Bilgece Bir
Söz Ve O Sözün Bize Kattıkları
“Şikayet ettiğiniz bir iş, işsiz
birinin hayalidir. Sabrınızı sınayan yaramaz çocuk, çocuksuz birinin hayalidir.
Çok sıkışık olduğunu düşündüğünüz küçük ev, evsiz birinin hayalidir.
Endişelendiğiniz mütevazi birikimler, borç içinde boğulanların hayalidir.”
Gündelik hayatta sürekli olmasa da çoğunlukla şikayet halinde oluruz ve bir türlü sabretmesini, şükretmesini, kadere boyun eğmeyi bilmeyiz. Çünkü hep daha fazlasını isteriz ve bir türlü doymayız. Şikayet ettiğimiz bir iş bir başka işi olmayan kişinin en büyük hayali olabilir. İşi olmayan kişilerin yerine koyarak empati kurmanın ne kadar önemli olduğunu anlatır bu cümlenin içindeki tüm sözler. O işçi için işinin olması, evine ekmek götürebilmesi büyük bir hayaldir. Onun için içinde bulunduğumuz işten şikayet etmek yerine işimizi en güzel şekilde yapmaya devam etmeli ve çok çalışmalıyız. Bir işimiz olduğu için mutlu olmalı, şükür halinde bulunmalıyız.
Çocuğu olan anne ve babalar çocuklarından sürekli şikayetçi olurlar. Çok yaramaz, hiç durmuyor, hiçbir işimi yapamıyorum, dinlenemiyorum gibi. Oysa hiç çocuğu olmamış, çocuğa sahip olmak nasıl bir duygu bunu tatmamış bir insan için çocuk özlemdir, hayaldir, aşktır, sevgidir, güzel kokudur, mutluluktur. Onun için çocukları olan aileler buna şükretmeli ve çocukları ile kaliteli zaman geçirmeli, onlardan şikayet etmeyi kesmelidir. Çünkü çocuğu olmayan insanların yerine koymalıdır kendini. Kimi insanla da evim küçük, hiç mutlu değilim der dışarıda soğukta evi olmayan insanları hiç düşünmezler ve hep daha iyisini isterler. İşte burada da empati kurmak ve halimize şükretmek en güzel olanıdır. Kimi zaman da birikimimiz az deriz ve ona da şükretmeyiz.
Oysa borç içinde boğulan, hayatı kararmış insanla vardır. Onların en büyük özlemidir borçtan kurtulmak ve normal bir hayata
dönmek. Bunun için içinde bulunduğumuz durumu şikayet etmek yerine şükretmek
insana yakışandır. Unutmayın ki düşünme yetkinleştiğinde şikayeti bırakır der
Dücane Cündioğlu. Biz de iyi düşünmeli,, başka hayatlara da bakmalı ve
kendimizden daha aşağıda olanların halini görmeli ve açgözlü, doyumsuz, bencil
kimselerden olmamalıyız. Arif olana anlatmak istediklerim yeterlidir diye
düşünüyorum.