Kızıl Veba Kitabı İle İlgili Klasik Sorular Ve Cevapları

 

 Kızıl Veba Kitabı İle İlgili Klasik Sorular Ve Cevapları

 

1)  Kızıl Veba hastalığı  kitabında geçen alıntılardan üç tanesini yazınız.

Cevap:

*Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de, güçlüsü de zayıfı da, hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayanı da... Herkes göçüp gidiyordu. Her şey göçüp gidiyordu."

* İnsan eskiden beri metafizik bir kavram olarak mutlak adalete inanır ama anlaşılan o ki evrende adalet diye bir şey yoktur.

*Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider."

 2) Kızıl Veba kitabının yazarı kimdir?

Cevap: Jack

 3)  Dede ve torun yürümeye devam ederken bir çıtırtı geldi ve buradan bir hayvan çıktı. O hayvanın adı nedir?

Cevap: Ayı 

4) Eskiden profesör olan ve kitabı anlatan dedenin adı nedir?

Cevap: Smith

 

5) Torunları dedelerine ne diye hitap ederdi?

Cevap: Granser

 6) Dedenin torunları vardır ve dede o torunlarına veba hastalığının nasıl ortaya çıktığını ayrıntıları ile anlatmıştır. Veba hastalığı çıktığı sıralarda bir çok olay yaşanmıştır. Bu olaylardan üç tanesini yazınız. Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?

* İnsanlar kendi canlarını kurtarmak için birbirlerini öldürmeye başlamış.

*Veba hastalığından ölen insan parçalara ayrılıyor ve daha sonra eriyormuş

*İnsanların kaşlarında bir kızarıklık oluyormuş ve bu da hastalığın belirtilerinden biriymiş.

 

7) Kitapta adı geçen dedenin torunlarından üçünün adını yazınız.

* Edwin

* Hu Hu

Tavşan Dudak

 8) Kızıl Veba hastalığı döneminde dedenin mesleği neydi?

Cevap: İngiliz edebiyatı profesörü

  9) Modern yaşam sona erdiğinde, James Howard Smith ve üniversite çalışanları ile onların yakınları nereye sığınıyor?

Cevap: Kimya okuluna

 

10) Smith hayatta kalan insanlarla kaç yıl tek yaşadıktan sonra karşılaşıyor?

Cevap: 3 

12) Kızıl Veba hastalığı belirti gösterdikten kaç dakika sonra insan yaşamını sona erdiriyordu?

Cevap: On iki dakika 

13)  Kitaba göre Kızıl Veba hastalığı hangi tarihte ortaya çıkıyor?

Cevap: 2013 

14) Kızıl Veba hastalığı nerede sona ererek insan yaşamı bitiyordu?

Cevap: Kalp

bb

Kişi Kılığına Göre Ağırlanır Lafına Göre Uğurlanır Atasözü İle İlgili Konuşma

 

Kişi, Kılığına Göre Ağırlanır; Lafına Göre Uğurlanır Atasözü İle İlgili Konuşma


İnsanlar bilmediği ve tanımadığı kişinin ilk olarak kılık kıyafetine, dış görünüşüne bakarak bir yargıya varır. O kişi ilk izlenimler doğrultusunda bir tutum ve davranışla karşılaşır. Sonrasında kişinin tanınmasıyla nasıl biri olduğu anlaşılır. Tanışmadan sonra kıyafetine göre değil kişiliğine göre davranılır. Bunun için atalarımız Kişi kılığına göre ağırlanır lafına göre uğurlanır sözünü söylemiştir.

 

Sevgili öğretmenim, değerli arkadaşlarım,

Tanıştığımız kişilerin ilk olarak dış görünüşüne bakarız çünkü ilk dikkat çeken şey dış görünüştür. Daha sonra ise o kişinin nasıl biri olduğunu onunla muhabbet ettikten sonra anlarız. Yani önemli olan insanın toplum içinde nasıl konuştuğu, içinin boş  mu yoksa dolu mu olduğudur. Bir insan ne kadar iyi giyinmiş olursa olsun, kaba konuşuyorsa veya saygısız davranıyorsa, insanlar üzerinde olumsuz bir izlenim bırakır. Tam tersine, sade giyimli ama güzel konuşan, karşısındakine değer veren bir kişi her zaman saygıyla hatırlanır. 


