Bilgisizlik İle İlgili Duygu ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Yazı Yazınız.

 

Bilgisizlik İle İlgili Duygu ve Düşüncelerinizi Anlatan Bir Yazı Yazınız.


Haberi olmama, bilgi yokluğu durumu, habersizlik, bilgisiz olma durumuna bilgisizlik denilir. İnsan yaşadığı şehirdeki, ülkedeki, dünyadaki olaylardan habersiz kalırsa bilgisiz olur ve çağa ayak uydurmakta çok zorlanır. Bilgisiz olan insan kendi kafasındakileri doğru olarak kabul eder ve yeniliklere kapalı olur. 


Böyle olduğu zaman da cahil kalır ve kendini geliştirmez ve bir adım bile öteye gidemez. Bunun için bilgiye önem vermeliyiz ve bilgi peşinde koşmalıyız. Onun için çok okumalıyız. Farklı diller öğrenmeliyiz ve kendimizi durmadan geliştirmeye devam etmeyiz. Bilgisiz insanlar kendilerini çok biliyor zannederler ve bunun için de cahilliklerinin farkında bile olmazlar. Çünkü bilgisiz insanlar hem cahil kalır hem de yeni şeylere kapalı olur. Oysa bilgi güçtür ve insanlara aşılmaz yolları aştırır ve sizi bilginin gücüne, bilginin zirvesine çıkarır. 


Bunun için her zaman bilgi peşinde koşmalıyız. Bilginin kölesi olmalıyız. Okumalı, yazmalı, araştırmalıyız. Merak duygumuzu kör etmemeliyiz. Bilgisizlik için yaşamamalıyız. Bilginin önemi ile ilgili şu sözü de unutmamalıyız: "Bilmek, ileriyi görmek; ileriyi görmek, güçlü olmaktır." der. Auguste Comte. Bunun için bilgili, donanımlı insanlardan olmalıyız.

bb

Veronika Ölmek İstiyor Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Veronika Ölmek İstiyor Kitabında Geçen Özlü Sözler


Genç ve güzel bir kız olan Veronika, hayatın rutinliğinden sıkılır ve intihara teşebbüs eder. Bu teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanınca da bir akıl hastanesine kaldırılır ve ondan sonra  Veronika'nın hikayesi başlar.

 

Veronika Ölmek İstiyor Kitabında Geçen Özlü Sözler şunlardır:

“Niyetle hare­ket arasında her zaman bir kopukluk vardır.”

“İnsanların hoşlarına gitmiyorsa şikayette bulunabilirler. Şikayet edecek cesaretleri yoksa bu onların sorunları.”

“Deliler çocuk gibidir, istedikleri yapılmadıkça yerlerinden kıpırdamazlar.

"İnsanlar da yaşamak için savaşır, ölmek için değil"

"Ne de olsa "deli"ydi ve kimseyi hoşnut etmek zorunda değildi."


"Nedense hepimiz yalnızca sevmek, kabullenmek, işlerin kolayını bulmak, çatışmadan kaçınmak üzere yetiştiriliriz."

“İnsanların hoşlarına gitmiyorsa şikayette bulunabilirler. Şikayet edecek cesaretleri yoksa bu onların sorunları.”

 “Siz farklı bir insansınız ama herkes gibi olmak istiyorsunuz. Bu da bana kalırsa ciddi bir hastalıktır.”

“Çok ciddi patolojik vakalar dışında, insanlar yalnızca günlük yaşamın tekdüzeliğinden kurtulmak amacıyla delirirler.”

“Ne olursa olsun yaşama savaşı vermektir doğal olan.”

“Ya zihninizi denetleyeceksiniz ya da zihninizin sizi denetlemesine izin vereceksiniz. İkincisine alışkınsınız zaten korkular, nevrozlar, güvensizlikler içinde savrulup gidiyorsunuz, çünkü hepimizin kendini yok etme eğilimi var.”

“Normallik fikir birliğinden başka bir şey değildir. Yani, çoğunluk bir şeyin doğru olduğunu düşünür, dolayısıyla o şey doğru -normal- olur.”

 

 

“İnsanlar hiçbir zaman kendilerine anlatılanlardan bir şey öğrenmezler, kendi çabalarıyla öğrenirler yalnızca.”

“Kendi dünyasında yaşayan herkes delidir. Şizofrenler, psikopatlar, manyaklar. Yani başkalarından farklı olanlar.”

“Normalde insanlar en beklenmedikleri gün ölürler.”

“Bütün ailelerde suçu başkalarına yükleme eğilimi vardır.”

“Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutlarını ya da yaşamın anlamının hepten yok olduğunu.”

"İnsan bir kez akıl hastanesine girdi mi, delilik dünyasında var olan özgürlüğe alışıyor, hatta ona bağımlı hale geliyordu."

 

“Bu dünyada hiçbir şey rastlantı sonucu oluşmaz.”

"Ama korkunç bir şey bu, insanlık dışı. Hastalar komaya girmek için değil, komadan kurtulmak için savaşır."

"Her normal insan gibi ağlayabilir, telaşlanabilirdin, ruhunun yukarılarda bir yerde bu kötü durumlara gülerek baktığını unutmaman yeterliydi."

“Şaşılacak bir şey yok, hayat böyle. İnsanlar mutlulukla başa çıkamıyorlar bir türlü.”

