Uğur Mumcu’nun Bir Pulsuz Dilekçe Kitabında Geçen Alıntılar

 

Uğur Mumcu’nun Bir Pulsuz Dilekçe Kitabında Geçen Alıntılar


 Uğur Mumcu; Bir Pulsuz Dilekçe kitabında 12 Mart döneminin arkasından gelen ve aslında onun uzantısı olmaya çabalayan Milliyetçi Cephe rejiminin marifetleri ve marifetlileriyle uğraşıyor.

 “Türkiye bir garip ülke oldu. Yolsuzluklar, cinayetler hayatımızın vazgeçilmez unsurları yapıldı, kimsenin bu işlere aldırdığı yok. Toplum olarak cinayetlere de yolsuzluklara da alıştırıldık.”

“Özgürlüklerin kısıldığı bir toplumda, insanlar, bir maskeli balodaymış gibi, kimlerle beraber olduğunu bile bilmiyor. Işıklar açıldıkça, maskeler çıkıyor, ve herkes gerçek yüzleriyle tanınıyor...”

“Anneler ve babalar, çocuklarını, sokak ortalarında eşkiya çetelerince öldürülsünler diye yetiştirmediler. Bir gün bütün bunların hesabı sorulacaktır. Devlet koltuklarına dayanarak kabadayılık yapanları, sanık sandalyelerinde de göreceğiz birgün...”

“Bir kalem susar, yerini bir başkası alır. Bu kalemler tükenmez. Ne kelepçeler, ne demir kapılar, ne iddianameler ve ne de beş yıldan yirmi yıla uzanan hapis cezaları, bu kalemleri korkutamadı, bundan sonra da korkutamaz.”

“Arslanın sırtında hükmetmeye özenenler de bir gün bu arslana yem olurlar.”

“Cinayet, yolsuzluk ve işkence... Bu uğursuz üç geni kırmadan, ne demokrasiden söz edebilirsiniz, ne de özgürlükten.”

“Şiddet şiddeti besler.”

 “Tanrı Türkü korusun amma , öncelikle özü ve sözü birbirine uymayan politikacılardan. Şu sahte milliyetçilerden... Şu titreyip titreyip kendilerine dönemeyenlerden...”

“Yasalarımız arasında kardeşlerin, yeğenlerin ve damatların milyoner olmalarını yasaklayan hiçbir hükme rastlanmamaktadır. Başbakanların, başbakan yardımcılarının kardeşleri, eski Cumhurbaşkanlarının damatları ve uluslararası komunizmle kanlarının son damlalarına kadar savaşan politikacıların yeğenleri, hür teşebbüs içinde diledikleri gibi para kazanabilirler.”

“Türkiye bir garip ülke oldu. Yolsuzluklar, cinayetler, son zamanlarda çok partili hayatımızın vazgeçilmez unsurları yapıldı, kimsenin bu işlere aldırdığı yok. Toplum olarak cinayetlere de yolsuzluklara da alıştırıldık.”



"Şiddet, şiddeti besler " gerçekten de öyledir. Şiddetin egemen olduğu toplumlarda, yasalara bir yana atılır, öç alma ve kin, bir " siyasal kan davası " gibi herkesi sarar.”

“Devleti ele geçirmek, her zaman tankla tüfekle olmaz. Devlet bürokrasisi içinde, önemli köprü başlarının tutulması, karar organlarında egemenlik kurulması da bir bakıma, devletin ele geçirilmesidir. “Milliyetçi Cephe” adıyla ortaya çıkan sermaye partileri, devleti adım adım egemenlikleri altına sokmuşlardır.”

“ Atatürk’ün hangi ilkesini bir bayrak yarışı gibi genç kuşaklara sapasağlam verebildiler? Ülkemizin bağımsızlığını mı korudular? Kırk bin karanlık köyü ışıklarla mı donattılar? İnançları uğruna yiğitçe mi dövüştüler? Yenilmezliğin, ulusallığın simgesi mi oldular? Atatürk milliyetçiliğinin hangi mirasına sahip çıktılar?. Ülkeyi yönetmiş ve yönetmekte olan ve <Nizam-ı alem > adına bir kuşağı ezmek isteyenlere soruyoruz: —Sizler, Atatürk’ün mirasını harcamış bir kuşağın sorumluları ve suçluları değil misiniz? . Ne ektiniz ki , ne biçmek istiyorsunuz?... 

0 comments:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZI YORUMLAMA BİÇİMİNİ "ANONİM" SEÇEREK İSİM, MAİL ADRESİ VB. YAZMAK İLE UĞRAŞMADAN KOLAYCA YAYINLAYABİLİRSİNİZ. KÜÇÜK BİR TEŞEKKÜRÜN BİLE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ VE DEĞERLİ OLDUĞUNU UNUTMAYIN...