Çanakkale Savaşı ile ilgili şiir örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çanakkale Savaşı ile ilgili şiir örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çanakkale Savaşı İle İlgili Şiirler Araştırınız.

 Çanakkale Savaşı İle İlgili Şiirler Araştırınız.


Çanakkale Savaşı Türk milletinin iman gücü ile dünyaya ders verdiği büyük bir zaferin olduğu yerdir. Devletimizin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı bu savaş yeniden dirilişin, yeniden umudun bir dönüm noktası olmuş ve düşman askerleri  yerle bir edilmiş, zafer bizim yani Türk Milletinin olmuştur. Çok sayıda kan akmıştır bu savaşta ama iman gücü ve iradenin karşısında daha fazla duramamıştır düşman askerleri.


Çanakkale Şehitlerine

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
‘Bu, taşındır’ diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.  (Mehmet Akif Ersoy)

 

 

 

 

 

 

 

Çanakkale

 

Basma, sahilleri hep insan eti
İki yüz bin ölünün iskeleti.
Basma, ta Ankara’dan tut da Van’ın
Yıkılan namütenahi yuvanın
Canlı enkazı olan evlâdı
Bu sevâhilde geçen yel kanadı.

Kan dolar, basma, ayak izlerine
Çürüyen göğsünü, toprak yerine
Koyarak, ezme ölen kardeşinin
Bir avuç yer ne kadar çok kişinin
Koludur, sinesidir, gövdesidir.
Mahv ü isbat ile müsveddesidir.

Bu cesetler yazılan tarihin,
İçi, deşsen, o sutûr-i siyehin
Ufacık, körpe kemikleridir hep.
Kalmamış, medrese, mesken, mektep
Hepsi evlâdını dökmüş buraya!
İki yüz bin ölünün bir yaraya . ( Mithat Cemal Kuntay)

 

 

Çanakkale

Yağmur yağıyordu usul usul toprağa
Gözyaşları düşerek üstüne sanki
Damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa
Sahibini yitiren bir trompet
“Ya sizler” dedi Mehmet
Dünyanın dört kıtasından
Mezar dolusu erlere
“Hangi rüzgar savurdu sizleri
bu bilmediğiniz yerlere?”

Kimi İngiliz’di kimi İskoç
Kimi Fransız’dı kimi Senegalli
Kimi Hintli kimi Nepalli
Kimi Avustralya’dan Yeni Zelanda’dan Anzak
Gemiler dolusu asker
Her biri niye geldiğinden habersiz
Gelibolu’nun oya gibi koylarından sızarak
Tırmanmışlardı dağa bayıra
Siper siper yara gibi yarılan toprak
Mezar olmuştu savaş ardından onlara

Kiminin burada yattığı sanılır
Kiminin adı bilinse de mezarı bilinmez
Kiminin de mezar taşında
On altı, on yedi on sekiz yaşında
Ebedi istirahate çekildiği yazılı
Çanakkale topraklarında
Her birinin erken biten yaşam öyküsü
Eski yazıtlar gibi taşlara böyle taşlara böyle kazılı
“Anlamaz mıyım” dedi “halinizden kardeşler”
adına yazılı taşı bile olmayan asker
Anadolulu Mehmet

“Bende yüzyıllarca yaban ellerde
Neyin uğruna bilmeden can vermişim
Kendi yurdum uğruna can vermenin tadına
İlk kez Çanakkale’de ermişim. ( Bülent Ecevit






 

bb