"Nedense hepimiz yalnızca sevmek, kabullenmek, işlerin kolayını bulmak, çatışmadan kaçınmak üzere yetiştiriliriz."

bb

23 Nisan Coşkusu Konulu Hikaye

 

23 Nisan Coşkusu Konulu Hikaye


Bugün sabah uyandığımda çok heyecanlıydım. Dünden kalan yorgunlukla hemen kalktım, kahvaltımı yaptım, 23 Nisan kıyafetlerimi giydim ve okula doğru yürüdüm. Dünden çok yorgundum. Çünkü dün sınıfımızı bayraklar, balonlar ve çeşitli süslerle harika bir ortam haline getirmiştik. Sınıfın camlarına Türk bayrakları ve  Atatürk bayrakları yapıştırmıştık. Onun için hem yorgun hem de çok mutluydum. Okula doğru yol alırken okul bahçesinin veliler, öğretmenler, müdür ve müdür yardımcı ve tabi ki öğrenciler ile dolduğunu gördüm.


 Hemen koşarak arkadaşlarımın arasına karıştım. Türkçe Öğretmenimizin açılış konuşması ile 23 Nisan  başladı. Ben de 23 Nisan ile ilgili şiirimi okudum. Daha sonra gösteriler başladı ve gösterilerde ben de görev aldım. O sırada babamla göz göze geldim. Babam şehir dışında çalıştığı için geleceğini tahmin dahi etmiyordum. Gösterim sırasında babama baktım ve ikimizin de gözleri doldu. Daha sonra babama koştum ve ona sarıldım. Onun burada olduğunu görmek harika bir duyguydu. Gösteriler yapıldı, şiirler okundu ve herkes yavaş yavaş evlerine dağılmaya başladı. Babam da beni alarak doğru lunaparka götürdü. Babamla doyasıya eğlendik. 


Daha sonra babamla markete  gittik ve oradan istediğim çoğu şeyi aldım. Çok mutlu olmuştum. Bugün hem 23 Nisan çocuk bayramı, hem de babamın bana yaptığı sürprizdi. İki bayram birden yaşamıştım. Ne güzel bir duyguydu çocuk bayramının olması. Onun için Atatürk'e çok şey borçluyduk biz çocuklar.

bb

Allah Korkusu İle İlgili Özlü Sözler

 

Allah Korkusu İle İlgili Özlü Sözler


Allah korkusu Allah sevgisinden ileri gelir. Yüce Allah bizlere sayısız nimetler vermiş, nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu Kuran aracılığı ile bize göndermiştir. Kendini bilen insan Allah’ı sever ve kötü olmaz. Allah’tan korkan, Allah’ı seven kişi iyi bir Müslüman olur.


Allah korkusu ile ilgili özlü sözler şunlardır:


“Herkes korktuğundan kaçar; yalnız Allah’tan korkan yine ona kaçar.” Ebu’l Kasım.

"Bir kimse Rabbini ne kadar bilir ve tanırsa ona karşı korku ve heybeti o oranda artar. İmam- ı Gazali

“İnsanlar için Allah’tan korkarak muamele et.” Hz. Ömer.


“Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’tan korkun. Hiç şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” Haşr Suresi.

“İlim olarak Allah korkusu kafidir, cehalet de Allah namına aldanmak için yeterlidir.”  İbnu Mes'ud (r.a)

“Alim, ancak Allah'tan korkandır.” İmam Şafii.


“Allah'a isyan hususunda kullara itaat yoktur; itaat ancak meşru olan bir şey hususundadır.”  Hadis-i Şerif.

“İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.” Hz. Muhammed.

bb

Ömer Seyfettin’in Forsa Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Ömer Seyfettin’in Forsa Kitabında Geçen Özlü Sözler


Bir denizcinin eser düşmesi ve uzun yıllar boyunca esir olarak yaşadıktan sonra kurtulmasını anlatan sürükleyici bir hikayedir.

Forsa kitabında geçen anlamlı sözler şunlardır:

“Dünyada yataktan daha azaplı bir mezar var mı?”

“İnsan düşünendir. İnsan yaptığını bilendir.”

“Bir asker için ömrü oldukça dövüşmemek "yarım ölü "demektir.”

“ Sükut sözden hayırlıdır! “

“Öldükten sonra dirileceğime nasıl inanıyorsam, elli yıl geçtikten sonra da memleketime kavuşacağıma öyle inanıyorum.”


“Hayat uyku ise aşk onun rüyasıdır. İşte en büyük hakikat!”

“İnancını elbise gibi değiştirebilen, vicdanını adi bir eşya gibi satan insanlar bu dünyada az değildir.”

“Şehit olursam bunu üzerime örtün! Vatan al bayrağın dalgalandığı yer değil midir? dedi.”

“Hayatta o kadar olaylar varki, bizde pek derin izler bırakır. Bir "hiç" yıllarca yürüdüğümüz yolu değiştirebilir.”

“ Ömür kısadır. Ecelden emin değiliz! ”

“Kula kul olmak, şu ölümlü dünyada birisine gönül borcu duymak, acıların en ağırıydı.”

“Ölümü beklemek, ölmekten daha zor.”

“Dünya ne tuhaftır! ' dedi. “ Siz işte bu halkın başlarısınız. Bu halkı idare edersiniz. Halbuki onun istediği şeyin ne olduğunu bilmesiniz.. ”

"Türk ölmeyi teslim olmaya tercih eder."

"Kırk sene görülen bir rüya yalan olamaz!"

“İtiraf olunan kusurlar hep affedilirler.”

"İnsan için ya cennet lazımdır ; ya cehennem."


“Bir savaşçı asker için savaştan uzak yaşamak kadar acıklı bir şey yoktu. Ölmek, genç yaşında sakat kalmaktan çok iyiydi. Ölen savaşçı asker şan, şeref içinde sonsuz dinlenme yurduna çekilirdi. Kolsuz, bacaksız kalan kahraman, savaş özlemi içinde ömrü oldukça bir cehennem azabıyla kıvranırdı.”

“Fakat savaş, yalnız cesaret miydi?”

