Gülseren Budayıcıoğlu Sözleri
İnsan psikolojisi hakkında çok fazla bilgi sahibi olan ve onun için de gelen hastalarına çok nazik davrana, onlara karşı sabırlı olan ve onlarla empati kurmayı çok iyi başaran sevgili yazarımız Gülseren Budayıcıoğlu’nun sözlerini okuduğumuzda ondan çok şey öğreneceğiz. Eserlerinde sevgiyi, saygıyı, empati kurmayı anlatan yazar her insanın çocukluğunu yaşadığı yerin ne denli önemi olduğunu vurgular. Bizi dünyaya getiren anne ve babamız bizim yaşam şeklimizi ve hayata bakışımızı etkilemektedir der yazar.
İçinde yaşadığımız ailemiz bizi iyi de yetiştirebilir kötü de.
Yaşadığımız aile ne olursa olsun her şeye rağmen hayatta güçlü durmaya
çalışmalıyız ve hayatın onca kötülüğüne rağmen kendimize bir çıkış yolu aramalıyız.
Tıpkı Ala adındaki genç kızın ailesinden gördüğü acı olaylar sonrasında Gülseren Hocamızla
görüştükten sonra değişen ve olumluya
dönen yaşamı gibi. Sevgili Gülseren Budayıcıoğlu Hocamızın sözleri şunlardır:
*” Hiç sevilmemiş insanların
yaraları derin olur.”
“ Bilgelik, delilikten çıkar çoğu
zaman.”
“Ve son olarak hastalığın
sevgisizlikten, şifanın ise her zaman sevgiden, şefkatten geldiğini çok daha
iyi anlıyorum.”
“Unutmayın, siz değişirseniz dünya
değişir.”
“Oğlunu terbiye edemeyen kadın,
oğlunu adam edecek kız istiyor. İşte bir kadının bir kadına yönelik zulmü
burada başlıyor.”
“ Her insan, okunacak bir kitap
gibidir.”
“Bu hep böyledir. İnsanlar en büyük
düşkünlüğü en çok kızdıkları insana gösterirler. Ah bu bilinçdışının bitmek
tükenmek bilmez oyunları.”
“Her yenilgi, insan hayatında yeni
kapılar açar."
“Ne güzellik ne asalet ne para,
hiçbiri mutlu olmak için yetmiyormuş insana.”
“ Bazen ağlayabilmek bile bir lüks
galiba.”
“Hiçbir şey uzun sürmüyor ne keder
ne sevinç..
“Bir hainin aşkı, sevgisi de kendi
gibi çürük olur..."
“ Konuşmak , insanın zehrini alır.”
“Aileler, bir genç okulda başarılı
ise, başka bir sorun yok sanıyor.”
“İnsanların ruhsal durumları,
fiziki görüntülerini ne kadar çok etkiliyor.
“Anne babalar sanır ki her çocuk
çalışırsa başarır. Ama gerçek öyle değildir. Bazen insan çalışsa da başaramaz.”
“Şu kadınlar ne garipler. Duygusal
durumları ne kadar çabuk değişebiliyor. Küçücük şeylerden nasıl da hemen
etkileniveriyorlar. Bir anda dünyanın en mutsuz kederli en suçlu insanı iken,
nasıl da kolayca gökyüzünün en üst katına çıkabiliyorlar. Sevgileri, tutkuları
uğruna neleri göze alabiliyorlar. Onlar için yaşamın temel şartı “sevilmek,
aşkla, tutkuyla, sonsuza kadar sevilmek ve asla vazgeçilmemek” her şeyi
affedebilirler ama “sevilmemeyi” asla …Sevgisiz bir dünyada kadınlara yer
yok!"
“İnsan ne öğrenirse onu uygular.
Çocukken size hep sert davrandılarsa, büyüyünce siz de çevrenize öyle
davranırsınız."