İşte bu nedenle insanlar, son olarak söyledikleri sözlere ve sergiledikleri davranışlara göre uğurlanır. Kısacası iyi bir izlenim bırakmak için sadece iyi giyinmek yetmez; güzel konuşmak ve iyi bir insan olmak gerekir. Konu hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

bb

Ya Hayır Konuş Ya Sus

 

Ya Hayır Konuş  Ya  Sus


Ya hayır konuş ya sus sözü sevgili Peygamber Efendimize ait bir sözdür. Gereksiz yere konuşmanın hiç kimseye faydası yoktur. Bir insan konuşuyorsa gerçekten hayır konuşmalı, insanlığa faydalı şeyler sunmalıdır. Laf olsun diye konuşmak sadece zaman kaybıdır. 


Hayır konuşmak, insanlara faydalı olmak, ilim öğretmek, bilim öğretmek en faydalı olanıdır. Oysa hiçbir iş yapmayan, işi sadece konuşmak olan kişilerin susması en hayırlı olanıdır. İnsan, konuşmadan önce söylediği sözün faydalı, doğru ve hayırlı olup olmadığını düşünmelidir. Eğer söz kırıcı, zararlı, boş, dedikodu ya da fitne doğuracaksa, susmak konuşmaktan daha hayırlıdır. İnsanların arasını bozacak konuşmalara girilmemelidir. İyilik için, güzellik için, hayır için konuşulmalıdır. Dedikodu yapılmamalıdır. Kötü kalbe sahip olmamak gerekir. Faydalı şeyler konuşulmalıdır. 


 Her doğru olan şey her zaman söylenmek zorunda değildir. Dil, insanı hem yüceltebilir hem de zarara sokabilir. Susmak bazen bir erdemdir. Onun için ağzımızdan çıkan her cümleye dikkat etmeliyiz. Konuşurken dikkatli olmalıyız ve kimseyi kırmamalıyız,  arabozucu olmamalıyız, iyilik, erdem ve güzel ahlak üzerine konuşmalar yapmalıyız.

bb

İyiliği Nasıl Çoğaltabiliriz Konulu Konuşma

 

İyiliği Nasıl Çoğaltabiliriz Konulu Konuşma


“İyilik iyidir.” diye çok güzel bir söz vardır. Çünkü iyilik beraberinde iyiliği getirecektir. İyiliği çoğaltmak için iyi insan olmak, dürüst ve güvenilir, yardımsever bir insan olmak gerekir. İyi olmak için önce çevremizde bize ihtiyacı olanlara yardım etmek gerekir. Yani önce en yakın akrabalarımıza, komşularımıza daha sonra ise diğer insanlara yardım etmek gerekir.


Sevgili öğretmenim, kıymetli arkadaşlarım,

İyiliği iyi insan olarak,  yardımsever ve işbirlikçi insan olarak çoğaltabiliriz. İlla büyük bir maddi yatırımlar yapmaya gerek yoktur. Örneğin beslenme çantamızdaki yiyecekleri yanımızdaki kişi ile paylaşmak, yoksul olan komşumuza bir sıcak kapta yemek vermek, bir yaşlıyı karşıdan karşıya geçirerek diğer insanlara örnek olmak iyi davranışlardır. Karşılık beklemeden iyilik yapmak iyiliği çoğaltan en temel unsurlardan biridir. Yani gösterişe ihtiyaç duymadan yaptığın iyilik  karşındaki insanı müthiş etkiler ve o kişi seni örnek alır ve o kişi de  bir gün maddi olarak iyi hale geldiğinde gösterişsizce iyilik yapmaya başlar. İşte bunlar da iyiliği çoğaltır.


 Başkasının yaşadığı üzücü durumları kendimizin de yaşadığını düşünerek yani empati kurarak iyiliği yayabiliriz. İyilik; Kimi zaman bir selamda, kimi zaman içten yapılan bir duada, kimi zaman bir insana tebessüm etmede, kimi zaman da sessizce yapılan bir fedakârlıkta gizlidir. İyilik; insanı insan yapan, toplumu ayakta tutan en güçlü değerlerden biridir.


 Tüm bunların yanında iyiliğin en güzel yanı, paylaşıldıkça azalmak yerine çoğalmasıdır. Çünkü temiz bir kalple yapılan iyiliğin karşılığı Yüce Allah tarafından mutlaka verilecektir. İyi insan olmak, temiz bir kalbe sahip olmak, karşılıksız iyilik yapmak erdemli ve olgun insanların özelliğidir. Konu hakkında anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

bb