“Allah cömertlik ve iyilik sahibidir.”

“Hayatta o kadar önemsiz olaylar var ki , bizde pek derin izler bırakır. Bir "hiç" yıllarca yürüdüğümüz yolu değiştirebilir.”

 

bb

Hasta Olduğunuzu Düşünerek Ziyaretinize Gelenlerle Aranızda Geçen Duygusal Ortamı Anlatan Bir Hikaye Yazınız.

 

Hasta Olduğunuzu Düşünerek Ziyaretinize Gelenlerle Aranızda Geçen Duygusal Ortamı Anlatan Bir Hikaye Yazınız.


Sabah uyandığımda acı bir boğaz ağrısı ile kalktım. Boğazım o kadar kötü ağrıyordu ki her yutkunduğumda canım acıyordu. Sanki boğazıma bıçak saplanmış gibi ağır ve acı bir ağrı hissediyordum. Geceden beri ateşim çok olduğu için annem yanımdan ayrılmamıştı. Ateşim düştüğü zaman da uyumaya gitmişti. Hem öksürüyor, hem de boğaz ağrısı çekiyordum. Boğazımdaki ağrı kulaklarıma kadar vuruyordu. Yutkunduğumda kulaklarım da ağrıyordu. 


Hemen doktora gittik ve doktor antibiyotik başlattı. Okuluma bir hafta gitmedim. Ödevlerimi ise arkadaşım Elif getirdi.  Okuldaki öğretmenlerimizi ve arkadaşlarımı çok özlemiştim. Ben bunları düşünürken kapımız çalındı ve annem kapıyı açtı. Gelen sınıf arkadaşlarımdı. Ahmet, Berkay, Emine, Fatma ve Sude gelmişti. Onları görünce çok heyecanlandım ve çok duygulandım. Bana kocaman çiçek yaptırmışlardı. Ben okulda olmadığım zamanlar çok sıkılmışlar ve çok üzülmüşler. Hepsi ile göz teması kurdum ve hepsini çok sevdiğimi söyledim. Onlar da beni çok sevdiklerini söyledi ve bana sarıldılar. Bundan sonra daha dikkatli ol ve hasta olma diye gülüştüler. Ben de güldüm. 


Annem yaptığı sıcak kurabiye, kek ve yaş pastadan getirdi. Yanına da evde yaptığı vişne suyundan getirdi ve arkadaşlarıma ikram etti. Bir güzel yedik hepsini. Daha sonra arkadaşlarımın gitme vakti geldi. Hepsine sarıldım ve ayrılırken gözümden bir  damla yaş geldi. İyi ki beni seven arkadaşlarım var dedim ve daha sonra yatağıma geçip dinlenmeye devam ettim.

bb

Türk Bilim İnsanlarından Kimleri Tanıyorsunuz? Bu Bilim İnsanlarının Yaptıkları Çalışmalar Hakkında Bildiklerinizi Açıklayınız.

 

Türk Bilim İnsanlarından Kimleri Tanıyorsunuz? Bu Bilim İnsanlarının Yaptıkları Çalışmalar Hakkında  Bildiklerinizi Açıklayınız.


Türk bilim insanlarından El Cezeri, Biruni, Ali Kuşçu, Farabi, Fatih Sultan Mehmet, Hazerfan Ahmet Çelebi, İbni Sina, Lagari Hasan Çelebi ve daha çok sayıda bilim insanının olduğunu araştırdım ve  neleri başardıklarını okudum ve geçmişimizde ne kadar değerli bilim insanlarımızın olduğunu anladım. Bunlardan bazılarını ve yaptıkları çalışmaları kısaca anlatmak istiyorum:


 Cezeri: İlk sistem mühendisi ve ilk sibernetikçi ve elektronikçi Bilgisayarın babası; oysa bilgisayarın babası yanlış olarak ingiliz matematikçisi Charles Babbage olarak bilinir.

İbni Sina: Tıp alanında özellikle "el-Kanun fi't-Tıb" (Tıp Kanunu) adlı kitabı ile ünlü olan İbn-i Sina matematik, astronomi, mantık, psikoloji, kimya ve metafizik alanlarında da önemli eserler kaleme almıştır.


Biruni :  Dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamı Ümit burnu, Amerika ve Japonya'nın varlığından bahseden ilk bilim adamı. Biruni Amerika kıtasının varlığını Kristof Colomb’un Keşfinden 500 sene önce bildirmiştir. Matematik, jeoloji, Coğrafya, Tıp, Felsefe, Fizik, Astronomi gibi dallarda eserler yazmıştır. Çağın En Büyük Alimidir.


Harezmi : İlk cebir kitabını yazan ve batıya cebiri öğreten bilgin. Adı algoritmaya isim oldu rakamları Avrupa’ ya öğreten bilgin. Cebiri sistemleştiren Bilgin.

Ömer Hayyam : (Cebirdeki binom formülünü bulan bilgin. Newton veya binom formülünün keşfini yapan kişi de Ömer Hayyam'dır.

bb

Sevdiğiniz Bir İletişim Aracını Anlatan Kısa Bir Şiir Yazınız.

 

Sevdiğiniz Bir İletişim Aracını Anlatan Kısa Bir Şiir Yazınız.


Hayat Enerjim


Hayat enerjim  vardır benim

Bilin bakalım ne dersiniz

Ondan çok şey öğrenirim

Aynı zamanda eğlenirim

Onun adı telefondur, hayatımı zevkli hale getiren araçtır.

 

En sıkıldığım zamanlarda

Ödevimi yapamadığım anlarda

Alırım elime girerim internetine

Telefonum can yoldaşım benim, hayat enerjimdir.

