Kelebeğin Döngüsü Kitabında Geçen Alıntılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kelebeğin Döngüsü Kitabında Geçen Alıntılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kelebeğin Döngüsü Kitabında Geçen Alıntılar

 

Kelebeğin Döngüsü Kitabında Geçen Alıntılar

 Kelebeğin Döngüsü adlı kitapta; Baksel; New York’ta eşiyle birlikte yaşayan güzel ve güçlü bir kadındır. Baksel bir doktordur , sonunda hayalleri olan mesleğine kavuşmuştu. Zorlu yolları aşmıştı. Bir gün yakın zamanda onu ziyarete gelecek olan hastasının da isminin Baksel  Egeli olduğunu  öğrenir ve annesi ile babasının mesleklerinin aynı olduğunu öğrenmiştir. Böyle bir tesadüf, onun şaşırmasına ve elinin ayağına karışmasına neden olur.  Baksel’e babasının bıraktığı emanetle başlayan bu yolculukta ; konuşurken çekinilen , zor ve baskılı günlerin üzerindeki tozlar kalkacaktı ve Baksel artık araştıracaktı. En önemlisi de sorgulayacaktı. Kendisi, ailesi, ülkesi ve geçmişi ile yüzleşen, hayallerini bir ucundan yakalayıp onlara sıkı sıkı sarılan güzel, cesur bir kadın... İnsan olma onurundan vazgeçmeyenlerin ortak geçmişini anlatan bir kitaptır. Okunması gereken güzel bir kitaptır. 


 Kelebeğin Döngüsü adlı kitapta geçen alıntıla şunlardır:

“Yazmak bir zaman makinesi gibi; yeri geldiğinde zamanı geriye sarmal, kimi zaman ileri almak, kimi zaman da bir fotoğraf karesi gibi dondurmaktı.”

“Dönüm noktaları vardır hayatta. Yıllardır düşündüğünüz cevabını bulamadığınız bilmecelerinizin yanıtlarını, birdenbire karşılaştığınız bir durumla ya da olayla, sanki evren size gizli mesajını veriyormuş gibi hisseder ve işte dersiniz! Bilmecenin cevabı burada saklı.”


“İnsan kelimesinin kökeninde “unutan” anlamı varmış. Belki de tekrar tekrar dünyaya geliyoruz ve yeniden acılar çekmeye başlayacak bir insan olmanın sancısını azaltmak için önceki hayatlarımızı unutuyoruz .Yoksa insan nasıl olurduk.”

“Yazmak dokunmaktı hayata. Üstünü örtmeye çalıştığım duygularıma , geçen zamana , geçmez yaralarıma yerli yersiz dokunmaktı. Kendimle ,geçmişimle , hatta ülkemle barışmaktı.”

““Barışmak için yol yoktur. Barışın kendisi yoldur.”

“İnsan büyüdüğünü nereden anlardı ? Boyunun uzamasından mı ? Kilosunun artmasından mı ? Göğüslerinin çıkmasından mı ? Yoksa ; yüzünün daha az gülmesinden ,artık eskisi gibi oyun oynayamamasından , bazen yere düştüğünde çocukluğundaki gibi hıçkıra hıçkıra ağlayamamasından mı?”


“Şimdi daha iyi anlıyorum bazen kötülüğün yarattığı etkinin şiddetini kontrol etmenin ne denli zor olduğunu.”

“Amaç da buydu. Farklı düşüncelerin önünün kesilmesi , kimsenin fazla düşünmemesi , yorum yapmaması , öğretmen ders anlatırken sınıftan hiçbir ses çıkmamasıydı.”

bb