Dil milleti bir arada tutan en önemli
unsurların başında gelir. Milleti oluşturan bireylerin aynı duygu ve düşünceyi
paylaşabilmesi ortak bir dil sayesinde olabilir. Dil ile kültürümüzün gelecek
kuşaklara aktarılmasını sağlayabiliriz.
Dil bozulduğu zaman düşünce bozulur
düşünce bozulursa kültür bozulur. En sonunda da toplum bozulur. Dilini kaybeden
bir toplum zamanla etkisi altında kaldığı milletin düşünce yapısı ve yaşam
tarzını benimsemeye başlar. Bu durum zamanla milli benliğin kaybedilmesi ile
yani sömürgeleşme ile sonuçlanır. Afrika kıtasını şöyle bir göz önüne
getirelim. Renkleri siyah dilleri İngilizce, Fransızca milyonlarca insan
yaşamaktadır. Ve dilini unutmuş bu milletler başkalarının efendiliğinde
yaşadıklarının bile farkında değillerdir. Adeta kendilerine müsaade edildiği
kadar bir özgürlüğe sahiptirler.
Türkçemizde son dönemlerde büyük bir
tehlike ile karşı karşıyadır. Bu tehlike özellikle İngilizce kelimelerin
Amerikan özentisi insanlar tarafından dilimize sokulması ile oluşmaktadır. Bu duruma
başta televizyonlar olmak üzere birçok faktör sebep olmaktadır. Konuşmaları arasına
yabancı kelimeler sokuşturmayı entelektüellik zannedenler dilimize büyük zarar
vermektedir. Bir dili bilmek elbetteki çok değerli bir kazançtır. Ancak günlük
konuşmalarımıza yabancı kelimeler katmak dile ihanettir. Öğrendiğimiz dili
bilimsel alanlarda faydalanabileceğimiz bir araç olarak görmek gerekir.
Unutmamak gerekir ki kişi konuştuğu gibi
düşünür. İngilizce konuşan bir insan zamanla İngiliz gibi düşünür. İngiliz gibi
düşünen bir insan da İngiliz ve Amerikan gibi yaşar.
bb