 

Yeri gelir ona çok bağlanırım

Hem müzik dinler, hem de ders çalışırım

Sevdiklerimle görüntülü konuşurum

Telefonum benim iletişim aracım

 

Telefon deyip geçmeyin

Onun interneti sayesinde çok şey öğrendim

Hem bilgiye kısa sürede ulaştım, hem de  eğlenceli videolara

Telefonum benim iletişim aracım, telefonum benim renkli dünyam.

 

Telefon güzeldir iyidir ama

Onu güzel amaçlar için kullanmalı insan

Sana yol göstermeli, eğitici içerikler açmalı

Yoksa zaman kaybıdır, boşa giden ömürdür telefon

 

Telefonun kıymetini bilelim

Ona aşırı bağımlı olmayalım

Hayatımıza renk katalım ama hayatımızı ona bağlanarak karartmayalım

Yoksa yaşam çekilmez olur

Onun için amaçlarına uygun kullanalım, bağımlı olmayalım.

 

Sevdiklerimizi onunla arayalım

Ondan sevdiklerimize sevgi sözcükleri fısıldayalım

Uzaktaki yakınlarımıza olan özlemimizi az da olsa giderelim

Telefonum benim faydalı iletişim aracım

Telefonum benim  sevdiklerimle bağlantı kurduranım.

bb

Bir Hayvan Olmak İsteseydiniz Hangi Hayvan Olurdunuz Neden Konulu Konuşma

 

Bir Hayvan Olmak İsteseydiniz Hangi Hayvan Olurdunuz Neden Konulu Konuşma


Her hayvanın kendine göre özellikleri, avantajları ve dezavantajları vardır. Hayvanlar doğanın bir parçası ve tamamlayıcısıdır. Aslan, kaplan, kuş, karta, inek, koyun, keçi, kurt, köpek ve daha sayamayacağımız binlerce hayvan vardır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Ben bir hayvan olmak isteseydim aslan olmak isterdim. Aslan tercihim olmasaydı da kuş olmak isterdim. Aslan olmak isterdim çünkü aslanlar gücü temsil eden hayvanlardır. Güç onlardadır, genelde kahraman onlardır ve korkak değillerdir. Güçlü oldukları için herkes onların peşinden koşar ve onun gözüne girmek için çalışır. Bende  güçlü olmak, sevilmek ve sayılmak isterdim.  Aslan; kuvvet ve kudreti simgeler, aynı zamanda güneşin ve aydınlığın da temsilcisidir. İşte tüm bunlardan dolayı aslan olmak isterdim.

 

Sevgili öğretmenim,

İkinci tercih olarak ise kuş olmak isterdim. Kuşlar ise özgürlüğü ifade eder. Kimseye hesap vermeden göklerde özgürce uçabilmek, kimsenin esareti altında yaşamamak isterdim. Kuşlar ayrıca arayış içindeki insanı da sembolize etmektedir. Bunun için kuş olmak isterdim. Konudan anladıklarım ve anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Disiplinli İnsanların On Temel Özelliği

 

Disiplinli İnsanların On Temel Özelliği


Disiplin insan yaşamına yön verir ve hayatımızın daha planlı ve daha programlı olmasını sağlar. Disiplin kişiyi özgürleştirir ve kişinin hayatının daha aktif geçmesini ve daha  üretken olmasını sağlar. Disiplinli insanların temel özellikleri şunlardır: Kendilerini iyi tanırlar ve nerede, ne yapması gerektiğini iyi bilerek planlı bir yaşam sergilerler. 


Ne kadar tekrar derlerse o kadar başarı oranlarının arttıklarının farkındadırlar. Hayatı plansız yaşamazlar. Bazen planlar istediği gibi olmayabilir ama böyle oldu diye hemen başarmaktan, gayret göstermekten vazgeçmezler. Anı yaşamayı bilirler ve anı yaşamaktan zevk alırlar. Sınırlarını net olarak çizer, yollarına taş koyacak kişilerden uzak durmayı başarabilirler. Disiplinli insanlar kendilerine gerçekleştirebilecek hedefler koyarlar ve bu hedeflerin başarıya ulaşması için de her türlü fedakarlığı gösterirler ve bundan asla kaçınmazlar.


 Disiplinli olanlar hayatı kendi planlarına göre yaşadıkları için, çalışıp çabaladıkları için ve bunun sonucunda da verim aldıkları için hayatı disiplinli olmayanlara göre daha mutlu yaşarlar ve yaşamdan da zevk alırlar. Hatalarından ders çıkarırlar ve ufak bir başarısızlıkta takılıp kalmazlar. Umutludurlar, çalışkandırlar ve ileriye bakarlar. Bunun için her zaman olmasa da hayatımızın çoğu anında disiplinli olmalıyız ve disiplini hayat ilkesi haline getirmeliyiz.

bb

Dünya Otizm Farkındalık Günü İle İlgili Şiir Örnekleri

 

Dünya Otizm Farkındalık Günü İle İlgili Şiir Örnekleri

Otizm, ilk 3 yaş içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu süren, özellikle sosyal ilişkiler kurma ve sürdürmede zorluklara neden olan gelişimsel bozukluktur. Sözel ve göz teması kurma ve jest-mimik kullanımı gibi sözsüz iletişimde zorluk yaşanması ile bilinir. Otizm ile ilgili şiir örnekleri şunlardır:

 

OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ ŞİİRLERİ

 

Otizm bir rahatsızlık, çocuk yaşta görülür,
Rab’den verilmiş engel, anne, baba üzülür…

Bu çocuklarımız ki öğrenemezler,
Sosyal becerileri pek geliştiremezler…

Zekâ, mantık düşüktür, kimindeyse normaldir,
Konuşamayan için sosyal yön yetersizdir…

Ne göz kontağı kurar ne de huzurludurlar,
Tepkisiz dursalar da, aslında hassastırlar…

Ruhlarında bağımsız yalnız hayat yaşarlar,
Değiştirildiğinde, ölçüsüz davranırlar…  Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

 

 

2)Biz otistik çocuklar yaşamak istiyoruz,

)Biz, otistik çocuklar okumak istiyoruz.

