İnsanın Fabrika Ayarları Adlı Kitapta Geçen Özlü Sözler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İnsanın Fabrika Ayarları Adlı Kitapta Geçen Özlü Sözler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İnsanın Fabrika Ayarları Adlı Kitapta Geçen Özlü Sözler

 İnsanın Fabrika Ayarları Adlı Kitapta Geçen Özlü Sözler


Sinan Canan’ın yazdığı güzel bir eser olan ve içinde insana dair güzel bilgilerin olduğu  İnsanın Fabrika Ayarları adlı kitapta geçen özlü sözler şunlardır:

“Başarıyı eğitim daha doğrusu yüksek puan alma başarısına endekslemek gibi anlamsız bir ön kabul neredeyse herkesi sarmış durumda.”

İnsanların kültür, inanç, alışkanlık ve ön kabullerinden daha zor bir engelle hiç karşılaşmadım.


Beden ağırlığımız, bu sayılar arasında belki de en popüler, en etkileyici parametredir. Hepimizin “kaç kilo olmamız” gerektiği ile ilgili bir fikri vardır. Bu fikrin nereden geldiği, neden “ideal” olduğu, genellikle doğruluğu hakkında hiçbir fikrimizin olmadığı kulaktan dolma bilgilere yahut bazı ön kabullere dayanır.

Sırf daha uzun yaşama hesabıyla, sınırlı ömrümüzün ciddi bir kısmını “bizi hiçbir yere götürmeyen” koşu bantları yahut pistler üzerinde terlemek için harcamak ne kadar “sağlıklı”?

Hareket etmek bizzat beyni uyandırarak akıl yürütme ve karar alma sisteminin daha doğru ve daha verimli çalışmasını mümkün kılar.

Ağırlıkla, kiloyla, sayıyla sağlık olmaz. Kilonuzdan önce sağlığınızı ve yeme alışkanlıklarınızı düşünün.


İnsanın en çok zorlandığı konu belki de gerçekliğe dair dürüst bir duruş sergilemek olsa gerek.

Gıda israf ediyorsak, çöplerimizin önemli bir kısmı yarı yenmiş gıdalardan oluşuyorsa, canımızın her istediğini istediğimiz zaman bulabilmek istiyorsak, özellikle de “mevsimi dışında” bitki ve besin tüketmek alışkanlığına sahipsek, üzgünüm ama çevreye bu denli zarar veren nice uygulamaları da bilmeden talep ediyoruz demektir.

 

Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, yemeği yemek üstüne yemektir. İbni Sina

Hareket etmenin hayatımızdaki etkisini gösteren bu kadar çok delilimiz varken, bu mucizevî ve basit eklemeyi bir türlü hayatımıza yerleştiremiyor olmamız, fabrika ayarlarımızın çok dışında gelişen yaşam alışkanlıklarımızın bizi nasıl bir duruma soktuğunu açıkça gösteriyor.

Hareket etmenin hayatımızdaki etkisini gösteren bu kadar çok delilimiz varken, bu mucizevî ve basit eklemeyi bir türlü hayatımıza yerleştiremiyor olmamız, fabrika ayarlarımızın çok dışında gelişen yaşam alışkanlıklarımızın bizi nasıl bir duruma soktuğunu açıkça gösteriyor.


Sadece belli koşullar sağlandığında, sadece aynı dar rutin içerisinde "iyi hissedebilen" bir insan, sağlıklı değil "bağımlı"dır.

Zira gerek kişisel yaşamlarımız gerekse etrafımızdaki fiziksel dünyanın  “doğal” davranışları, çoğu zaman bizim “beklenti” ve “düzen algımızla” uyumlu değildir.

bb