Akıl; kişinin meydana gelen olaylar
karşısında fikir üretebilme becerisi ve problemleri en hızlı şekilde
değerlendirip bir neticeye ulaşabilmesi
yeteneğidir. Akıl Allah tarafından insanlara diğer canlılardan farklı bir
özellik olarak verilmiştir. Her insanda akıl vardır ancak insanların aklını
kullanabilme yeteneği birbirinden farklıdır.
Birtakım insanlar vardır ki gelişen
olaylar karşısında heman bir çözümleme yaparak başarılı kararlar alabilirken birtakım
insanlar da vardır ki en basit problemlerde bile fikir üretmekte zorlanır. Bazı
insanlar yaşı büyük insanların daha bilgili olduğunu zanneder. Öyle ki toplum
içinde bir mesele tartışılırken düşüncelerini söyleyen küçüklerin “ sen anlamazsın, daha
çocuksun sen gibi” ifadelerle konuşturulmadığını sıkça görmüşüzdür. Ama boy,
kilo vb. yaş ilerledikçe artan özelliklerden çok farklıdır akıl. “akıl
yaşta değil baştadır “
atasözü yaşı büyük insanların daha akıllı olmadığını beynini kullanabilen
insanların daha akıllı olduğunu vurgulamaktadır. Vücudun gelişebilmek için bazı
besinlere ihtiyacı olduğu gibi aklında gelişebilmesi için bazı besinler
şarttır. Aklı geliştiren besinler okumak, araştırmak, sorgulamak ve soru
sormaktır. Yüzyıl yaşayıp da yemek içmek dışında bir gayesi olmamış bir insanla
15-20 yaşında ama sürekli araştırmış, çalışmış bir genci bilgi yönünden bir
tutabilir miyiz ? Yaş insanlara en fazla
birkaç tecrübe fazlasını kazandırabilir. İsabetli ve doğru kararlar verebilmek
ise tecrübeden ziyade belli bir bilgi birikimi gerektirir.
Hepimiz toplum içinde saygı duyulan, fikirlerine değer verilen bireyler olmak
isteriz. Lakin yaşı büyük olduğu için
herkesin kendi sözünü dinlemesini beklemek çok yanlıştır. Bu yüzden “akıl yaşta
değil baştadır” atasözünün manasını doğru
kavrayarak buna göre davranmak en doğru olanıdır.
bb