Biz otistik çocuklar oynamak istiyoruz,
Biz otistik çocuklar eğlenmek istiyoruz.

Biz otistik çocuklar merhamet bekliyoruz,
Biz otistik çocuklar sizleri seviyoruz. Mehmet Tevfik Temiztürk

 

3) Otizmlilerimize dikkat çekmek gerekli,
Her dikkat içine davranış katmak yeterli,

Her davranış yer versin yol düzenlesin diye,
Her düzenlenen yolsa geliştirmesin niye?

İşte amaç bu idi bu şekilde yazacaktık,
Çoğu kez şiire düşünce katmayacaktık…

 

4) çimde yüksek azim fayda sağlamak için,
Aynı anda yücelik, göstermeyelim niçin?

Ücret olmasa dahi Rab şahit gönüllüydüm,
İçim rızayla dolmuş bu yüzden hüzünlüydüm,

Sakın hiç zannetme ki maaş karşılığıyla,
Yerleşme düşüncesi bir yere yaslanmayla…

 

5)

Ümitsiz düşünürsem, alıngan tavırlarla,
Hassas bir vaziyette yüksek duyarlılıkla,

Biz, hiçbir şekilde olgunlaşamayacağız,
Yanlışlıktan sıyrılıp, doğrulamayacağız,

Yaşam içerisinde yanlışlı ve doğrulu,
Yanlışların içinde, yanlışlıklarla dolu,

Ön yargılarla dolu ısrarlı düşünceyle,
Çelişkiler içinde yanlış bir gelişmeyle… Mehmet Tevfik Temiztürk

 

 

 

 

bb

Ramazan Ve Oruç İle İlgili Ayet ve Hadisler

 

Ramazan  Ve Oruç İle İlgili Ayet ve Hadisler


Farsça rûze, Arapça savm ve sıyâm kelimelerinin Türkçeleşmiş şekli oruç, İslam dininin 5 şartından biridir. Tan yerinin ağarmasından (imsak) güneş batımına (iftar) dek Allah rızası için yeme, içme ve cinsellik gibi keyif verici eylemlerden uzak durma halidir. Müslüman kişiler için farzdır; sağlık sorunu, yaşlılık gibi mücbir sebeplerle tutulamaması durumunda borcu ödenmesi gereken bir ibadettir.

 

“Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Umulur ki böylece günah ve fenâlıklardan korunursunuz”. Bakara / 183. Ayet

"Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak Ramazan’ı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun."  Hz Muhammed.

"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." Hz Muhammed.


“Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!”  Hz Muhammed.

"Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır." 

“Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.” Tevbe / 112. Ayet

“Orucun farz kılındığı ramazan ayı, insanlara hidâyet rehberi olup onlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayırıcı en açık delilleri ihtiva eden Kur’an’ın indirildiği aydır. İşte bu sebeple içinizden ramazan ayına erişen orucunu tutsun. Ancak hasta veya yolcu olup da oruç tutamayan kimse, tutamadığı oruçları başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık diler, fakat zorluk dilemez. Bütün bunlar sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu gösterdiği için Allah’ın yüceliğini tanımanız ve O’na şükretmeniz içindir.” Bakara / 185. Ayet.

bb

Atık, Geri Dönüşüm, Pil, Kirli Yağ İle İlgili Metin Yazınız.

 

Atık, Geri Dönüşüm, Pil, Kirli Yağ İle İlgili Metin Yazınız.

 

Geri dönüşüm terim olarak, kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemelerin  çeşitli geri dönüşüm metotları ile  ham madde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılmasıdır. Geri dönüşüm bilincini topluma yaymak için en önemli unsurlardan biri eğitimdir. Çünkü eğitim sayesinde insanlar daha bilinçli olur ve doğaya daha az zarar verir. 


Ülkelerin kaynaklarının kısa sürede tükenmemesi için geri dönüşüme katkı sağlanmalı ve atıklar geri dönüşüm olarak değerlendirilmelidir. Tüketilen maddelerin yeniden geri dönüşüm halkası içine katılabilmesi ile öncelikle ham madde ihtiyacı azalır. Böylece insan nüfusunun artışı ile paralel olarak artan tüketimin doğal dengeyi bozması ve  doğaya verilen zarar  da engellenmiş olur. Bununla birlikte yeniden dönüştürülebilen maddelerin tekrar ham madde olarak kullanılması büyük oranda enerji miktarı sağlar. 


  Örneğin; kullanılmış kağıtların geri dönüşüme kazandırılması ile binlerce yeni ağacın kesilmesi önlenmiş olur ve bundan da  en büyük faydayı yine biz sağlamış oluruz. Çünkü doğamıza, ormanlarımıza zarar vermemiş oluruz. Atık malzemelerin ham madde olarak kullanılması çevre kirliliğinin engellenmesi açısından da önemlidir. Çünkü atık maddelerin geri dönüşüme gitmesi doğamızın daha temiz olmasını sağlar ve doğa  dostu oluruz.  Kullanılmış yağları, pilleri, organik atıkları, elektronik atıkları, cam şişeleri geri dönüşüm yolu ile tekrar başka  alanlarda kullanabiliriz. 


