Gülseren
Budayıcıoğlu’nun “Günahın Üç Rengi” Kitabında Geçen Özlü Sözler
Kitapta geçen özlü sözler şunlardır.
“Yaralayanlar ise genellikle
yaraları en derin olanlardır. Bu zincir eğer bir yerlerinden kırılmazsa
kuşaklar boyu sürüp gider.”
“Eşitliğe, adalete alışkın değil
kadınlar.. Bunun suçunu biz erkeklerde arıyorlar ama bence adil olmayan onlar.
Sanki beyinleri programlanmış hepsinin, erkeğin üstünlüğünü taa derinlerde bir
yerde kabul etmişler, bize asla eşiti gibi davranmıyorlar.”
“Müzik, sözcüklerin ifade
edebileceğinin, hissettirebileceğinin çok ötesinde şeyler hissettirir insana.”
“Marifet insanları küstürmemekte,
kendi gözlerinden yine kendilerini düşürmemektedir.”
“Hayat, okullarda öğrenilmiyor.
Hayatı bize, raflarda dizi dizi duran kitaplar ama daha çok da hayatın kendisi
öğretiyor.”
“Cesaret bence korkudan
korkmamaktır. Korkularımıza yenilip hedefimizden vazgeçmemektir.”
“Merhamet insana en çok yakışan
duygulardan biridir.”
“Bir insan, ancak kendi kendini
bağışlayabilirse kötülükten kurtulabilir.”
“Benim sevginin her çeşidine
saygım sonsuzdur. Sen de bir sevgi yağmuruna yakalanmışsın. İşte şimdi dinmiş
yağmur. Sevgi insanları kirletmez.”
“Bir insan eğer kendine değer
vermiyorsa, onun için dünyada değerli hiçbir şey yoktur.”
“İyilik de kötülük de bulaşıcıdır,
devamlılık gösterir. Kötülerin içinde iyi olmak kadar, iyilerin içinde kötü
olmak da zordur.”
“Geçmişi düşünmek, düşündüğünüz şey
çok eğlenceli bile olsa insanda buruk bir hüzün yaratıyor. Çünkü onlar geçmiş
bitmiş. Size ait olsa da artık asla ulaşamayacağınız bir parçanız olmuş “
“Hayat öyle veya böyle herkesi
değiştiriyor. Kimse doğduğu günkü gibi ak pak kalamıyor. “
“İnsan ruhu yalnızlığı sevmez.
Yasalar bile insana en ağır cezayı onu hücreye kapatıp yalnız bırakarak
verirler. Siz yıllardır sanki hücre cezası çeken bir mahkûm gibi, yalnız
yaşamışsınız. Sevmeyi de sevilmeyi de unutmuşsunuz.”
“Duyguları güçlü, iç dünyaları
zengin ve zeki insanlar sever şiiri.”
“Bazen bir kişiyi kurtarmak , bütün
dünyayı kurtarmak gibidir.”
“Hepimiz kendi dünyalarımızın
hapishanesinde, vazgeçemediğimiz düşünce ve duygularımızla âdeta tutsaklığımızı
yaşarız. Arzularımız, beklentilerimiz, korkularımız ve düşünce tarzımızdan
kaynaklanan ıstıraplar kol gezer bu hapishanede.”
“Herkesin düşünceleri buna bağlı
oluşan duyguları, kendi dünyasını oluşturur. Yani iç dünyalar benzersizdir,
tektir, birtakım benzerlikler gösterse de başkalarına yabancıdır. Hepimiz kendi
dünyalarımızın hapishanesinde, vazgeçmediğimiz düşünce ve duygularımızla âdeta
tutsaklığımızı yaşarız. Arzularımız, beklentilerimiz, korkularımız ve düşünce
tarzımızdan kaynaklanan ıstıraplar kol gezer bu hapishanede. Halbuki dünya,
sadece çevremizde gördüğümüz, işittiğimiz, dokunduğumuz, kokladığımız şeylerden
ibaret değil. Yani bütün bu dış dünyayı oluşturan ögelerin dışında bir de iç
dünya dediğimiz ruhsal dünyamız var. Düşüncelerimizle, duygularımızla,
algılarımızla, yorumlarımızla, heyecanlanmamızla, aşklarımızla renklendiririz bu
eşsiz dünyalarımızı. Dolayısıyla herkesin dünyasının farklı ve eşsiz bir rengi
vardır. İnsanların dertlerini, üzüntülerini, birbirinden çok farklı sorunlarını
paylaşırken, yeni dünyalar keşfetmek, yani bu paylaşımı, bu katılım, bu armoni,
bir başkasını anlamak, onu yaşamak gibi olağanüstü bir duygu yaratır insanda.
Bu da yaşamanın en gerçekçi tariflerinden biri değil midir?”
“Hiç saç yok başında usturayla
sıfır numaraya vurulmuş. Mermer bir büst gibi oturuyor karşımda. Bilirim ben bu
saç kesmeleri... İnsanlar çok kızdığı, kendilerini çok çaresiz hissettikleri
zaman keserler saçlarını. Kuşun kanadıyla gönderilen bir haberdir, bir
işarettir bu saç kesmeler. Boyunlarını kesmeden önce bütün dünyaya bir isyan,
bir haykırış, bazen de bir yardım çağrısıdır.”
“Kötüysen, kötülük yapmak kolaydır,
ama biri sana iyi derse, kötü olmak artık o kadar kolay olmaz.”
“Gençlikte insan her şeyin acemisi
oluyor. Duygular derin, deneyim az gençlikte.. Sonradan insan her şeyi
öğreniyor.”
“Psikiyatri her zaman bir umut ışığı yakar insanlara. Hasta olmak gerekmez gitmek için, hele ülkemiz gibi duyguları çok yoğun insanların yaşadığı yerlerde, bir gerekliliktir psikiyatri. Uzanıverdiğimizde, tutabileceğimiz mesafede olmalıdır bize.”
bb