Kaşağı Kitabında Geçen Alıntılar

 

Kaşağı Kitabında Geçen Alıntılar

 

Çocuk da olsak kimseye iftira atmamalıyız. Çünkü  en ufak bir yalan bile bir başkasının hayatına mâl olabilir. Her ne kadar Ömer çok vicdan azabı çekmiş olsa da, pişmanlık yaşamış olsa da Hasan ne yazık ki hayatını kaybeder. Onun için her zaman dürüst insan olalım ile ilgili bir konuya değinmiştir Ömer Seyfettin.


Kaşağı kitabında geçen alıntılar şunlardır:


“İçimdeki zehirden azabı boşaltmak için sabırsızlanıyordum.”

“Ne yazık ki Zavallı masum kardeşim o gece ölmüştü.”

“Beni üzen şeylerin hiçbirini unutmadım.”

“Hepimiz söylüyor, hiçbirimiz dinlemiyorduk.”

“Başkalarını suçlamak vicdansızlığın delilidir...”

“Ben sana her zaman: ”Fertlere ehemmiyet verme! demez miyim? Fertler uğraşmaya değmez. Fertler bir denizin dalgaları gibidir. Asıl olan denizdir; yani toplum... Dalgalar, yani fertler gelip geçici şekillerdir. Biraz felsefî fikri olan, dalgaların bazen büyük olmasına, bazen taşkın olmasına hiç önem verir mi?”


"Bir-birimizin kanlarını içeriz. Buna ant içmek derler. Ant içenler kan kardeşi olurlar. Bir-birlerine ölünceye kadar yardım ederler, imdada koşarlar".

“Ölüm mutlak ve zorunluydu. Ondan kaçmak mümkün değildi.”

"Liyâkat" kuvvetten daha büyük, daha yüce, daha yüksek bir şeydir. Kuvvet vücutsa, liyâkat ruhtur.”

“Geçme namerd köprüsünden, kopartsın su seni! Korkma düşmandan, ki ateş olsa yandırmaz seni! Müstakim ol, Hazreti Allah utandırmaz seni!”

“Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan”

“İnsanlar ne tuhaftır. Fikrine, ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rastgelince hemen bozulur.”

“Kendin için, kendi iyi olman ve şeytanın yalanlarına aldanmaman için dua et.”

“Biz ordudan evvel milletin, Türklerin ahlakını düzeltmeliyiz. Namuslu ruhlar, milliyetini idrak etmiş bilinçli beyinler, lekesiz vücutlar yetiştirmeliyiz.”

“İnsanın hayvanlığı yemekle, insanlığı okumakla yaşar."

“Toplumsal yeniliğin yeri okul değil, hayattır.”

“Yıllarca devam etmiş hakiki bir aşk ölebilir. -Nasıl -Tıpkı yılların, mevsimlerin gıdasıyla yetişmiş bir fidana birdenbire indirilmiş bir balta darbesi gibi... Evet, birdenbire sevilemez fakat birdenbire insan soğur.”

“Dadaruh çok durgundu. Pervin hüngür hüngür ağlıyordu. – Niye ağlıyorsun? diye sordum. – Kardeşin hasta.”

“Bildiğini hatırlamak, yeniden bir şey öğrenmek kadar faydalıdır."


“Sabaha kadar gene gözlerimi kapayamadım. Hava henüz ağarırken Pervin'i uyandırdım. Kalktık. Ben içimdeki zehirden azabı boşaltmak için acele ediyordum. Yazık ki, zavallı masum kardeşim o gece ölmüştü. Sofada çiftlik imamıyla Dadaruh'u ağlarken gördük. Babamın dışarıya çıkmasını bekliyorlardı.”

“Kızdım. Öfkemi sanki kaşağıdan çıkarmak istedim. On adım ilerdeki çeşmeye koştum. Kaşağıyı yalağın taşına koydum. Yerden kaldırabileceğim en ağır taşı bularak üstüne hızlı hızlı indirmeye başladım. İstanbul’dan gelen, Dadaruh’un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezdim, parçaladım. Sonra yalağın içine attım.”

0 yorum:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZI YORUMLAMA BİÇİMİNİ "ANONİM" SEÇEREK İSİM, MAİL ADRESİ VB. YAZMAK İLE UĞRAŞMADAN KOLAYCA YAYINLAYABİLİRSİNİZ. KÜÇÜK BİR TEŞEKKÜRÜN BİLE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ VE DEĞERLİ OLDUĞUNU UNUTMAYIN...