Ayasofya’da Bir Gece Kitabında Geçen Alıntılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ayasofya’da Bir Gece Kitabında Geçen Alıntılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ayasofya’da Bir Gece Kitabında Geçen Alıntılar

 

Ayasofya’da Bir Gece Kitabında Geçen Alıntılar


Mihrimah, Ayasofya'da çalışırken bir sırrın tam ortasına düşüyor. Üstelik bu sırrın ortakları da var. İpek ve Mehmet, kendilerini bu gizemi çözüp parçaları tamamlamaya adıyorlar. Çünkü, bu sırrı aydınlığa kavuşturmak Ayasofya'yı korumak demek. Hep birlikte meraklarının peşine düşüyorlar ve çalışmaya devam ediyorlar. Daha sonra işin içine Kerem’de giriyor. Bunun için her türlü fedakarlığı yapıyorlar ve en sonunda amaçlarına ulaşıyorlar. Bildikleri şeyleri ise kimseye anlatmamaya karar veriyorlar ve meraklarını gidermiş oluyorlar. Bu süreçte korku, kaygı, mutluluk, hüzün gibi duygular yaşanıyor.

Ayasofya2da Bir Gece kitabında geçen alıntılar aşağıdaki gibidir:


“Hiçbir teknoloji o kocaman sözlüklerin yerini tutamazdı. “

“"Cebimden çıkardığım son anahtarı elimde sıktım. Kapı kolunda "Ya Fettah" yazıyordu, yani "hayırlı kapılar açan". Pek çok Osmanlı eserinde kapı kollarında, kapı üstlerinde yazardı."

“Ah, gizemli Doğu! Muhteşem yapıları, toprak rengi manzarası, kendine özgü mimarisiyle de tam bir gizem... Hep Doğu turu yapmak istemişimdir.”


"Ahtamar Akdamar" adasının hikayesi burada bir keşiş ve kızı yaşarmış. Gölün diğer tarafını göstererek orada bir oğlan. "Oğlan keşişin kızına aşık olmuş kızın adı Tamaray'mış. Her gün onu görebilmek için taa oradan oraya yüzüyormuş." Tamara yerini belli etmek için bir fener tutuyormuş böylelikle oğlan kızın nerede olduğunu anlayabiliyormuş. Ve bir gün keşiş babası öğrenmiş bu durumu. Fırtınalı, çok dalgalı bir gecede feneri yakıp beklemiş. Oğlan kızın çağırdığını sanarak atlamış suya keşiş sürekli yerini değiştirerek bir oraya bir buraya yüzdürmüş oğlanı en sonun da boğulmuş oğlan. oda Ah Tamara diye ölmüş sonra adanın adı Ahtamar olmuş. Türkler ise adaya Akdamar demiş."

“İşimizi sevip saygı duymazsak burada olmamızın anlamı ne?”

“Ayasofya her zaman en büyük ve en gösterişli yapılardan biri olmuştu.”

“Dedemin her zaman ölüden değil yaşayandan korkmak yönündeki söylemini hatırladım.”

“Ne su koruyabilir hazineyi, Ne de kendisi saklayanın, Yıldız gözünde durduğunda. Son şövalye sözünü bozduğunda, Ve Muktedir üzümü yaktığında Kim koruyacak mabedi?”


“Dandolo, koskoca lV. Haçlı Seferini Justinyen' in hazinesini ele geçirmek için yapmıştı.”

“Kimsenin Ayasofya'nın ll. Selim Türbesi'nde bin yıllık bir harita bulduğumuzu anlayacağını sanmıyorum.”

“Sonuçta kim her gün 1500 yıllık bir hazine haritası bulabilirdi ki?”

“Ayasofya ilk yapıldığında, halk kubbelerin büyüklüğünden o kadar korkmuş ki bu büyüklükte bir şeyin insan eliyle yapılmayacağını düşünüp kubbeyi meleklerin getirdiğine inanmışlar.”

bb