Örneğin  Örneğin bir ton atık kâğıdın kâğıt hamuruna katılmasıyla 8 ağacın kesilmesi engellenebilir ve bu da müthiş bir şeydir. Çünkü yok yere ağaçlarımız heba edilmemiş olur. Onun için herkes doğa dostu olmalı, atıklarını geri dönüşüme yollamalı ve bilinçli bir vatandaş, doğa sever bir vatandaş olmalıdır.

bb

Komşularımıza Karşı Nasıl Nazik Olabiliriz?

 

Komşularımıza Karşı Nasıl Nazik Olabiliriz?


“Komşularımızın her birine güler yüzlü davranabilirsek, toplumun huzuru için de adım atmış oluruz. “ der Murat Ertan. Komşularımız bizim en zor yanımızda olan, bizimle ağlayan, bizimle gülen insanlardır. Komşularımız güvenilir ve samimi insanlar olmalıdır. Komşularımıza karşı her zaman nazik davranmalıyız ve onların kalbini kırmamalıyız. 


Onları incitecek söz ve davranışlardan uzak durmalıyız. Onlar açken biz tok yatmamalıyız. Onlar bize bir şey sorduğu zaman nezaketle sorularını cevaplandırmalıyız ve kaba davranışlarda bulunmamalıyız. Her komşu güvenilir, he komşu iyi olmayabilir ama biz yine de kibarlığı elden bırakmamalıyız. Çünkü insana yakışan en önemli erdem nezaketli olması, iyi insan olmadır. Kimi komşularımız vardır ki çok meraklıdır ve her şeyimizi öğrenmek isterler. Böyle komşulara bile nazik olmalıyız ama her şeyimizi de açıkça anlatmamalıyız. Onları terslememeliyiz. Komşu hakkına dikkat etmeliyiz. Onun için evde pişen sıcak bir yemekten onlara da ikram etmeliyiz. 


Kibirli davranmamalıyız. Maddi durumu olmayan komşularımız elimizden geldiği kadar destek olmalıyız ve iyi insan olmak için var olmalıyız. Bizden yardım istediklerinde hemen yardım etmeliyiz,  güzel bir üslup takınmalıyız ve her zaman nazik olmalıyız. Nezaket sahibi insan da bunların hepsini yapar ve sevilen ve sayılan bir kimse olur.

bb

Gece Yarısı Kütüphanesi Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Gece Yarısı Kütüphanesi Kitabında Geçen Özlü Sözler


Nora adlı bir kadının farklı  düşüncelerdeki yaşamını anlatan, okunması gereken güzel ve ilginç bir kitaptır. Kitapta geçen sözler şunlardır:

“İyilik büyük bir güçtür ve az bulunur.”

“Her şey olmak, hiçbir şey olmamaktır.”

“Görünüşte en yoğun yaşanmaya değer hayatları yaşayanlar bile en nihayetinde kendilerini böyle hissediyorlardı belki. Dönümler boyu hayal kırıklığı, tekdüzelik, acı ve rekabetin içinde tek tük birkaç mucize ve güzellik vardı.”


"İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehir yaşanır kılan şey iyi yönleriydi."

“Kitaplıklarda kitap olduğu sürece takılıp kalman mümkün değil.”

“Deneyimlediğimiz her şey, en nihayetinde, algılayabildiklerimizden ibarettir. Neye baktığın değil, ne gördüğün önemlidir.”

“Çünkü hayat yalnızca yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da oluşur. Ve yaşadığımız her an bir çeşit dönemeçtir."

“Hayattaki kurallardan biri de budur: Düşük maaşlı servis personeline bilerek kaba davranana birine asla güvenme.”

“Nora şiddetin olmadığı bir dünyada yaşamak isterdi ama yaşayabileceği bütün hayatlarda insanlar da vardı maalesef.”

“Ne kadar dürüst olursan ol, insanlar ancak kendi gerçeklerine en yakın olan şeyleri görebilir.”

“Neye baktığın değil , ne gördüğün önemlidir .”


“Kardeşler arasındaki rekabetin kardeşlerden değil, anne ve babalardan kaynaklandığı söylenir ve ben başından beri annemle babamın onun hayallerini biraz daha fazla desteklediklerini hissettim.”

“Ahlakın temelinde merhamet yatar.”

 “Hayatı anlamak zorunda değilsin. Yaşaman yeterli.”

bb

John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar  Kitabında Geçen Özlü Sözler


George ve Lennie adlı  iki arkadaş iki yakın dosttur. Bu iki dostun arkadaşın tek amacı huzur içinde yaşayabilecekleri kendilerine ait bir arazi satın alabilmektir. İkisi çok yakın arkadaştırlar. George ufak tefek bir adamdır ama Lennie iri yarı adamdır ve korkulacak derece bir güce sahiptir ve zekasında sorun vardır. Bu sorun çeşitli sorunları da beraberinde getirecektir.  Bu ikilinin hikayesini anlatan harika bir kitaptır Fareler ve İnsanlar.

Kitapta geçen özlü sözler şunlardır:


"Kitaplar bir halta yaramaz. İnsanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister." İnler gibi devam etti. "Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır."

"Sana bir şey diyeyim mi? İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır. "

"İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün."

“Biz onlara benzemeyiz! Peki neden? Çünkü... Çünkü sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında, bu yüzden işte..”


“Birine alıştın mı onu kolay kolay başından atamıyorsun.”

“İnsanlarla arasına belli bir mesafe koyardı ve onlardan da bu mesafeye saygı göstermelerini beklerdi.”

“Hep birbirinizden korkuyorsunuz siz, işte sorun burada. Her biriniz, ötekilere açık vermekten korkuyor.”

“Biri ötekine anlatıp durur, ötekinin duyup duymadığının ya da anlayıp anlayamadığının hiçbir önemi yoktur.”


“İnsan olmak kolay değildir, hele ki insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa!”

