, bu da bir şey mi herkes dinlemesini bilir, diyecektir. Oysa hiç de öyle değil. Çok az insan gerçekten iyi bir dinleyicidir.”


"Çok az insan gerçekten iyi bir dinleyicidir."

“Nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör bir insan için gökkuşağının renkleri, sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürek ve algılanmayan zamanda öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.”

"Dünyayı, artık kendileri gibilere yer kalmayacak hale yine kendileri getirdiler."

“Bir insanın çok dostu olabilir ama insan, onların içinden bazılarını kendine daha yakın bulur ve onları daha çok sever.”

“Momo karşısındakileri, aptal insanların bile aklına parlak düşünceler getirtecek şekilde dinlerdi.”


"Bir de bakarsın ki adım adım bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan."

 "Bazen öyle anlar olur ki hiçbir şeyin değeri kalmaz. Bu duyguyu herkes bilir."

“Başkalarıyla paylaşılmayan zenginlikler insanı mahvediyordu.”

bb