“Mutsuz bir ruh, mikroptan daha çabuk öldürür.”

"İnsan çıldırır kimsesi yoksa"

bb

İnsanların Kişisel Gelişimleri İçin Yapabilecekleri Nelerdir Konulu Konuşma

 

İnsanların Kişisel Gelişimleri İçin Yapabilecekleri Nelerdir Konulu Konuşma


İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark akıldır. İnsan aklı ile kendini geliştirebilir, kendini iyi tanıyabilir ve daha sonra çevresini daha iyi inceleyebilir ve tanıyabilir. Kendini tanıyan insan kendine çeki düzen veriri. Kişisel gelişimi için ilk olarak planlı ve programlı bir hayat tarzını benimser. İşlerini düzenli yapar ve çalışkan bir insan olur. Kişisel gelişime yapılacak en büyük  bir değer yatırım  ise kitap okuma alışkanlığının küçük yaşlarda kazanılmış olmasıdır. Onun için anne ve babalar çocuklarına küçük yaşta kitap okuma alışkanlığı kazandırmalıdır.

 

Sevgili öğretmenim, değerli dinleyiciler

Kişisel gelişim için yapılacak bir diğer şey ise  yapılan hatalardan ders çıkarmaktır. Yani bir hata yaptık diye hemen hayata küsmemeliyiz. Bir başarısızlıkta her şeyden elimizi, eteğimizi çekmemeliyiz. Önemli olan hatalardan ders çıkarak tekrar yola koyulmaktır. Daha sonra yapılacak bir diğer şey ise insanlar ile aramızdaki iletişim becerilerimizi geliştirmektir. Sağlığımıza ve bedenimize dikkat etmeliyiz. Araştırma yapmaya üşenmemeliyiz. Genel kültürümüzü artıracak işler yapmalıyız. Bize katkı sağlayan online eğitimlere katılmalıyız. Bir spor dalına yazılmalı, bir müzik aleti çalmalıyız.

 

Sevgili Öğretmenim,

Kendimizi daha iyi geliştirmek için, dünyayı daha iyi tanımak için farklı diller öğrenmeliyiz. Bizi mutlu eden işler ile ilgilenmeliyiz. Zihnimizi meşgul edecek, biz katkı sağlayan şeylere kafamızı yormalıyız. Farklı ülkelere, farklı şehirlere gitmeliyiz ve farklı kültürlerin neler olduğunu gittiğimiz yerlerden öğrenmeliyiz. Böylece hayata olan tutkumuz da daha artmış olur. 


Kötü alışkanlıkları terk etmeliyiz, moralimizi bozan, bizi sürekli aşağıya çeken insanlardan uzaklaşmalıyız, geçmişe takılıp kalmamalıyız, etrafımızdaki insanlara karşı kibar olmalıyız, konuşmamızın daha güzel olması için diksiyon kursuna gitmeliyiz,  eksikliklerimizi kabul etmeliyiz, kine kinle karşılık vermemeliyiz, bize ilham veren kişileri örnek almalıyız, satranç öğrenmeliyiz vb. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

bb

Büyük Atatürk’ten Küçük Öğütler Kitabında Geçen Özlü Sözler

 

Büyük Atatürk’ten Küçük Öğütler Kitabında Geçen Özlü Sözler


 Mustafa Kemal Atatürk’ü  Amasya’da, Erzurum’da, Sivas’ta, Çanakkale’de , Ankara'da, Sakarya'da, Büyük Taarruz'da, Cumhuriyet'i kurarken, devrimleri yürütürken gündelik hayatı içinde, incelikleri ve insani yönleriyle tanıtan güzel okunması bir zevkli bir kitaptır. Mustafa Kemal’i farklı yönleri ile tanıyabileceğimiz bir kitaptır.

 

Kitapta geçen anlamlı sözler şunlardır:

“Atatürk bir gün yaveriyle Köşk' ün bahçesinde yürüyordu. Bahçedeki yollardan birinin üzerinde duran çok yaşlı ve büyük bir ağaç vardı. Ağacın bir yanında dik bir sırt, diğer yanında suya çekilmiş bir havuz olduğu için yolu büyük ölçüde kapatmakta, yürüyüşü zorlaştırmaktaydı. Bahçe Mimarı Mevlut Baysal, Köşk' te yeni işe başlamıştı. Atatürk ve yaverinin yoldan eğilip bükülerek geçtiğini görünce, hemen atılarak, "Buyurursanız, derhal keselim Paşam, " dedi. Bunu duyan Atatürk, bahçe mimarına dönüp sertçe baktı. "Yahu," dedi, " sen hayatında böyle ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin?"


"Okurken sık sık gözlerim yaşarıyor... Fakat onun da çaresini buldum. Beyaz bir tülbent aldırdım, parça parça kestirdim; yaşardıkça gözlerimi siliyorum."

''Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir! İlim ve fennin dışında rehber aramak dikkatsizliktir, bilgisizliktir, yanlışlıktır.''

“Gözlerinle elbette göremezsin ama aklınla görürsün."

“Masalları bırakınız. Her şeyin kaynağı insan zekâsıdır. Siz bana zekânın simgesini, zekânın armasını arayınız!”

“Çocuklara biricik öğüdüm: Türkler hakkında her işittiklerine gerçekmiş gibi bakmayıp kanılarını bilimsel ve esaslı incelemelere dayandırmaya önem vermeleridir.”


“Vatan elden giderse evladın ne hükmü kalır?”

“Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir millet halinde yaşatır; ya da bir milleti esirlik ve yoksulluğa düşürür.”

“Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar . Bir insan başının ifade edemeyeceği hiçbir şey tasavvur edemiyorum.”

bb

Oktay Sinanoğlu’nun Kültür ve Medeniyetimize Sağladığı Katkılar Nelerdir?

 

Oktay Sinanoğlu’nun Kültür ve Medeniyetimize Sağladığı Katkılar Nelerdir?


1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verilmiştir. 1 Temmuz 1963 tarihinde kimya alanında kendisine  tam profesörlük unvanı verilmiştir.  Oktay Sinanoğlu 20. yüzyılda Yale Üniversitesinde "tam profesörlük" unvanını en genç yaşta kazanan öğretim üyesi olmuştur.   İlerleyen zamanlarda, son yüzyılda tam profesörlük unvanını alan en genç ikinci öğretim üyesi olduğu ortaya çıktı. 


Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok toplumda bir Türkçe bilinci oluşturmaya adadı ve Türkçenin yabancı dillerin istilası altında olduğunu vurguladı. Bunu defalarca söylemeye devam eden, milli bilinci yüksel olan, duyarlı bir insandır Oktay Sinanoğlu. Eğitim dilinin Türkçe olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savundu. Türkçede bulunan yabancı kökenli olduğunu söylediği bazı kelimelere çeşitli karşılıklar önerdi. Bu anlamda kültür ve medeniyetimize çok katkısı olmuştur. Çünkü milli benliğini, milli kültürünü korumaya çalışmış ve yabancı özentiliğinden vazgeçilmesi gerektiğini çıktığı televizyon programlarında da devamlı söylemiştir.  Dilin sadeleştirilmesi ve Türkçenin bilimsel terminolojiye uygun hâle getirilmesi konusunda çalışmalar yapmıştır. 


Onun bu gayreti  Türkçenin bilim ve teknoloji alanlarında daha etkin bir şekilde kullanılmasını teşvik eden önemli adımlardır.  Oktay Sinanoğlu, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği bilimsel çalışmalarıyla Türk biliminin uluslararası alanda tanınmasına önemli katkılar sağlamıştır. Bye Bye Türkçe ve Hedef Türkiye adlı eseri okuyan insanlarda milli bilincin oluşmasını sağlamıştır. Bir ülkenin eğitim dili kendi resmi dili olmalıdır, yani bizim resmi dilimizde Türkçe olmalıdır demiştir. Bilime merakı olan Oktay Sinanoğlu kendini geliştirmiş büyük bir bilim insanı ve büyük bir yazardır. İnsanın ana diline sahip çıkması gerektiğini söylemiştir. Çünkü ana dili bir milletin benliğidir, kültürüdür kısacası her şeyidir. Kültürün gitmişse he şeyin gitmiş demektir. Kültür toplumun gönlüdür demiştir Oktay Sinanoğlu.

Oktay Sinanoğlu'nun şu sözleri de onun kültürümüze olan bağlılığını ve katkısını bize en güzel şekilde anlatır:

“Soru sormasını bilen insan yetiştirecek bir eğitim gerekiyor.”

"Dilini unutan kavimlerin tarihten adları bile silinir gider."

“Nerede görülmüştür ki, kendi yurdunda, o ülkenin vatandaşı, en düşük muameleyi görsün, mağdur edilsin.”

“İki dil bilen iki insan eder ama kendi dilini bilmeyen eksi yüz insan eder.”

“Kafalar garibanlaşmış, hatta perişan olmuş; çünkü kafalar köleleştiriliyor, kafalar sömürgeleştiriliyor.”

“Bir ulusun dilinin yok edilmesi en büyük kölelik ve bir kültürel soykırımdır.”

“Hiçbir ayrımcılığı da kabul etmiyorum. Türkiye'deki 1950'lerden beri başlayan ve yoğunlaşan dış kaynaklı ayrımlar, sağcılık, solculuk, şuculuk, buculuk gibi ayrımların hepsi dışarıdan özellikle çıkarıldı.”

“Gençler, bilim için akıllarını matematiğe sarılarak, gönüllerini ise Türkçeye sarılarak geliştireceklerdi.”


bb

Dünyayı Umutla Yemişler Atasözü İle İlgili Kompozisyon

 

Dünyayı Umutla Yemişler Atasözü İle İlgili Kompozisyon


Her kötü, huzursuz ve mutsuz bir olaydan sonra bir umut dünyası yeşerir ve insan o umut dünyasına bağlanarak kendini avutmaya çalışır. İnsanın mutlu olmasına, hayata bağlanmasına neden olan şeylerden biri de  hayalleri ve umutlarıdır. Hayatta her istediğimiz olmadığı için kişinin umduğu şeylerin bazıları gerçekleşir bazıları ise gerçekleşmez.


 Ne olursa olsun insan umudunu kaybetmemeli, hayata dört elle sarılmaya devam etmelidir. Umutsuz olduğumuz zamanlar olabilir. Bu durum insan için geçicidir. Umutsuzluğu sürekli hale getirirsek yaşam enerjimiz bitmeye başlar ve depresyona gireriz. Onun için kendimizi zor duruma düşürmemeliyiz. Umudumuzu asla kaybetmemeliyiz. Belki bizi bekleyen daha güzel olaylar olacaktır. Şer gibi görünen şeylerin arkasından hayır gelecektir. Bunun için sabırla umut etmeye, çalışmaya, yaşamı sevmeye devam etmeliyiz. 


Çünkü dünya umutla güzeldir, umutla aydınlık bir yerdir. Umudumuz yoksa hayatın anlamı da yoktur. Umudumuz kaybetmemek için azimle çalışmaya, amaçlarımız odaklanmaya devam etmeliyiz. Her ne olursa olsun hayat yaşanmaya, nefes almaya değerdir. Bunun için umuda sarılmalı, umudun peşinden koşmaya devam etmeliyiz.

bb